Francıs tradutor Inglês
39 parallel translation
Oh, francıs, sana Bu kadar yardımcı olduğun İçin tekrar teşekkür etmek istedim
Oh, Francis, I wanted to thank you again for being so helpful.
Francıs, bacak hareketlerim hakkında Karar vermeme yardımcı olur musun?
Francis, will you help me decide on my leg extensions?
Francıs, nerelerdeydin?
Francis, where have you been?
Oh, francıs, sen harikasın.
Oh, Francis, you are just wonderful.
Francıs... Sen... sen gerçekten emin misin... Nasıl olduğundan?
Francis... are... are you sure you're really... how you are?
Oh, francıs...
Oh, Francis...
Mösyö Bordier ve Pontarlier... Konuşmalarımızın devamı ve bağlayıcı olması bağlamında St. Blaise içki fabrikası hususunda temsilcimiz aracılığıyla 150 tane 1000 franklık banknotun yarısını gönderiyoruz.
Misters residents Potarlier Further to our dialogues and to link us reciprocally in the affair of the distillery of St Blaise, we give you by our representative one hundred fifty halves of one thousand franc banknotes.
Bak burada ne varmış, 50 frank.
Now, there's a 50-franc note.
Dörde kıvrılmış 1000 franklık bir banknot çıkartırsınız.
You take a 1000-franc note folded in quarters.
Oldukça alışılmadık gelebilir ama bana Nana için birkaç frank borç verebilir misiniz? Satacağından eminim.
It's quite unusual but could you advance me a few franc on Nana?
Bana bir franka mal olacak, ama değer.
It'll cost me a franc, but it's worth it.
- Alın, 5,000 franc.
- Here's 5,000 francs.
Kalabalık ve havasız bir odada, günde 10 franka 10 saat çalışıyordum.
1 franc a day for 10 hours'work in a crowded, unventilated room.
Açılışı 50 frankla mı yapacağız?
Still a 50-franc limit?
50 frank fark var.
So that's a 50 franc difference.
Dur 1 frank çıkacak mı bakayım.
Wait a moment, we'll find a franc. Here's one.
Bunu da, parmaklarının arasına sıkışmış olarak bulduğumuz 1000 frank parçasından biliyoruz. Ayrıca bu sabah da çok tuhaf şeylerden bahsetmişti.
We know this not only because of the fragment of a thousand franc note which we found clutched between her dead fingers, but also because of some rather curious words she used only this morning.
Ne yazık ki paranın bir parçası Louise'in parmaklarına takıldı.
Unfortunately for her, in her haste, she leaves a tiny fragment of a thousand franc note behind clutched in the dead woman's fingers.
50 Milyon franklık eroin satışının kod adı.
It's a code name for a 50-million franc heroin sale.
İşte frank.
Here's a franc.
Hiç de bile, onlara 14 saat iş karşılığında 1.60 frank ödüyorum.
It's not, I pay them 1.60 franc for 14 hours work.
Üretim maliyetleri yarım puan düşerse... isviçre frangı, lire karşısında değer kazanacak.
If labor costs go down half a point... the Swiss franc will devalue the lire.
Eğer bankada fransız frangı % 0.4 oranının altına düşerse... dolara yatırımın faydası yok.
There's no use investing in dollars... if the rate of the French franc falls below 0.4 % of the Bundesbank.
"24 Mart'ta, Albert'Franc Tireur'de şunu okudu :" "Hizmet vermiş şebeke gazileri toplantısı..."
On 24th March, Albert read in the Franc-Tireur " Servier network veterans'reunion at 4 : 30pm,
Korkarım ki, gelecekte işler daha da kötüleşecek ve her ne şekle bürünürse bürünsün, medya omurgasız olmaya devam edecek,... en aşağı içgüdülerimize hitap ederek elindekini satmaya yer arayacak.
To widows, married or not, of Guards killed in action for the people's defence, a 600 franc pension and 375 francs for the children, legitimate or not, after an enquiry establishing these rights. I have here a declaration from a group of women : " " "The gauntlet is down, we must conquer or die."
Bin franklık bir banknot parçası.
It's the corner of one thousand franc note.
Franc neler oluyor?
Franc, what's going on?
Gayretlerin için bir frank, ama hepsi bu.
A franc for the effort, but that's it.
Bu istasyondan çıktığın anda 62. kamyonun bir parçasısın.
You're full of shit, Franc.
Hayır koçum, Franc diyor ki bir sene dokunmamalıymışız.
Dude, I got, like, 24 grand in here.
Ben bunu ofiste saklayacağım.
If that's profit, some of it's mine. No, dude.Franc said we can't touch it for, like, almost a year, dude.
Bir gün yolda bir elma bulmuş. Onu almış ve 1 liraya satmış.
He found an apple on the street, and sold for 1 franc.
Sonra, o 1 frankla, 2 elma almış ve iki franka satmış.
With the franc, he bought 2 apples, which he sold for 2 francs.
Belçika frangıymış çok saçma bir kere.
Belgian'Franc'; it's an aberration!
1986 Château LeFranc.
It's an'86 Chateau Le Franc.
Chuck, 1986 Château LeFranc etiketinde ahır tıpasında leylek resmi olan acı bir Pinot şarabıymış.
Chuck, the'86 Chateau Le Franc is a peppery Pinot... -... stable on the label, stork on the cork. - Copy that.
Bu bir Frank.
That's one franc.
Ödemeyi Fildişi Sahili Frangı olarak kabul etmem mümkün değil.
How's he going to pay? With CFA Franc?
Sırf gözlerine biraz daha fazla bakabilmek için ona son kuruşuma kadar verdim.
And I gave her my last franc just to be able to look into her eyes for a few minutes longer.