Geldim tradutor Inglês
51,191 parallel translation
Ziyarete geldim.
I'm... I'm visiting.
Henüz geldim.
I just arrived.
Bu yüzden bunu doğru yapmak için buraya geldim.
Which is why I've come here to make that right.
Eleanor'u bulmaya geldim.
I came to find Eleanor.
Pekâlâ, Bay Gorski. İşte geldim.
All right, Mr. Gorski.
Aklımı kaçırıp kaçırmadığımı anlamak için geri geldim ve onu buldum.
I came back to try and understand if I was losing my mind, and I found her.
Size güzel havadislerle geldim.
I bring glad tidings.
Geldim!
Coming!
- Bu sayede bulunduğum konuma geldim.
- It's how I got where I am. - Mm-hmm.
Ama sonrasında bir ödeme tutarına denk geldim.
Uh-huh. But... Then I become aware of a payment.
Ben tamir etmeye geldim- -
I just came to fix the...
İşe geldim.
I'm at work.
Ben geldim.
I'm home.
O ısrar ettiği için buraya geldim.
I came to see you only because she insisted.
Size bir şey söylemek için geldim sisteminiz biraz olsun bize yarım etseydi benim bir şey yapmama gerek kalmayacaktı.
I was here to tell you that had your system helped us a little bit I wouldn't have to do anything.
Bayan K. Bayan K, duyar duymaz geldim.
Miss K. Miss K., I came as soon as I heard.
Hoşça kal demeye geldim. Biz sana hoşça kal demeye geldik.
I came to say good-bye, we came to say good-bye.
Buraya üç saatlik tren yolculuğuyla geldim.
Look, I took a three-hour train to get here.
İçmeye geldim buraya.
Look, I'm... I'm just here to drink.
Beni merak etmişsin diye geldim.
Oh, I'm here because you were worried about me.
Kötü bir zamanda mı geldim?
Is it a bad time?
Geldim sonuçta.
I'm here.
Seni görmeye geldim.
I came to see you.
Nasıl bir adam olduğunu görmek için geldim.
I just came by to see... what kind of a man you are.
Tamamen yalnız geldim.
I came completely alone.
Ben geldim.
I'm back.
Eğlenmeye geldim, kafaya alınmaya değil.
I came to have fun. I don't wanna be fucked with.
Ben geldim!
Here's Johnny!
Seni soymaya geldim.
I'm here to rob you.
Güzel, medeni bir sohbet etmeye geldim.
I came to have a nice, civilized conversation.
Ufak bir bilgi almaya geldim.
I came for a little information.
Geri geldim ve beni sana götüreceğini söylediği için çipi aldım.
I came back, took the damn chip because Jaha said he would take me to you.
Jersey vasıtasıyla geldim.
By way of Jersey.
TrueNorth'a astım tedavisi ve biraz kilo vermek için geldim. Diyetimi değiştirdikten sadece iki hafta sonra, astım ilaçlarımı, anti-depresanları, ağrı kesicileri, kalp ilaçlarımı, hiç birini almak zorunda kalmadım.
I came to TrueNorth to help me with my asthma and to lose a little weight, and it's amazing just in two weeks of changing my diet, don't have to take any asthma medication, no antidepressants, no pain medication,
Üstadı görmeye geldim.
I'm here to see the master.
Doğru değil bu. Senin için geri geldim.
Hey, that's not true.
Ben geldim. [Gülüşmeler]
I'm in. [Laughter]
Selam, ben geldim.
Hey, I'm back.
Bir vatandaş olarak geldim, Sara.
I come as a compatriot, Sara.
Siyasi tartışmaya gelmedim buraya. Pasaportları almaya geldim.
I'm not here for political discussion, just passports.
Neden geldim sanıyorsun?
Who do you think sent me?
iyi olduğundan emin olmak için geldim.
I just came to make sure you were okay.
Eve yeni geldim.
I just got to the house.
Buraya, yaşanan kötülükleri geçmişte bırakıp yolumuza sevdiğimiz insanları güvende tutarak devam edelim demek için geldim.
So I'm here to say let's just put the horrors behind us, move on, keep the people we love safe.
- İş için geldim. Sen?
You?
O yüzden geldim.
That's why I'm here.
Bir bayan ve çocuğu almaya geldim.
I'm here to pick up a lady and child.
Bu dileğini yerine getirmek için geldim.
And I'm here to grant your wish.
İş görüşmesi için geldim.
They called me in for an interview.
Bu çağa daha yeni geldim.
I've yet to begin in this age.
Yeni geldim.
I'm new.
geldim işte 33
geldin 84
geldi 321
geldin mi 58
geldik 352
geldiğinde 28
geldiniz 33
geldik mi 60
geldin demek 49
geldi mi 70
geldin 84
geldi 321
geldin mi 58
geldik 352
geldiğinde 28
geldiniz 33
geldik mi 60
geldin demek 49
geldi mi 70