Gidip bakayım tradutor Inglês
1,139 parallel translation
Ben gidip bakayım.
I'll go and have a look.
Gidip bakayım.
I'll look for her.
Gidip bakayım.
I'll go look, that's all.
Şimdi, albüme gidip bakayım.
NOW, LET ME GO CHECK THE ALBUM.
Sen burada bekle, ben gidip bakayım Mick.
You wait here until I go look for it, mate.
Gidip bakayım.
I'll go see.
- Gidip bakayım mı?
Shall I look?
Köpek kulübesinde yedek yastık var mı gidip bakayım.
[Sighs] I'll go out and see if there's... A spare pillow in the kennel.
Şanslı'nın peşinde. Gidip bakayım... Alf orada olabilir.
¡ este casa esta embrujada, como laamityville horror!
Gidip bakayım, hazır olmuşlar mı diye.
Let me go see if they're ready.
Dur ben bir gidip bakayım, burada bekle.
I'll take a look. You wait here.
Pekala. Soğuk odaya ölü bir tane bırakmışlardı, gidip bakayım.
The dead ones are in the cold room.
Louis ne yapıyor, gidip bakayım.
I think I'd better go see what Louis is up to.
Gidip, İsmael'e bir bakayım.
I'll go and see to Ismael.
Salona gidip ne olduğuna bakayım.
I'll go to the living room and check what's going on there.
- Gidip ne istediğine bakayım.
- I'll go see what she wants.
İzniniz olursa ben haşmetmeapın yanına gidip gelişinin akıbetine bir bakayım.
I will, with thy consent to his majestic side there to discover his royal progress.
Ben gidip büyükannem hazır mı bir bakayım, sen salonda bekleyiver.
I'll just go and check if Grandma's ready, wait for me in the lounge.
"Söyle bakayım, neden gidip fen derslerine kayıt yaptırdın?"
"Now, what'd you want to go and sign up..." "for that science class for?"
Gidip Ricky'ye bir bakayım.
I think I'll just go see if Ricky's all right.
Ben gidip şu depo kime ait bir bakayım.
I'll go check out who owns the warehouse.
Gidip bir bakayım.
I'll go for a look.
Gidip bakayım.
You're right, I'm gonna check it out.
Gidip ne yapıyorlar diye bir bakayım diye düşündüm.
I thought I might go back and see what they were up to.
Gidip bir bakayım.
I'll go see.
Ben gidip beyefendinin kamyonuna bakayım.
I'll just go check on the gentleman's truck.
Gidip bir bakayım, başına bir şey gelmiş olabilir.
I'll go see what's keeping her.
Eve geldim, elimde muzlu cips sosuyla arabadan çıktım anahtar bu elimdeydi sosu buzluğa koydum anahtarı da herhalde oraya düşürdüm, gidip bir bakayım.
I drove home, got out of the car with the banana guacamole in my hand, I had my keys in this hand, I put the banana guacamole in the freezer,
Ben gidip, kafasına çuval geçirilmiş mi bakayım.
I'll just go and check he's bagged up.
Gidip bir bakayım.
Let me go see.
Gidip bir bakayım.
I'll go and see.
Pekâlâ, gidip soyunma odasına bakayım.
Okay, I'll go look in the dressing room.
Gidip bakayım. Acıktığımızı söyle.
- And tell him we're starvin'.
Ben gidip bir bakayım.
I'm gonna check it out.
Gidip ona bakayım.
Not in that tone!
İzin verirseniz gidip ne oluyor bir bakayım.
I had better go and see what's wrong, if you will excuse me.
Gidip kayınvalideme bir bakayım.
I'm, um... I'm gonna go check on my mother-in-law.
Gidip bir bakayım.
I'll go look
Gidip Bay Holmes iyi mi, bakayım.
I'll just go and see if Mr. Holmes is all right.
İzninle gidip işime gücüme bakayım.
Please allow me to go and mind my own business.
- Gidip ne işler karıştırıyor bir bakayım.
Well, I'll go and see what he's up to.
Bodruma gidip elimizde ne var, bir bakayım.
I'll look in the basement and see what we got.
Gidip ateş yakabilir miyim diye bakayım.
I'II see if I can make us a fire.
Gidip sorunun ne olduğuna bakayım, efendim.
- I'll see what the problem is, sir.
Ben gidip ona bir bakayım.
Good, well I'll just give him a look-see.
Gidip bir bakayım neler oluyor.
I'll go and see what's up.
Gidip yemeğe bakayım.
I've got something on the stove.
Gidip bir daha bakayım.
I'll check in back.
Gidip Paavo'ya bir bakayım.
I'll go release Paavo.
İşte orada, ben gidip bir bakayım.
Ah, there he is, I'll just slip out and see him if that's all right.
Gidip diğer cesetlerde ne yapıyorlar, bakayım. Özellikle başsız olanda.
I'll go see how they're doing on the other bodies, especially the headless one.