Gidip bir bakayım tradutor Inglês
501 parallel translation
Ne konuşuyorlar gidip bir bakayım.
I'll just step over and see what they got to say.
En iyisi ben gidip bir bakayım ne alemdeler.
No. I better saunter on down there and see what's holdin''em, huh?
Gidip bir bakayım.
I'll take a chance.
Gidip bir bakayım.
I'll see her.
Gidip bir bakayım.
I'll go have a look.
Gidip bir bakayım.
I'll go and look at them.
Merak ettim... gidip bir bakayım dedim.
Muffled footsteps that were hard to ignore. I found it so intriguing I simply had to go up.
Benim uçak şurada, gidip bir bakayım.
Well, my ship's over there. I think I'll go take a look at it.
Odunluğa gidip bir bakayım.
I'll go to the woodshed and see to it.
Gidip bir bakayım.
I'm going to peek.
Her şey yolunda mı, gidip bir bakayım.
Now, I'll just see that everything has been attended to.
Gidip bir bakayım...
Oh, I'll go and see what I can find in the way of...
Etrafta dolaşan bir hayvan olmalı gidip bir bakayım.
Might be a cat poking around. I'll go and see.
- Bekle burada, gidip bir bakayım.
- Wait here.
Gidip bir bakayım.
ABOUT WHAT MR. TEMPLE DID YESTERDAY.
Gidip bir bakayım.
I'll go and see
Gidip bir bakayım.
Guess I better see they did it.
Belki resim atölyesindedir, gidip bir bakayım.
Maybe she's in the art room. I'II take a look.
Olduğun yerde kal! Gidip bir bakayım.
I'll go see.
- Gidip bir bakayım.
- I'm going to have a look.
Gidip bir bakayım.
I'll go and see.
- Ben gidip bir bakayım.
- I'll see what I can find.
- Gidip bir bakayım.
- I'll go see.
Işık falan var mı gidip bir bakayım.
I'll go see if there's a light
Gidip bir bakayım.
Oh, I'll go on over.
Rehberler orada mı gidip bir bakayım.
I go to see if the couriers are there.
Gidip bir bakayım.
I'll go and find out.
Ben gidip ihtiyar Zeke'ye bir bakayım.
Think I'll go hunt up old Zeke.
En iyisi gidip onun için yapabileceğim bir şey var mı bakayım.
I'd better go in and see if there's anything I can do for her.
Gidip, doktorun neye ihtiyacı var, bir bakayım.
And now I'll go and see what Dr. Meade needs.
Gidip bir bakayım.
I'll try to catch him.
Arkaya gidip fıçıya bir bakayım.
I'll go on back and get the barrel.
Şimdi gidip ranzanıza bir bakayım.
Now, I'll go see about your bunk.
Gidip ona bir bakayım.
Let me go take a look at her.
Ben de gidip anneme bir bakayım.
Right now I wanna see ma.
Bay Dingle'ın yerine gidip ne üçkağıtlar dönüyor, bir bakayım dedim.
Thought I'd go and see if Mr. Dingle's faro game is still as crooked as ever.
Gidip gelmiş mi bir bakayım.
I'll go see if he's still there.
Şimdi bir şeyler yemeni istiyorum. Ben de Bay Corvier'e gidip senin için ne yapabileceğine bakayım.
Now, I want you to get yourself something to eat, and I'll go and see what I can do for you with Mr. Corvier.
- Gidip adama bir bakayım.
- I better look in on him.
Gidip ne olduğuna bir bakayım.
I think I'll go and see what's going on.
Ben de gidip Ödeme'ye bir bakayım, ne durumdalar.
I better go down to Payroll and see how they're doing.
Son bir defa bakayım, sonra da gidip evleneyim.
Take one more look, and then I'm getting married.
Evet, ben en iyisi gidip Bessie'ye bir bakayım.
Well, I better go inspect Bessie's progress.
Gidip polise yardımcı olabilir miyim bir bakayım.
I'll go and see if I can be of any further assistance to the police,
- Gidip onu bulup bulamayacağıma bir bakayım.
I'll go see if I can find her.
Gidip halatlara bir bakayım.
I'll just go and check those ropes, see they're alright. You OK?
Şimdi gidip dengeleyicine bir bakayım.
Now I ´ ll have a look at your stabilizers.
Sen çantaları al, ben de gidip başka uçuş var mı, bir bakayım.
You pick up the bags, I'll go see if there's another flight going out.
Ben gidip içeri bir bakayım.
I better check the workbench.
- Ben gidip çocuklara bir bakayım.
- I'll just go check on the children.
Gidip kim olduğuna bir bakayım Sybil.
Well, I'd better go see who that is, Sybil.