English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ G ] / Gidip getireyim

Gidip getireyim tradutor Inglês

1,217 parallel translation
Ben gidip getireyim.
I'll go get it.
- Tabii, gidip getireyim.
- Okay, I'll go get it.
Gidip getireyim.
I'll get some.
Gidip getireyim.
I'll go get it.
- Gidip getireyim.
- I'll go get them.
- Gidip getireyim
- I'll get it
Ben gidip getireyim.
I'll get them.
Gidip getireyim o zaman.
I will go and get some then.
Tamam, gidip getireyim.
Fine, I'll just go get it then.
- Evet, gidip getireyim.
Yes, I'll go get it.
Gidip getireyim.
There you go.
Gidip getireyim.
I'm gonna go get one.
Gidip getireyim.
I better get it.
Unutmadan gidip getireyim.
I'm gonna go get it before I forget it.
- Siz bekleyin, gidip getireyim.
You stay here. I'll go get the cash.
Ben gidip getireyim.
I'll just get it.
- Gidip getireyim.
- I'll go get her.
Ben gidip geri kalanını getireyim.
L I best bring the rest of it up.
Ben gidip biraz su getireyim de bunu halledelim, tamam?
I'll go get some water, okay?
Ben gidip birkaç adam getireyim.
I'll go and get some people.
Faith'in evine gidip ona eşya getireyim.
So I'll go to Faith's and get some of her stuff.
Peki, ben gidip onu getireyim, siz ikiniz eve gidin.
Okay, I'm gonna go get him, you two get home.
Gidip eşyalarımızı getireyim.
I'm gonna get our stuff.
Gidip bize içecek bir şeyler getireyim.
Yeah, all right. I'll go get us some drinks. Yeah.
Sen onu sakinleştir ben de gidip bir bardak su getireyim.
Just, uh, you calm him down, and I'll go get him a drink of water. All right.
Şurada bir akıntı var. Ben gidip su getireyim.
There's a stream down there I'll go get water.
- Ben gidip kahveyi getireyim, hanımefendi.
I'll go and get the coffee, ma'am. Ooh, lovely.
Gidip neyi getireyim?
Get... get what?
Sen yazarken ben de gidip soğuk bir gazoz getireyim.
And while you're doing it, I'll get us some cold cans of soda.
Gidip sana yiyecek bir şeyler getireyim.
Let's go get you something to eat.
Tamam. Ben gidip James'i getireyim.
Okay, I guess I'll go get James.
- Gidip getireyim.
I'll get it.
Evet. gidip getireyim.
I'll fetch it.
Gidip Axel De Fersen'i getireyim mi?
Should I go get Axel De Fersen?
üzgünün efendim, gidip getireyim.
I'll get it.
Ben gidip bebeklerini getireyim.
I'll go get her dolls.
- Gidip yenisini getireyim.
- I'll go get you one.
- Evet, evet, gidip ilacı getireyim.
- Let me just get'em.
Gidip bir form getireyim.
I'LL GO GET A FORM.
Ben gidip biraz daha çilek getireyim...
I'm just gonna go get more berries from...
Şimdi ben gidip biraz krema getireyim.
Now, I'm just gonna get some whipped cream.
Öyleyse gidip sadık uşağımı getireyim.
Then let us go now and fetch my faithful servant.
Gidip birayı getireyim.
I'm gonna get a beer.
Bekle, gidip şırıngayı getireyim.
I'll go get the syringe.
SöyIe bana, gidip onu sana geri getireyim.
Tell me and I'll go get it back for you.
Gidip şampanya getireyim.
I will get the champagne.
Gidip kızını getireyim.
Let me go get your daughter.
Ben gidip bitane getireyim.
I ´ ll go put another pot on.
Imm, ben gidip kahve getireyim.
Well, I ´ ll go get that coffee.
Ben mutfağa gidip sana birşey getireyim. Sen rahat et. Rahatına bak.
I'm going to the kitchen to get a thing or two so if you want to relax, make yourself comfortable.
- Gidip çatal ve peçete getireyim.
- l'll go get you a fork and a napkin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]