Gitmekte özgürsünüz tradutor Inglês
248 parallel translation
Gitmekte özgürsünüz.
You are free.
İstediğiniz gibi gelip gitmekte özgürsünüz ve kalmayı da seçebilirsiniz.
There are you, free to come and go as you please, and you choose to stay here.
Gitmekte özgürsünüz, efendim.
You are free to go, dear sir.
Ölümcül cazibeniz, yavaşça azalınca, gitmekte özgürsünüz.
As soon as your fatal fascination wears off, you're free to go on your way.
Böyle düşünüyorsanız çekip gitmekte özgürsünüz.
If that's the way you feel, you're at liberty to go your way.
Hepiniz gitmekte özgürsünüz.
You're free to go, all of you.
Kendinizi bir kaçırılma olayının kurbanları olarak sayabilirsiniz bayım ama bu gemiye istediğiniz zaman gelip gitmekte özgürsünüz bayım.
Well, you can scarcely regard yourselves as victims of an abduction, sir... since you are free to come and go on this ship as you choose.
Gitmekte özgürsünüz.
YOU'RE FREE TO GO.
Hepiniz gitmekte özgürsünüz.
All of you go free.
Dinleyin beni, gitmekte özgürsünüz!
Listen to me, you are free to go!
Gitmekte özgürsünüz!
'Free to go!
Gitmekte özgürsünüz!
Free to go!
Gitmekte özgürsünüz!
'You are free to go! '
Özgürsünüz, özgür, gitmekte özgürsünüz!
You are free, free, free to go!
Gitmekte özgürsünüz!
You are free to go!
Gitmekte özgürsünüz, özgürsünüz!
You are free to go, free to go!
İstediğiniz her yere istediğiniz anda gitmekte özgürsünüz.
Of course, at any time, you're free to go where you wish.
Gitmekte özgürsünüz tabii ki.
You're free to go, of course.
Bu arada, size bir belge verilecek, ve istediğinizde gitmekte özgürsünüz.
By the way, you'll be given an card, and you're free to go wherever you want with that.
Gitmekte özgürsünüz.
You're free to go.
Bay Lasky, isterseniz onlarla gitmekte özgürsünüz.
Mr. Lasky, you're free to go with them if you like.
O halde... gitmekte özgürsünüz, Yüzbaşı.
So... you're free to go, Captain.
Sanırım gitmekte özgürsünüz, Bay Madox.
I guess you're free to leave, Mr Madox.
Şimdi, size öğretecek hiçbir şeyim olmadığını düşünüyorsanız o kapıdan çıkıp gitmekte özgürsünüz.
Now, if you don't think I have anything to teach you you are free to walk out of that door.
Tamam, efendim, gitmekte özgürsünüz.
Okay, sir, you're free to go.
Bu arada Teğmen, gitmekte özgürsünüz.
In the meantime, Lieutenant, you are free to go.
FBI'a alkış. Siz çocuklar gitmekte özgürsünüz.
Three cheers for the F.B.I. You guys are free to go.
Dostlar... gitmekte özgürsünüz.
Friends, you're free to go.
Sorun yok, gitmekte özgürsünüz.
No problems, you're free to leave.
- Joshua gitti, yani Emily'le ikiniz gitmekte özgürsünüz.
Joshua's gone, so you and Emily are free to go.
Ama söz verdiğim gibi, gitmekte özgürsünüz.
But as I promised, you are free to go.
Sadece en altı imzalayın, ve gitmekte özgürsünüz.
Just sign at the bottom, and you are free to go.
Şekerlerinizi verirseniz gitmekte özgürsünüz.
JUST GIVE US YOUR CANDY AND YOU'RE FREE TO GO.
- Gitmekte özgürsünüz.
- You're free to go.
Görünüşe göre gitmekte özgürsünüz.
Well, looks like you folks are free to go.
Gitmekte özgürsünüz, tabi sihir sona erdiyse.
You go free, provided the magic is over.
Gitmekte özgürsünüz.
You are free to go.
Cadıyı öldür, geri dön ve sorumluluklarını yerine getir sonra baban ve sen gitmekte özgürsünüz.
You kill the witch, come back and finish your obligations, and you and your father will both be free.
Kundakçılıktan suçlusunuz, o yüzden gitmekte özgürsünüz.
You are clearly guilty of arson, so you are free to go.
sen ve arkadaşların gitmekte özgürsünüz.
You and your companions are free to leave.
Sınıf arkadaşlarınıza gereken saygıyı gösteremeyecekseniz burayı terk edip istediğiniz yere gitmekte özgürsünüz.
If you can't extend a modicum of respect to your classmates, you are free to go right on down the hall to auto shop.
Şunu açıklığa kavuşturalım. İstediğiniz yere gitmekte özgürsünüz ama bizimle kalmanızı rica ediyorum. Bir kaptanın yapay zekadan isteği olarak değil bir askerin başka bir askerden isteği olarak.
Once we're clear, you're free to go wherever you please, but I'm asking you to stay with me, not as captain to a.I., But as one soldier to another.
Sen bunu hallet, üçünüz de gitmekte özgürsünüz.
You pull this off, and the three of you are free to go.
Gitmekte özgürsünüz.
FREE TO GO.
İstediğiniz yere gitmekte özgürsünüz.
YOU'RE FREE TO COME AND GO AS YOU PLEASE.
Bay Guerin, gitmekte özgürsünüz.
Mr. Guerin, you're free to go.
İstediğiniz zaman arabayı durdurup gitmekte özgürsünüz.
You're free to stop the car and walk away at any time.
Ve benden çaldıklarınızı geri aldığımda... sen ve arkadaşların gitmekte özgürsünüz.
And after I've taken back what they stole from me... you and your colleagues are free to go.
Pekala... gitmekte özgürsünüz.
Very well... you're free to go.
İşbirliğiniz için teşekkürler bayan Brooks gitmekte özgürsünüz.
Thank you for your cooperation, Miss Brooks. You're free to leave.
- O zaman gitmekte özgürsünüz.
Then you may go as free as you came.
özgürsünüz 27
gitmemi mi istiyorsun 48
gitmek 43
gitme 1049
gitmelisin 203
gitmedim 39
gitmem lazım 361
gitmek istiyorum 180
gitmem gerek 808
gitmeyeceğim 167
gitmemi mi istiyorsun 48
gitmek 43
gitme 1049
gitmelisin 203
gitmedim 39
gitmem lazım 361
gitmek istiyorum 180
gitmem gerek 808
gitmeyeceğim 167
gitmek istemiyorum 210
gitmem gerekiyor 305
gitmedi 39
gitmem 53
gitmen gerekiyor 24
gitmeni istemiyorum 71
gitmeliyim 1495
gitmek istiyorsun 19
gitmek mi 131
gitme zamanı geldi 35
gitmem gerekiyor 305
gitmedi 39
gitmem 53
gitmen gerekiyor 24
gitmeni istemiyorum 71
gitmeliyim 1495
gitmek istiyorsun 19
gitmek mi 131
gitme zamanı geldi 35