Görmek isterdim tradutor Inglês
901 parallel translation
Geri dönmüş olsa o surat ifadeni görmek isterdim.
I'd love to see your face if he came back.
Onu görmek isterdim.
I'd like to see him.
Pasifik Okyanusunu görmek isterdim sanırım ya da içinde boğulmak.
I had a vague idea I'd like to see the Pacific Ocean... ... or perhaps drown in it.
Küçük bir kızken, büyük bir şatonun içi nasıldır, hep görmek isterdim.
When I was a little girl, I always wanted to see what a great chateau would look like inside.
İnsan kemiği görmek isterdim.
I sure would like to see some of them man bones.
Sizinle kalıp, babamla güzel bir yere yerleştiğinizde yüzünü görmek isterdim.
I'd like to be with you and see your face when you and Pa get settled in some nice place.
O an seni görmek isterdim.
I'd sure like to see you then.
Senin o kokanalardan birine ders verdiğini görmek isterdim.
Would I like to see you giving some old harpy the three-in-one.
Onlardan birini görmek isterdim.
- I sure would like to see one of'em.
Yine de o araziyi görmek isterdim.
I sure would like to see that there piece of land, though.
Kavunun içindeki altınları görünce yüzünün alacağı şekli görmek isterdim.
Wouldn't you like to see Mr. O'Doul's face when he finds the melon's full of gold?
Onu görmek isterdim son bir kerecik.
I'd like to have seen him. Just once.
Hesabinin donduruldugunu ögrendiginde suratini görmek isterdim.
I'd Iike to have seen his face when he found his account frozen.
Bunun sonunda McNamara ile kozunuzu nasiI paylastiginizi görmek isterdim.
like to have been there when you tie in with... I'd... McNamara.
İçinizden birinin, bir gösteri esnasında yaptıklarımı yapmasını ve gösteri sonunda da ayakta durabilmesini görmek isterdim.
I'd like to see one of you do what I do in a performance and be on your feet at the end.
- İçerisini görmek isterdim.
I'd like to see the inside of that room.
Denize açılmadan önce Kanada'yı biraz daha görmek isterdim Holmes.
I shall like to see a bit more of Canada before we sail Holmes.
Böyle bir oyunu görmek isterdim.
I'd certainly like to see a play like that.
Ama görmek isterdim.
I should love to see it.
Bunu denediğini görmek isterdim.
I'd like to see you try.
- Bunu denediğini görmek isterdim.
I'd like to see you try.
Seni benim yerimde görmek isterdim.
I'd like to see you in my shoes.
- Senin gittiğini görmek isterdim.
- I'd like to see you go.
Sanırım seni daha parlak renkler içinde görmek isterdim.
I think I'd like to see you in brighter colors.
Bir gece böyle sarhoş halde, uçurumdan aşağı arabayla uçarken görmek isterdim onu.
I'd like to see him get plastered like that some night and drive off a cliff.
Firardan sonra bölge avukatının yüzünü görmek isterdim!
I wish I could see the face of the district attorney - when he finds out I've escaped!
Ne yazdığını görmek isterdim.
I'm dying to know what he's written.
Bahçeyi görmek isterdim.
I should like to see the gardens.
- Evet, O çapkını görmek isterdim, size...
- Well, I'd like to see any masher try...
Dışarıda o sarışınla ne içtiğini görmek isterdim!
I'd like to see what he drinks when he's out with that blonde!
Görmek isterdim.
I would like to see them.
- Ben de onları görmek isterdim.
- I'd like to see them myself, if I may.
Evet onları görmek isterdim.
Yes, I'd like to see them.
Seni bir kez olsun eksiksiz giyinmiş olarak görmek isterdim.
I wanted to see fully dress.
Geminin içine girip nasıl çalıştığını görmek isterdim.
I'd like to get inside that ship, see how it works.
Siz serserilerin evlerini görmek isterdim.
Boy, I'd like to see the homes you bums live in.
Seni görmek isterdim.
I'd like to see you.
O sıfatının hâlini görmek isterdim.
I'd like to see her face.
Bir kanguruyu yakında görmek isterdim.
I'd like to see a kangaroo close up.
İpin boynuna geçtiğini görmek isterdim.
You'd look better to me with a noose around your neck.
Kendinize adam diyorsanız, ne yapardınız görmek isterdim.
I'd like to have seen what you'd have done, if you call yourselves men!
Gerçekten onu görmek isterdim, bu dev adımlarla, geçmişe geri dönmek olurdu :
If he wanted to see a live one, he would have to go back to the past, down this giant staircase.
- Doğrusu ne yaptıklarını görmek isterdim.
They only wanted to check us out.
- Ev sahibimiz, kendisini görmek isterdim.
- Our host. I would like to see him.
Pek kolayca söyledin Fogg ama 80 günde yaptığını görmek isterdim.
All very glib, Fogg, but I'd like to see you do it in 80 days.
Kime benzediğine görmek isterdim.
I'd like to see which one of you he looks like.
- Onu görmek isterdim.
I should have liked to see her.
Bu teşekkür eden ağzı, aydınlıkta görmek isterdim.
I'd love to see it in the light.
Görmek isterdim.
That I'd like to see.
Eğer biz herşeyi açık oynuyorsak onlar düştüğünde kartları görmek isterdim.
If we're all playing showdown, I'd like to see the cards when they fall.
Dünyayı görmek isterdim. Venedik'te romantizm. Hong Kong'da bir yabancıyla tanışmak.
I'd like to see the world, have a romance in Venice... meet a tall dark stranger in Hong Kong.