English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ G ] / Güzelim

Güzelim tradutor Inglês

5,147 parallel translation
- Merhaba güzelim.
- Oh, hello beautiful.
Evet güzelim. Sana 300 dolara patlar.
Yeah, chica, it's gonna cost you three bills.
Bu da bizi senin neden burada olduğun konusuna getiriyor. Sen, güzelim onunla konuşmamı sağlayacaksın.
You, my dear, are going to put me in touch with him right now.
Üzgünüm güzelim, gidebilirsin.
Sorry, babe, you're out.
Sen kimsin güzelim?
Who are you, dear?
Güzelim Sue.
Good, old Sue.
Pete'in güzelim ölü gözlerinde kayboluvermek çok kolaydır.
It is very easy to get lost in Pete's beautiful, dead eyes.
Güzelim Cumartesi günümü saçmalıklarla harcıyorum.
I'm wasting my Saturday with lunatics.
- Hayır, hallederim güzelim.
No, I'll cope, chick.
Merhaba, güzelim.
Hello, beautiful.
Güzelim, ortaokul ve lise kayıtlarına bak.
Baby girl, check middle and high school records.
Para bende güzelim. Elimizde de çabuk kapılan biri var, değil mi?
I got the cash, darling, and a rapidly closing window, huh?
Merhaba güzelim.
Hola, mija.
Hayaline mi ortaktı? O zamanlar dünyaya dair bildiğim tek şey köyümüzün 128 üyesi ve etrafımızı saran güzelim ormandı.
Shared your dream? the beautiful forest I lived in with my 128 brethren was the whole world for me.
Şuna bak! Güzelim gömleği şarap döküp mahvetti!
my important suit is ruined with wine.
Güzelim, orada mısın?
Hey, baby.
- Naber güzelim?
- Hey, what's up, milf?
Aslında ben ondan çok daha güzelim.
Actually, I'm much prettier.
Sıra sende, güzelim.
Your move, pumpkin.
Ne oldu, güzelim?
What is it, pumpkin?
Güzelim?
'Mimi? '
Güzelim ne...
'Mimi what...'
Nereye güzelim?
Where to, love?
Güzelim kanepe kan olsun istemiyorum. İlk yardım çantasını alayım.
I don't want any blood on the good settee, I'll get my kit.
Haydi güzelim.
Come on, sweetheart.
Daha ergenlik çağına girmeden oğlumun güzelim vücudunu mahvedeceklerdi.
Into my son's beautiful body before he started puberty.
Baksana güzelim.
Hey, beautiful.
Güzelim bir bardak su mu getirsen sen?
Legs, how'bout a glass of water, huh?
Bekliyorum, güzelim.
I'm waiting here, Legs.
Teşekkürler, güzelim.
Thank you, my dear.
- Selam, güzelim.
- Hey, beautiful.
Ne kadar güzelim!
I look beautiful!
"Günaydın, güzelim."
"Good morning, beautiful."
Seni özledim güzelim.
I missed you, my pretty.
Kutup ışığı. Bence sana da olan bu, güzelim.
I think that's what's happened to you, Sunshine.
Ne arıyorsun, güzelim?
What are you looking for, beautiful?
Seni bıçaklamayacağım, güzelim.
No, I'm not going to stab you, beautiful.
- Selam güzelim.
Oh, hey, babe.
Bir dakika güzelim.
Just a minute, pretty thing...
- Naber, güzelim.
- Hey, babe.
Allah aşkına sessizliğe dönelim o güzelim baba-kız sessizliğine.
Let's just go back to silence, beautiful daddy-daughter silence.
Güle güle, güzelim.
let you get back to it. Bye, babe.
Güle güle güzelim...
Au revoir, ma belle!
- Aferin. - Aferin güzelim.
- Nice job, cutie.
Güzelim Seni çok seviyorum
Belle, I love you so
Güzelim benim, dilersen ikimiz bir oluruz
Belle, if you wish We will be two
Güzelim!
My beautiful!
Dikkat et güzelim.
- WATCH IT, SUNSHINE.
Güzelim?
'Hey.' 'Hey, Mimi.'
- Ben güzelim!
I am nice!
Merhaba güzelim.
Hi, beautiful.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]