English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ G ] / Güzel bir kız

Güzel bir kız tradutor Inglês

3,729 parallel translation
Hadi senin gittiğin üniversiteden güzel bir kız seçelim.
Let's choose a nice girl for your colleague.
- Becca, çok güzel bir kız.
Becca is a doll.
Çok güzel bir kız, Hank.
Yeah, she is a beautiful girl, Hank.
Güzel bir kız torunun olmasını ve onu kollarına alma umudunun olmamamasının nasıl bir şey olduğunu biliyor musun...
Do you know what it's like to have a beautiful granddaughter and have no expectations of holding her.
Eğer bu ikisinin arasına güzel bir kız bulursak o zaman bu eski arkadaşın ne olacağına bakın.
If we can get a beautiful girl between those two old HAGS then just watch the fun.
Sadece kız değil, çok güzel bir kız.
Not a girl, but a beauty.
Ben burda taraf tutuyor değilim. Ama diyelim sen Charlie'sin, bir gece kulübündesin beni düz diye burnunun dibinden ayrılmayan güzel bir kız varsa durup demezsin ki "Kusura bakma canım, seni gece gündüz düzmeyi ben de... çok isterim ama benim bir arkadaşın bir manitası var, daha tanışmadık ya sen o kızsan?"
Now, I'm not taking sides here, but if you're Charlie, you're in a nightclub, there's a decent bird hanging round your neck practically begging you for a length, you don't stop to say " Sorry, sweetheart, I would shag you six ways from Sunday,
Çünkü onunla bizzat dövüştüm ve onu genç ve güzel bir kızın cesedinin tepesinden çekip aldım.
Because I battled it myself, tearing it from the corpse of a young, fair maiden.
Güzel bir kızlar günü yaşıyorsanız.
We're having a bit of a girls'day.
Hayır ; güzel bir kız.
Oh, no. A beautiful girl.
Çok güzel bir kız.
She's beautiful.
Ama yine de güzel bir kız dikkatimi çekerdi.
So was I, but I could still spot a pretty girl.
Niye güzel bir kızıl peruk yapamıyorlar ki?
Why can't they make a good red wig?
Çok güzel bir kız buldu kendine.
He picked a peach, didn't he?
Kıskandın. Chris'in hayatında çok güzel bir kız var ve senin elin bomboş.
Chris has a wonderful young woman in his life, and you've got nothing.
Sadece güzel bir kızın bana yakın davranmasını istiyorum.
I just want a comely lass to look upon me with favour.
Çok güzel bir kız.
Oh, she's so beautiful.
Belki bir gün güzel bir kızın olur da sen de bunları ona anlatırsın.
And maybe you'll have a beautiful girl and you can tell her all this.
belki de özgürlük uzun, esmer ve yakışıklı erkeği beklemektir... ya da uzun boylu, esmer, güzel bir kızı beklemek... peki sen Mills ve Boon'u okuyor musun?
Whether it is the freedom to wait for a tall, dark, handsomeguy... or forthat matter, for atall, dark, handsomegirl. So you read Mills and Boon?
Bana başka bir kızı hatırlatıyorsun. Bir zamanlar bir Lysene evinden aldığım güzel bir kızı.
You know, you remind me of another girl, a lovely thing I once acquired from a Lysene pleasure house.
Senin gibi güzel bir kızın burada ne işi var?
What's a pretty girl like you doing in a place like this?
Bu kadar güzel bir kız evlendiği gün neden kendini öldürür ki?
Why would such a beautiful girl kill herself on her wedding day?
Gördüğünüz gibi güzel bir kız.
As you can see, she's beautiful.
Çok güzel bir kız!
She's so beautiful!
Güzel bir kızınız oldu, Bay Redmond.
You have a beautiful little girl, Mr Redmond.
Danışmanlık, güzel bir kızı aşağılamak gibidir böylece seni daha fazla arzulayacaktır.
Consulting's like dissing a really pretty girl so that she'll want you more.
Çok güzel bir kız.
She has a very beautiful daughter.
- Güzel bir kız.
- A beautiful girl.
Güzel bir kız taksine düşüyor hiç bir acı hissetmiyor.
A pretty girl drops in your cab... feeling no pain. Up for anything.
Şov için güzel bir kızı işe alır. Sonra da ona aşık olur.
He hires a beautiful girl for the show.
Bizim sınıfta Miranda diye çok güzel bir kız var.
There's this girl Miranda in my class, and she is really pretty.
Asla güzel bir kızın yanına oturtmazsınız.
Never putting me next to a pretty girl.
Küçük bir kız kardeşi olmaması çok kötü. Ne güzel çifte randevu yapardık.
Too bad she doesn't have a little sister so we could double date.
Tamamen karanlık ve gizemli olan ama gözlüklerini ve kulağındaki piercingi çıkarınca aslında çok güzel olduğu anlaşılan türden bir kız mısın?
You one of those girls who's all dark and mysterious, then she takes off her glasses and that amazingly scary ear spike and you realize that, you know, she was beautiful the whole time.
Bir adam gelip oradaki en güzel kız olduğumu söyledi.
A man approached me and said I was the prettiest girl there.
Zavallı bir Musevi kızı olarak, güzel sarışın amigoyla bütün ilginin senin üzerine toplanması izleyeceğim.
just some sad little Jewish girl watching you get all the attention with the pretty blonde cheerleader. Oh...
Güzel bir şekilde çalıştığımızı düşünüyorduk ve iyi olacakken birden bire, artık değil.
What we thought was working OK and was going to be fine is suddenly not OK anymore.
Küçük Kevin, bir kız için güzel bir ad.
Well, Kevin Junior's a fine name for a girl.
Güzel kız ve iyi bir aileden.
Lovely girl, and from a good family.
Lindsey, evimizde senin gibi güzel bir genç kızın olması çok hoş.
You know, Lindsey, I just want to say how nice it is to have such a beautiful young woman in our home.
Burada bir kız daha olması çok güzel.
It's so fun having another girl around here.
Orada bir sürü güzel kız var.
There's so many beautiful girls there.
Kız kardeşim Brynn ve benim Josh'la eskiye dayalı bir dostluğumuz var. Ne güzel.
My sister Brynn and I go a long way back with Josh.
Fakat onu üniformasından çıkartmamız ve halkın sivil kıyafetler içindeki generallerine şevkle söyleyeceği güzel, Şili'ye yakışır bir marş bestelenmesi lazım.
But... we have to get him out of uniform, and compose an elegant, very Chilean anthem, for the people to sing with pride, to the general in a suit.
Çok zengin bir patron bu üzgün, güzel kızı almak için bana aşırı miktarda para teklif etti.
A very wealthy patron, he offered me a tremendous amount of money to let him transform this lovely, sad girl.
- Güzel bir Çinli kız.
Pretty chinese girl.
Çünkü Dedikoducu Kız, "Güzel ve Lanetli" yi aslında hiç okumadığımı, sanki işi almak için okumuş gibi davrandığımı söyleyen bir günlük sayfası yayınladı.
Because Gossip Girl posted a diary page about how I never read "The Beautiful and Damned," so I just pretended to to get the job.
Bir sürü güzel, eğlenceli ve sizinle jakuziye girebilecek bir sürü kız var.
I'm no beauty queen, and there are plenty of girls out there who are fun and sexy and who could fit into a jacuzzi with you.
Hırslarımız ve hayallerimiz bize güzel bir günün anlık bakışını gösterirler.
Our ambitions and our dreams.. Give us a glimpse of a beautiful someday.
Benim gibi şanslı bir adam olarak en güzel doğum günü hediyesinin O kızın yüzündeki gülümseme olduğunu anladım.
The man who finally figured out that the sweetest birthday present a lucky stiff like me could ever get... was seeing that little girl smile.
Savaşmaya ya da kaçmaya kalkarsanız güzel, küçük kızım kafasına bir mermi yiyecek.
If you fight, or try to run, my sweet little daughter gets her head blown off.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]