Hareket etmeyin tradutor Inglês
440 parallel translation
- Dışarıya çıkmasaydınız. Sizden bir şey duymadıkça, hiç hareket etmeyin, tamam mı?
Don't do anything until I hear from you, will you?
Şimdi, buraya bakın, lütfen ve ben ona sayana kadar hareket etmeyin.
Now, look right here, please and hold absolutely still until I count to ten.
Hareket etmeyin!
Still!
138-A, hareket etmeyin.
One-thirty-seven-A, no make.
Hareket etmeyin peder.
Don't move, Father.
- Bizi görene kadar hareket etmeyin.
- Don't move till he sees us.
Hareket etmeyin, seyircinin dikkatini ondan alacak bir şey yapmayın.
And no movement, nothing that will distract the audience from him.
Hareket etmeyin.
Don't move.
Dikkat! Hareket etmeyin!
Don't move anymore.
Mükemmel! Hareket etmeyin!
Perfect, don't move anymore.
Fazla hareket etmeyin.
Stand quietly.
Çok fazla hareket etmeyin.
Don't move too much.
Hareket etmeyin.
Don't screw it.
Sadece bir yönde ilerleyin ve geriye doğru hareket etmeyin.
Go in one direction only, and don't move backwards.
Hareket etmeyin.
Do not move.
Durun, hareket etmeyin.
Stop, no movement.
Gördüklerinizi değerlendirirken duygularınızla hareket etmeyin.
I suggest our clients consider all they see with a little detachment.
- Bensiz hareket etmeyin.
Don't do anything without me.
Şimdi, hareket etmeyin.
Now, don't move. Now, that's right.
- Hareket etmeyin dedim!
I said, don't move.
Hiç hareket etmeyin.
Don't move. Don't move at all.
- Fark edilene kadar hareket etmeyin.
- Don't move unless they spot you.
Hareket etmeyin!
Don't move!
Hareket etmeyin!
Don't move an inch.
Hareket etmeyin ama..
Don't move.
Ve uzun konuşmam boyunca hiç hareket etmeyin, lütfen.
And don't move at any time during my long speech, please.
Hareket etmeyin.
Do not move at all.
Hareket etmeyin!
Perfectly still!
Biz uzaklaşana kadar hareket etmeyin.
Oh I promise you that. Now don't move until I drive off.
Aman Tanrım, hareket etmeyin.
For God's sake, don't move.
Hareket etmeyin.
Stand still.
Hareket etmeyin.
Don't move!
Emredilene kadar hareket etmeyin.
Make no move until you are ordered.
Bir kası hareket etmeyin.
Don't move a muscle.
Hareket etmeyin!
Don't move for any reason!
Hareket etmeyin, koltuklarınızdan kalkmayın, kablolara takılıp düşebilirsiniz, çok tehlikeli.
Don't move, don't leave your seats, you might fall or step on cables, it's dangerous.
Hareket etmeyin Bayan Chamberlain.
- Azaria. - Take it steady, Mrs Chamberlain.
Başkan, hareket etmeyin.
Mr. Mayor, don't move.
Düşünmeden hareket etmeyin.
You think before you act.
Tetikte olun ve hareket etmeyin.
Stay alert and don't move.
Durun, hareket etmeyin!
Don't leave yet!
Hareket etmeyin. Silahlarınızı bırakın.
Don't move... and drop your guns!
onlar yapmalı hareket etmeyin!
Let them do it Don't move! You'd better look for me if there is any trouble!
Hey hey hareket etmeyin gözlerimi alıyor.
Hey hey, don't smoke, it irritates my eyes.
- hareket etmeyin!
- Don'move ahead!
Hareket etmeyin!
Don't move.
Hareket etmeyin!
Will not move like you!
Hareket etmeyin.
Just lie there.
Ama hareket etmeyin.
But, don't move.
Ve sen ya da başka biri aıllıca hareket edip delilik etmeyin..
And you shouldn't act smart at all!
Merak etmeyin. Eminim birazdan hareket eder.
I'm sure we'll get it going in a moment.