Iki kelime tradutor Inglês
1,005 parallel translation
Telefonu ona ver Pastrami, iki kelime edeceğim.
Put him on, Pastrami, just a word.
Sadece iki kelime,'Lütfen, lütfen'.
Just two words,'Please, please'.
Bir iki kelime etmeyecek misin?
Anything to say to her?
Ama biz neden iki kelime edemeyelim ki?
But why shouldn't we have any say at all?
Leo ve işlerin içeride nasıl göründüğüne dair bir iki kelime.
Just a word or two about Leo and the way things look to you down there.
Bu sabah herkesin acelesi olduğunu biliyorum ama belki de bir iki kelime konuşabiliriz diye düşünmüştüm.
I know everybody's in a terrible rush this morning but I thought perhaps we could have a few words together.
Bana bir iki kelime söyler misin?
Would you mind saying just a word or two to me?
Mektupta iki kelime vardı : "Beni hatırla."
In it were two words : "Remember me."
Şimdi, sponsorumuzdan bir iki kelime dinleyelim.
And now, let us hear a word or two from our sponsor.
Sanırım bay Buchanan sizinle iki kelime etmek istiyor.
I think Mr. Buchanan would like a word with you.
Ben sadece bir iki kelime değiştirdim.
I only altered a word here and there.
40 saniyeden fazla vaktinizi almayacak iki kelime için
For 2 words that won't take more than 40 seconds of your time,
Küçük, bir iki kelime Macarca öğrendi bile.
The little one already speaks a few words of Hungarian.
Görüyor musun? İstediğim tek şey sadece iki kelime.
Two words are all I ask.
Yine de bir iki kelime konuşalım.
Let's have a little chat with him anyway.
Evet, bu sabah iki kelime öğrendi.
Well... she learned two nouns this morning.
- Hayır, sadece şu iki kelime.
- No, just two words.
Size veya organizasyonunuzdaki herhangi birine hiç bir şey ifade etmeyecek duyduğunuz iki kelime.
Two words you may have overheard which cannot have any significance to you or anyone in your organisation.
Gittiğimiz her yerde, bizi takip eden iki kelime.
Everywhere we go, two words following us.
"Kadoya Hanı." Mektuptan çıkarabildiğiniz iki kelime, hepsi bu.
You decoded two words from the letter, that is, "Kadoya Inn."
Zaten gitmek istiyorsun, vaktin de yok ama benim seninle oturup iki kelime konuşmaya ihtiyacım var.
You want to go and there's no time... and I need you to sit down... so we can talk a bit.
Şu sloganı uyarladım : Fikrimi anlatan iki kelime :
I've borrowed the hackneyed old populist slogan :
Bir iki kelime konuşsan.
You're the captain. A few words.
Sadece iki kelime... nerede... ne kadar?
There's just two little words... where it is... how much?
Sizinle bir iki kelime konuşabilir miyiz, beyefendi?
May I have a word with you, sir?
Bir tanesi yanlışlıkla iki kelime birden gördüğü için, haftalarca hastanede yattı.
One of them saw two words by mistake and had to spend several weeks in hospital.
Ayrıca daha iki kelime bile konuşamadığım bir kızdan niçin endişelensin ki?
And she's not concerned about a girl I can't even talk to.
Benimle bir iki kelime konuşmak için durdular, ve sadece merak ettiğim için başka kiminle konuşmak istediğini görmek istedim ve senin olduğun ortaya çıktı.
He dropped by to have a word with me. I was curious to see who else he talked to. Roger owes him some money.
Sizinle iki kelime konuşmak istiyorum, lütfen.
I'd like a word with you, please.
Bir cümle, iki kelime.
Anything. One sentence. Two words.
Sizinle dışarda iki kelime görüşebilir miyim?
Can we talk a little bit at the outside?
Söyleyeceği sadece iki kelime ve senin yaşlı ahmak... sana daha fazla sorun çıkarmayacak.
Just two words from him and your old man won't give you any more trouble. I promiss.
İsteriz ki, Berivan'la iki kelime konuşalım.
We come to talk a few words with Berivan.
İzin verin de ona iki kelime edeyim.
Let me speak a word or two to him.
Birincisi, biraz daha ucuzdur. İkincisi, kapağında büyük ve dostane bir yazıyla iki kelime yazar :
'First, it is slightly cheaper and, secondly, it has the words :
Korkacak birşey yok. Sadece seninle bir iki kelime konuşmak istiyorum.
Ain't nothin'to be afraid of.
Don Kişot'un tasarısında iki önemli kelime var :
Don Quixote with bill will speak two important words :
Theo sadece iki tane İngilizce kelime biliyor.
Theo knows only two English expressions -
İki müthiş kelime : var olmak.
Two great words... "To be."
Bir kelime ya da iki ya da üç ya da dört, beş, altı, yedi 511, 512... 513.
A word or two, or three, or four, five, six, seven 511, 512... 513.
İki kelime için 10.000 papel tepilir mi?
Are you crazy? $ 10,000 for 2 words?
Sadece iki kelime.
I resign.
İki kelime : "Büyük Şef."
With two words : the Cid.
İki kelime daha etseydi onu öldürürdüm.
Two more words and I'd have killed her.
Bir iki ufak kelime öğretmek?
Oh. Teaching him a few simple words.
İki kelime. Birinci kelime.
TWO WORDS?
Anthony, Anita'ya iki yıldır bir kelime bile söylemedi.
Anthony has not said one word to Anita for two years.
İki kelime evimizde asla konuşulmuyor :
Two words are never spoken in our house...
İki kelime!
Two words!
- İki haftada bin kelime.
- 1000 words in two weeks.
Gerçekten iki belirsiz imzayı ya da saçma kelime oyunlarınızı... kanıt olarak kabul edeceklerini mi sanıyorsunuz?
Do you think anyone's going to believe the evidence of a couple of signatures? And your bloody silly word games?