Işimi seviyorum tradutor Inglês
550 parallel translation
Bunu duyduğuma sevindim, Çünkü işimi seviyorum.
I'm glad to hear that, because I like my job.
Hayır, ben işimi seviyorum.
No, I like what I'm doing.
Hükümetteki işimi seviyorum.
I like my job with the government.
Ama ben işimi seviyorum.
But I love my work.
İş hayatına Wolfman sayesinde başladım ve işimi seviyorum.
The Wolfman gave me my start in the business, and I like it.
Bir kadını seviyorum, işimi seviyorum.
I've got a job.
Biliyorsun, ben işimi seviyorum.
I love my career, you know it.
Karen, ben işimi seviyorum!
Karen, I like my job!
Amy, işimi seviyorum.
Amy, look, I love that business.
Hayır, işimi seviyorum.
No, I like my job.
" Ve işimi seviyorum..
" And I enjoy the career that I picked
Hala işimi seviyorum.
I still love my work.
Atılgan'daki işimi seviyorum.
I love my work on the Enterprise.
Ben işimi seviyorum.
It's a job, Sly. I like it.
Ve işimi gerçekten seviyorum efendim.
And I really love my work, sir.
İşimi seviyorum, ama o gece sevmemiştim.
I like my job, but I didn't like it that night.
- İşimi seviyorum.
- I like what I do.
Herhalde işimi de bu yüzden seviyorum.
Maybe that's why I like my work.
İşimi seviyorum, parası da çok iyi ve her yıl bir Paris seyahati oluyor.
My work is pleasant, the pay is excellent, and I get a trip to Paris every year.
İşimi seviyorum.
I like my job.
Unutma bu işi ekmek parası için yapmıyorum. İşimi seviyorum. Kwimperlarla görüşme eğlenceli olacağa benziyor.
Yes, Alisha, when a few parasitic individuals set themselves above the interests of six million taxpayers, I get angry, and stuffy, and determined!
- İşimi seviyorum.
- I like my work.
İşimi seviyorum.
I enjoy my work.
Bu iş için eğitildim, bu benim yaşamım ve İşimi seviyorum.
'It's what I'm trained for, I like it and it's my life.'
İşimi seviyorum ama her zaman eğilmek zorundayım.
I like it, but I have to hunch over all the time.
Dostlarım, aşıklarım, çocuklarım var. İyi bir işim var. İşimi seviyorum.
I have friends, lovers, children and a job I enjoy that I'm good at.
İşimi seviyorum.
I like my work.
İşimi ve insanları seviyorum, hepsi çok iyi.
I like the people, good people.
İşimi çok seviyorum.
I love my work.
- İşimi çok seviyorum.
you've got a fun job. I love it. I love it.
İşimi seviyorum, memnunum.
I like my work, I'm useful.
İşimi herşeyden daha çok seviyorum!
I love my job more than anything else!
İşimi seviyorum
I like my job.
İşimi seviyorum.
I love my job.
Ama işimi hala seviyorum.
I still like suitcases.
İşimi seviyorum ben!
I love this job.
İşimi çok seviyorum ben. Orada hayatımın en güzel beş ayını geçirdim.
The five months I've had it have been the best of my life.
Ben işimi seviyorum.
- I got a good job.
- İşimi seviyorum, parası iyi...
I like my job. The money's fine.
İşimi çok seviyorum da.
Boy, I love my work.
- Korumak ve hizmet etmek için. - İşimi çok seviyorum.
- Oh, oh, oh, I love my job so much.
İşimi seviyorum.
I mean, I love my job but...
Ve ben ve ben gerçekten işimi çok seviyorum ve...
- ( radio plays "Hot in the City" by Billy Idol ) - I mean, I love my job, and...
Ama işimi çok seviyorum.
But I like my job very much.
İşimi seviyorum.
I love it.
İşimi seviyorum ve dinlenmeye geçmeden önce bitirmeliyim.
I love my work and I have to finish it before I can rest.
İşimi seviyorum.
I love my work.
Ama işimi çok seviyorum.
But I do love the work.
Oğlum Eddie'yi seviyorum ama işimi berbat ediyor. "
I mean, I love the guy, but he's flushing'everything down the toilet. "
İşimi seviyorum, burada olup sizler için gösteri yapmayı.
I love my job and I love being here, performing for you.
İşimi seviyorum. Çok basit bir sebepten dolayı Dünya'nın en harika mesleği. Güldürücü olması gibi saçmalıklardan dolayı değil.
And I love my job, it's the greatest job in the world for one very simple reason, and it's not that sharing of laughter and all that horse-shit.