English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ K ] / Kaldırın onu

Kaldırın onu tradutor Inglês

534 parallel translation
Gelin, kaldırın onu.
Come on, lift him up.
Haydi, kaldırın onu!
Come on, get him up!
Kaldırın onu.
Stand him up.
Helvicki, Negulesco, kaldırın onu.
Helvicki, Negulesco, pick him up.
- Kaldırın onu.
- Get him up.
Kaldırın onu.
Get him up.
Kaldırın onu!
Swing it over!
Yukarı kaldırın onu.
Boost him up.
Bay Cooper, kaldırın onu. - Anlamadım?
COOPER, PUT IT AWAY.
Kaldırın onu.
Hitch her up!
Kaldırın onu.
Grab him.
Kaldırın onu.
Alright, pick him up.
Düzgünce kaldırın onu, arkadaşlar!
Hold him firmly, fellows!
Haydi, kaldırın onu.
You go have a look.
- Kaldırın onu.
- Pick him up.
Kaldırın onu ayağa.
Stand him up.
Kaldırın onu.
Let her up.
Kaldırın onu.
Let that Hoot up, man.
Siz ikiniz, hemen kaldırın onu.
You two, pick him up quickly.
Bir defasında çekim arasında filmimde dokumacı Maria rolünü oynayan sevimli yaşlı kadın yorgun yüzünü kaldırıp bana "Şeytan gerçek, onu yatağımın baş ucunda otururken gördüm" dedi.
The lovely old woman, who plays the role of Maria the Weaver in my film, once raised her tired face to me during a pause in the shoot - - and said : "The Devil is real. I have seen him sitting at my bedside."
Onu hep gururla havaya kaldırırım ki... yumruk yapıştırmak isteyen rahatça yapıştırsın.
I always wear it out in the open so if anybody wants to take a sock at it, they can.
Kaldırın onu.
Lift him to go in
Bir aydır orada ve onu hücreye atmışlar. Sadece su ve ekmek veriyorlar, imtiyazlarını kaldırmışlar.
He's been up there a month, and they've thrown him into solitary cells on bread and water, and taken his privileges away from him.
Tamam. Onu yavaşça kaldırın.
All right, lift her up gently please.
Onu ayağa kaldırın.
Keep him on his feet.
Onu kaldırın.
Just take it away.
Ancak, onu ayağa kaldırdığımı ve Tanrı'nın aldatılamayacağını unutmayacaktır.
But she won't forget I stood up to her and that you cannot deceive God.
Şimdi onu kaldırıp kendine getirin ve ona bir tek oyun olursa, boğazı kesilmiş bir oğlu olacağını ona açıklayın.
Now get her up and bring her around. And explain to her that one phony and she's got a kid with his throat cut.
Kaldırın onu ordan.
Rid us of this carrion!
Hancı, pipo mudur balta mıdır nedir, onu kaldırmasını söyle.
Landlord, tell him to stash that tomahawk, or pipe, or whatever you call it.
- Dinle, Jimmy... Başının belâya girmesini istiyorsan kaldır telefonu, durma ara onu.
- Listen, Jimmy... if you want to get yourself in hot water... all you have to do is lift that phone and call her right back.
Onu kullanmayacaksın, öyleyse kaldır.
You ain't gonna use it, so put it away.
- Tamam, onu kaldırın.
- All right, move him up.
Herhalde Vandamm'ın adamları onu kaçırıp Lester Townsend'in evinde... ortadan kaldırmaya çalışmış.
Vandamm's men must have grabbed him and tried to put him away using Lester Townsend's house.
- Kaldırın onu.
HOW'S THAT?
- Onu kaldırın.
- Stand him up.
- Onu kaldırın.
- You blast him out.
Lütfen onu dikkatli kaldırın.
Please, lift him carefully.
Onu ortadan kaldırın, yoksa başınız belaya girer.
Rub him out, or you're in trouble
Siz de onun kan kaybedişini izleyeceksiniz şu kadının, iyice düşündükten sonra hançeri kaldırıp, onu susturuşunu da.
And you are going to see him bleed and see this woman, after careful thought take up the dagger and cut him short.
Ben kaldırırım onu, bırakın.
Okay, okay, down on the ground.
Eğer onu görebiliyorsanız, güvenlik kuralları bir an önce ortadan kaldırılmasını söylüyor.
If you can see her, security rules dictate she be removed at once.
güzel Sally sokaklarda bacaklarını erkeklere gösterir... ama fazlasını istersen para ödenir eteğini kaldırırken nerede duracağını bilir... um-pa-pa, bu işler böyledir um-pa-pa, bunu herkes bilir... ister gizli olsun isterse açık... hiç fark etmez um-pa-pa... saf bir genç kız hamile kalmış bir erkeğin evine sığınmış, o da onu ayartmış... sızlanmanın alemi yok, bu yola girmiş bir kez o da paralarını sayar ve şarkı söyler...
♪ Pretty little Sally Goes walking down the alley ♪ Displays her pretty ankles for all of the men ♪ They can see her garters But not for free and gratis
Onu kaldırın.
Rouse him.
Hey, haydi onu oradan kaldırın!
Hey, come on, get it out of there!
Onu Nevada sınırında bırakmak zorunda kaldık.
Yeah, we lost him at the Nevada border.
Müşteriyi berber kayışıyla bağla, düğmeye bas, onu kaldır, çevir saçlarının aşağıya salınmasını sağla ve kırp, kırp, kırp.
Strap the customer in, push a button, raise him up, flip him over let his hair hang down and snip, snip, snip.
Tobruk, İngilizlerin elinde kaldığı müddetçe, Rommel'in ikmal yollarını tehdit etmekle kalmıyor onu Mısır'ın içlerinde daha fazla ilerlemekten de alıkoyuyordu.
Tobruk at the hands of the British it would be a threat to the routes of supplying of Rommel e hindered it to advance more for Egypt.
Wan-Hsiung... o burda! polisler gelmeden onu ortadan kaldırın
Hey, quickly get him up before the cops arrive.
Tabancaya doğru hamle yaptım fakat bacağım, altımda çöküverdi ve Deschler tabancaya hamle yaptı. Beni öldüreceğini biliyordum. İşte o sırada ben cebimden tabancamı çıkardım ve Deschler tabancasını ateşlemek için kaldırırken, ben onu vurdum.
So this is just speculation on my part... but it is possible that if someone did this to him... they would have changed his clothes... to make it look like an accident.
İdamı erteleyin ve onu bir hastaneye kaldırın
Suspend the execution and take him to the hospital.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]