Onu sevmiyorum tradutor Inglês
459 parallel translation
Onu sevmiyorum.
Ugh, I don't like her.
Onu sevmiyorum bile!
I don't even love him -!
Onu sevmiyorum.
I don't like him.
Bir kızla dolaşıyorum ve artık onu sevmiyorum...
If I'm going around with a girl and I don't like her anymore...
Tanıştım ama hala onu sevmiyorum.
Now I know him and I still don't like him.
Onu sevmiyorum.
I don't love her.
Onu sevmiyorum.
I did not love her.
Kendi öz oğlum ve ben onu sevmiyorum.
My very own son, and I don't like him.
- Çünkü onu sevmiyorum.
- Because I don't love him.
Ve sen onu sevmiyorum diyorsun!
And you say that you're not in love?
Onu sevmiyorum.
I don't love him.
- Onu sevmiyorum.
- l'm not in love with him.
Ona söyleme, ama ben onu sevmiyorum.
Well, don't tell him now, but I don't like him!
Onu sevmiyorum zaten.
I don't love that woman.
Onu sevmiyorum, hiç sevmedim.
But I don't love him! I never did.
Onu sevmiyorum.
But I don't love him! I never did.
Neden artık onu sevmiyorum?
Why don't I love her more?
İyi bir adam, biliyorum, biliyorum, ama onu sevmiyorum, tamam mı?
He's a nice guy, I know, I know, but I don't like him, see?
Onu sevmiyorum.
It was bound to happen. I don't love him.
Artık onu sevmiyorum.
I don't like him anymore.
" Onu sevmiyorum, seni seviyorum, Robert.
" I don't love him, I love you, Robert.
- Onu sevmiyorum.
- I don't love him.
Demek onu sevmiyorum.
Do I dislike him?
Onu sevmiyorum. İşte o kadar!
I don't like her, that's what's wrong.
- Sana dedim, onu sevmiyorum.
- I told you, this one I don't like.
Ben onu sevmiyorum bile.
And I don't even love her.
Çünkü onu sevmiyorum.
Because I don't love him.
- Hayır, onu sevmiyorum.
I don't really love him.
Ben onu sevmiyorum.
I don't like him.
Sanırım onu sevmiyorum artık.
I probably don't love him anymore.
"Onu sevmiyorum, ama saygım var," diyor.
"I don't love him," she says, "but I do respect him."
Ben de onu sevmiyorum.
I don't like him either.
Tabii ki artık onu sevmiyorum.
Of course I don't love him anymore.
- Onu sevmiyorum.
- I don't like it.
Ben artık onu sevmiyorum.
I don't love him anymore.
O hoş bir kadın ama onu sevmiyorum, hiç kimseyi sevmiyorum.
Now, she's a fine woman but I don't love her, and I don't love anybody.
Bu yüzden onu sevmiyorum.
That's why I don't like him.
Her şeyden önce, onu sevmiyorum.
To begin with, I don't love him.
Onu sevmiyorum, Josh.
I don't like it, Josh.
Onu sevmiyorum.
I don't like it.
Onu sevmiyorum!
I don't love her!
Onu hiç sevmiyorum yada çok az.
You don't love her at all or only a little bit?
Onu hiç sevmiyorum.
I have no love for him.
Onu yalnız bırakmayı hiç sevmiyorum ama çocukluğundaki kadar değil.
I hate leaving him alone... but not as much as when he was younger.
Aslında öyle biri değil, neyse onu savunacak kadar sevmiyorum. Neden Frank'tan bahsediyoruz ki?
Not really, but I don't care enough to defend him.
Onu bir kardeş gibi sevmiyorum.
I don't love him like a brother.
Onu karım olduğu için sevmiyorum.
I don't love her because she's my wife.
Ama Boris'i sevmiyorum ki. Yani, onu seviyorum ama aşık değilim.
I mean, I love him, but I'm not in love with him.
Onu pek sevmiyorum.
I don't like him very much.
Çektiği sıkıntılar yüzünden onu daha çok sevmem gerekir, ama sevmiyorum.
I ought to love him more because of his afflictions, but I don't.
Şimdiye kadar sevdiysem de artık sevmiyorum onu.
Well, I no longer love him, if I ever did.
sevmiyorum 57
onu severim 35
onu sevdin mi 31
onu seviyorum 468
onu seviyorsun 78
onu seviyor musun 173
onu sevdim 104
onu seviyor 24
onu seviyordum 30
onu seveceksin 42
onu severim 35
onu sevdin mi 31
onu seviyorum 468
onu seviyorsun 78
onu seviyor musun 173
onu sevdim 104
onu seviyor 24
onu seviyordum 30
onu seveceksin 42