Kaçmak tradutor Inglês
6,313 parallel translation
Kaçmak için asla geç değildir.
It is never too late to run away.
Planın kaçmak mı?
Is your plan to run away?
Tek yapmamız gereken şehre sızıp... Büyük Anten'e girip annemin yerini tespit etmek... ve gizlice kaçmak.
All we have to do is sneak into the city... get into the Great Antenna, use it to find my mom... and then sneak out again.
Kaçmak mı?
Escape?
5 yıl buralardan kaçmak için 500 bin dolara ihtiyacım var.
- Tell me. I need $ 500,000 to buy me five years.
Hem ailemizden kaçmak isteyip hem de onları etkilememiz berbat değil mi?
Doesn't it suck how we can want to run from our families, but impress them at the same time?
2,5 dakika, güvenlik protokolünü değiştirmek için 30 saniye servis kapağından kaçmak için.
2.5 minutes to switch the security profile. 30 seconds to escape through the service hatch.
Kaçmak zorunda kalan, benimle aynı kuşaktan çoğu kişi gibi burada yaşamama mani oldukları için, onları asla affetmeyeceğim.
Like so many of my generation who had to flee, I will never forgive them for preventing me from living here.
Bu dünyayı gerçek hâle getirmek, kendi dünyamdan kaçmak için elimden gelen her şeyi yaptım.
I did everything I could to make that world come true to escape my world.
Kaçmak isteyen bir adamın gözlerine bakıyorum.
I'm looking at the eyes of a man who wants to run.
Kaçmak için gemi çalmaya çalışıyor.
She's going to try to steal a ship to esc...
Sonunda kaçmak istediğimde..
Then when I wanted to escape from it...
- Ee, bu gece nereye kaçmak istersin?
- So, what do you want to get into tonight?
[Jimmy'nin Ses] Ailem Komünist Devrimi sırasında Çin'e kaçmak zorunda kaldı.
[Jimmy's Voice] My parents had to escape from China during the Communist Revolution.
Gerçi altı haftalık ılık yağmurlardan ibaret İngiltere yazından kaçmak için bahaneye lüzum yok.
Not that one needs an excuse to escape the six weeks of warm rain that constitute an English summer.
Hayatta tek yeteneği kaçmak olan korkak bir kızdan fazlası değilsin sen.
You're nothing more than a scared little girl, who's only real gift is running.
Kaçmak zorundasın.
You have to run.
Kaçmak mı?
Get away?
- Ölmüş numarası yapıp ülkeden kaçmak.
- Fake your own death and flee the country.
Daha hızlı kaçmak için koyunu bıraktı.
She dropped the lamb to run faster!
Kaçmak mı istiyorsun?
! Want to run away?
Tehlikeden kaçmak için kuyruklarını koparmalarına kafaya takmış.
He got obsessed with the way they can break off their tails, you know, to escape from danger.
Şehirdeki insanlardan kaçmak için babamın kulübesini satın aldı.
HER FOLKS BOUGHT MY DADDY'S CABIN... AS A GETAWAY FROM THE BIG CITY.
Kaçmak için son şansımız.
We've only got a few moments until they run into us again, mate.
- Tabii ki kaçmak.
- Running away, apparently.
Pekala. Tıp fakültesini sallayıp benimle kaçmak için son şansın.
Alright, well last chance to ditch med school and run away with me.
... kaçmak için intihar etmek hiç aklından geçti mi?
Did you consider taking your own life, just to escape.
Kaçmak istiyorsan kaç.
You wanna leave this place then do it, go.
Kaçmak zorundaydım.
I had to break out.
Son sınıfta mantar fiyaskosundaki uyuşturucu suçlamasından kaçmak için.
In Guatemala dodging the drug rap - From the senior skip day'Shroom Fiasco. - Yeah?
Kaçmak istiyorum.
I want to run.
En kısa zamanda seninle kaçmak istiyorum, hemen gidelim.
I want to run... both of us... as fast as we can, outside, just take off.
Buradan kaçmak zorundayız.
We must flee.
... bir bebeğe bile şahit oldum. İnsanların böyle şeyleri yapamayacağını düşünmek kolaya kaçmak olur.
Maybe it's easier to think people aren't capable of doing things like this.
Gece nöbeti için sahilden destek kuvvet yola çıkmadan önce işaret gelmezse başarısız olduğunuzu varsayıp buradan kaçmak için hazırlıklara başlayacağız.
If there is no signal before the reinforcements for the night's watch depart the beach, I'll assume failure and begin our escape down the coast.
Buradan kaçmak için onca yıl hazırladığım planlara yazık.
All the years that I've wasted planning to get out.
- Aradığı benim. - O halde kaçmak için daha çok sebebimiz var!
He is looking for me ~ so let's run!
California'ya kaçmak istiyor Eliza ve bebeği bir kenara atacak.
He wants to run to California, just toss Eliza and the baby aside.
Kaçmak mı istiyorsun?
You want to run away?
- Artık kaçmak yok, tamam mı?
So no more running off, a'ight? Okay.
Kaçmak istedim.
I wanted to run.
Fabrikadaki kaostan kaçmak için.
Get away from the chaos at the factory.
Tanrılar adına. Ana rahminden kaçmak gibi.
Looks just like essay to escape from the mother's womb
Kaçmak gerçekten anlamsız.
It's pointless to run from the truth.
Bunların hepsini yalnız ve sıkıcı hayatınızdan kaçmak için yaptınız ve ben de buraya kendim ihtiyaçlarım için gelecek kadar aptaldım.
You did all this to escape your lonely and boring life. And I was such a fool to think that I had come here for my own needs.
Peter'e hikâyemi anlattım. Kaçmak için ondan yardım istedim.
- I told father my story and asked him for his help to escape.
Benim de kaçmak için bir şansım oldu.
- And I got another chance to run.
Sen Tanis'le kaçtıktan sonra biz de kaçmak için bir fırsat yakaladık ve bunu kullandık.
After you and Tanis broke free, we found an opportunity to get away, and we took it.
Kaptan için pek çok şey söylenebilir. Lakin kavgadan kaçmak bunlara dahil değil.
Much can be said about Captain, but shying away from a fight isn't one of them.
Hayır, ben buraya yaşananlardan kaçmak için geldim.
No, I'm, er... I'm just here to get away from it all.
Keyfi kaçmak mı?
Dark?