Lütfen gitme tradutor Inglês
1,382 parallel translation
Lütfen gitme.
Please don't leave.
- Lütfen gitme.
please don't go.
- Lütfen gitme, Evelyn Teyze.
Don't go, Aunt Evelyn. Please don't go.
- Natalie, lütfen. Lütfen gitme. Sadece kal.
- Natalie, please don't.
Lütfen gitme.
Please don't go.
Lütfen gitme.
Please, don't go.
Lütfen gitme.
Please don't go out there.
Lütfen gitme.
- Please don't leave.
Hayır Juwanna lütfen gitme. Lütfen.
- Juwanna, please don't leave.
Lütfen gitme.
Please, dont go.
Büyükbaba, lütfen gitme.
Granddad, please don't go.
- Lütfen gitme.
Please don't go.
Korkuyorum Bernard. Lütfen gitme.
I'm scared, Bernard, please don't go.
Lütfen gitme!
Please, don't go!
Lütfen gitme.
Please don't leave! Okay.
- Lütfen gitme.
Please don't walk away.
Hayır Brenda, lütfen gitme.
No, no, Brenda, please don't go.
- Lütfen gitme.
- Please don't go!
Hayır, lütfen gitme. Kal.
No, please don't.
Lütfen gitme.
Please don't go away.
Ne demek istediğimi anlıyor musun? Hayır, lütfen gitme.
No, please don't.
- Hayır, Wayne, lütfen gitme.
- No, Wayne, please don't go.
- Lütfen gitme.
- Please don't leave.
Bak ben sadece... Ben istemedim, istemedim. Moon, lütfen gitme.
I just... i don't, i don't... moon, moon, please don't go.
Lütfen gitme!
Please, don't go.
Hayır, lütfen gitme Korkuyorum
No please don't go. I'm afraid
Lütfen gitme.
Do you have to?
Gitmeni istemiyorum. Lütfen gitme!
I mean, do you really have to go?
Lütfen gitme, Victoria!
Please don't go, Victoria!
- Lütfen baba, gitme!
please, Daddy, don't go!
Gitme lütfen.
Don't go. Please.
Lütfen o eve gitme.
Just don't go back to that house, please
McNess, lütfen dışarı gitme.
Mcness, please don't go out there
Gitme, lütfen.
Don't, please.
Lütfen bir yere gitme.
Please, just don't go anywhere.
Ama lütfen kutlamak için hediye almaya gitme.
But don't go celebrate by buying her a gift.
Lütfen oralara gitme, ahbap.
Please don't go there, man.
Joey lütfen! Lütfen yapma! Lütfen bu şekilde gitme!
- Please don't leave like this.
- Lütfen böyle yürüyüp gitme.
Please don't walk away like that.
- Nerede... - John lütfen oraya gitme.
John, please don't go up there.
Bebeğim, lütfen yeniden uzaklara gitme.
Baby... please don't go away anymore.
Lütfen, gitme.
Please don't go.
Lütfen! Gitme!
Please, don't go!
Lütfen, gitme.
Please, stay.
Gitme Oscar, lütfen kal.
Don't go, Oscar, please stay.
gitme hata yaptığımı biliyorum, lütfen affet beni
Don't go I know I've made a mistake. Please forgive me
Hayır Enzo, gitme, lütfen... Hiçbir zaman gelmemem gerekirdi... Bu gece olmaz.
No... there are spies everytwhere, you could get into trouble for helping me, I have to go.
lütfen, gitme.
please don't go... please...
Gitme. lütfen!
Let me go...
- Lütfen, oraya gitme!
... You... you...... Look... please don't follow him there
Lütfen gitme!
Please don't!
lütfen gitmeyin 41
gitmemi mi istiyorsun 48
gitmek 43
gitme 1049
gitmelisin 203
gitmedim 39
gitmem lazım 361
gitmek istiyorum 180
gitmem gerek 808
gitmeyeceğim 167
gitmemi mi istiyorsun 48
gitmek 43
gitme 1049
gitmelisin 203
gitmedim 39
gitmem lazım 361
gitmek istiyorum 180
gitmem gerek 808
gitmeyeceğim 167
gitmek istemiyorum 210
gitmem gerekiyor 305
gitmedi 39
gitmen gerekiyor 24
gitmem 53
gitmeni istemiyorum 71
gitmeliyim 1495
gitmek istiyorsun 19
gitmek mi 131
gitme zamanı geldi 35
gitmem gerekiyor 305
gitmedi 39
gitmen gerekiyor 24
gitmem 53
gitmeni istemiyorum 71
gitmeliyim 1495
gitmek istiyorsun 19
gitmek mi 131
gitme zamanı geldi 35