Mükemmel oldu tradutor Inglês
434 parallel translation
Mükemmel oldu.
That's perfect now.
Hayır, mükemmel oldu.
No, it looks perfect.
Evet bu mükemmel oldu!
Oh, but that's perfect!
Demek istediğim her şey sizin için hep mükemmel oldu.
It's just that everything has always been so perfect for you.
Mükemmel oldu.
It's perfect.
Mükemmel oldu.
It was perfect.
Mükemmel oldu.
That's perfect.
Tüm detayları mükemmel oldu.
Every detail was perfect.
Bu size mükemmel oldu.
It suits you perfectly
Zalamea, tebrikler. Verici şimdi mükemmel oldu.
Zalamea, bravo, the transmitter is now completely perfected.
Mükemmel oldu, ve kimse burada aslında neler olduğunu kanıtlayamaz.Hiçkimse!
It worked perfectly, and nobody can prove what really happened here. Nobody!
Zamanlama mükemmel oldu.
The timing is terrific.
Mükemmel oldu.
Perfect.
Belgeler mükemmel oldu tıpkı gerçek gibi.
The document came out perfect, like a true one.
Şimdi mükemmel oldu.
It's perfect now.
Pascoli okul kitaplarında aynı düzeyde mükemmel oldu.
Pascoli became the poet par excellence in school books.
Mükemmel oldu.
It's perfectly good.
Musluğu güzelce ayarladım, mükemmel oldu.
I went straight to it, gave it a good twist and it was perfectly all right.
Şimdi mükemmel oldu.
Now it's perfect.
Mükemmel oldu.
This was perfect
Bu benim hayalim, mükemmel oldu.
This is my vision. It is fabulous.
Tatlım, mükemmel oldu.
- Honey, it looks great.
Neden? Mükemmel oldu.
Why, this is perfect.
Bu süreç de mükemmel bir tanıtım oldu.
And this process has been excellent publicity.
Tüm olay mükemmel bir can sıkıntısı oldu.
The whole thing's been a perfect bore.
Demek mükemmel Sherlock Holmes adi bir hırsız oldu.
So the great Sherlock Holmes becomes a common thief.
Mükemmel bir ayarlama oldu.
That's an excellent arrangement.
Gideceğine üzülüyorum Mükemmel çirkinlikte bir parti oldu
I'm sorry you have to go. It's been a perfectly hideous party.
Çok mükemmel tasarlanmış ve titizlikle planlanmış birçok cinayet kalıntıları iyi temizlenmediğinde başarısız oldu.
Many excellently conceived and meticulously planned murders have failed when the moment arrives to do the disappearing trick with the remains.
Mükemmel. - Ne oldu?
- What's wrong?
- Oh, bu mükemmel. Peki nasıl oldu?
- Oh, that's wonderful.
Moskova'daki o eski neşeli günlerden bu yana uzun bir zaman oldu. " Aksanın mükemmel.
It's been a long time since those gay old days in Moscow. "
Fazlasıyla mükemmel bir zamanlama oldu.
It's perfect timing, Large One.
Harikaydı. mükemmel bir bitiriş oldu.
Great. Fantastic finish.
Billie Jean King düz setlerde yem oldu Laver ilk seti aldıktan sonra pestile çevrildi Pancho Gonzalez voleleri ve ters vuruşlarıyla mükemmel servisler atarken ağdan emilip iki dakikada yutuldu.
Billie Jean King eaten in straight sets Laver smothered whole after winning the first set and Pancho Gonzalez, serving as well as I've ever seen him with some superb volleys and decisive returns off the backhand was sucked through the net and swallowed in under two minutes.
Mükemmel bir tadı oldu.
It gives an exquisite taste.
Mükemmel bir örnek oldu.
An excellent example.
Bilirsin, Vice da mükemmel bir teşkilat sayılır Crockett, ama ne oldu ha?
You know, not that Vice isn't the most glamorous gig in the world, Crockett, but what happened, huh?
Mühür mumunu biraz kanla karıştırınca McFarland'ı suçlu göstermek için mükemmel bir delil yaratmış oldu.
Smearing the wax with a little blood, he made what appeared to be absolutely damning evidence against McFarland.
Mükemmel oldu.
Perfect!
Şen şakrak akan bir pınar yapılmış olduğunu gördüm yanında da - içime en çok dokunan bu oldu - birileri yeniden doğuşun mükemmel bir simgesi olan ıhlamur ağacı dikmişti.
I saw they had built a fountain, that was splashing merrily. Beside it, what I found most touching, someone had planted a linden tree, the perfect symbol of rebirth.
Biliyor musun Steve, bu olayın olmasına sevindim. Çok mükemmel bir zamanda oldu. Kışın mı?
Today, they made me dance with Marty Newberger, the four-eyed saliva machine.
bir grup görmek istiyordunuz, biz yemek yemek istiyorduk, işte oldu evet baba en mükemmel grup ay ışığını hatırlar gibiyim benim kişisel favorilerimdendir.
This hair... Do you want it sticking out of the cookie, or as a surprise in the middle? However they do it at bakeries.
İşte şimdi mükemmel bir hafta sonu oldu.
This is now the perfect weekend.
Altı ay onu öldürmek için mükemmel planı aramakla geçti. Ne oldu sonunda?
We spend six months coming up with a plan to kill him and what's it come to?
- Mükemmel. Neyse, o kadar kalabalıktı ki tablolar eziliyordu sonra hepsini indirmek zorunda kaldılar. Gerçekten, bu da biraz şey gibi oldu harika.
And there were so many people at the show... the paintings were getting crushed... and they had to take them all down... so it really looked kind of...
Ama, yeni, çok amaçlı bilgisayarımız için de mükemmel bir test oldu! ..
But it was a perfect test for our new multipurpose computer.
Jefferson mükemmel koca oldu.
Jefferson is the perfect husband.
Mükemmel! Çok iyi oldu.
Going to clean that out really well.
- Mükemmel bir ilişkimiz oldu.
- We've had a great relationship.
- Mükemmel bir parti rezil oldu.
- A perfectly good party ruined.
öldür 344
öldürecek 16
öldüreceğim 51
olduğunu biliyorum 33
öldürürüm 37
öldüğünde 37
öldürür 25
oldu bil 39
öldürmek 62
öldürülmüş 50
öldürecek 16
öldüreceğim 51
olduğunu biliyorum 33
öldürürüm 37
öldüğünde 37
öldürür 25
oldu bil 39
öldürmek 62
öldürülmüş 50
oldu o zaman 19
öldük 27
öldürecekler 16
olduğun yerde kal 516
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldün mü 25
öldür beni 219
oldu bitti 17
oldu bile 25
öldük 27
öldürecekler 16
olduğun yerde kal 516
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldün mü 25
öldür beni 219
oldu bitti 17
oldu bile 25