English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ N ] / Ne diyebilirim

Ne diyebilirim tradutor Inglês

2,788 parallel translation
Ne diyebilirim ki?
What can I say?
Ne diyebilirim ki, gecikmiş olmam, ölmenizden güzel sonuçta.
What can I say, better late than dead.
Ne diyebilirim ki?
Oh, what can I say?
Ne diyebilirim ki?
- What can I say?
Sana ne diyebilirim bilmiyorum, Charlie.
I don't know what to tell you, Charlie. The heart wants.
Yani, ne diyebilirim?
Like, what can I say?
Eski kafalıyım, ne diyebilirim ki?
I'm very traditional, what else can I say?
Size ne diyebilirim bilemiyorum.
I don't know what to tell you.
Bak, sana ne diyebilirim bilmiyorum, Danny.
Look, I don't know what to tell you, Danny.
Ne diyebilirim?
What can I say?
Ne diyebilirim ki?
What is there to say?
Ne diyebilirim ki, Tom?
What can I say, Tom?
Ne diyebilirim?
What do I say?
Ne diyebilirim ki, keder bana yakışıyor.
Grief suits me. Yeah.
Bu karşı konulmaz üstünlük karşısında ben ne diyebilirim ki?
What could I say in the light of the overwhelming odds stacked against me?
Evet ama ne diyebilirim ki?
Yeah, well, what can I tell you?
Ne diyebilirim ki?
Not really. Well, what can I say?
Sana ne diyebilirim?
What can I say?
Ne diyebilirim ki? Akıl sağlığı ucuza gelmez.
What can I say?
Ne diyebilirim ki? Çok ihtişamlıyım.
I have far too many baubles brought from Rome, along with other pleasures to be shared.
Ne diyebilirim ki...
What can I say?
Ne diyebilirim ki... çok trajik oldu.
What can I say... it's been very tragic.
Ne diyebilirim ki, ben bir yılan oynatıcısıyım.
What can I say, I'm a snake charmer.
Yani ne diyebilirim ki hanımlar?
Yeah, I mean, what can I say, ladies?
Ne diyebilirim ki çocuklar?
Okay, what can I say, you guys?
Komutanım sizin gibi Çanakkale'de, İstiklal harbinde savaşmış madalya kazanmış kahraman bir komutana ben ne diyebilirim?
Sir, what can I say to a brave commander like yourself who fought in Gallipoli and in the War of Independence, who has lar medals.
Daha ne diyebilirim ki?
What more can you say, you know?
Ona üzüldüm. Ama ne diyebilirim ki?
I felt bad for her, but what can I say?
Ne diyebilirim ki?
Well, what can I say?
Ne diyebilirim ki?
What shall I say?
Göçmenlik sistemi yavaş çalışır. Ne diyebilirim?
What can I say?
Ne diyebilirim ki, Don?
What can I tell you, Don?
Ne diyebilirim ki, elde olmayan nedenlerle geciktim.
What can I tell ya? I was unavoidably detained.
Ne diyebilirim ki?
- What can I say? I'm good at my job.
Çünkü kocaman bir kalbim var, ne diyebilirim ki?
'Cause I got a big heart. What can I tell you?
Tamam, hiç söylemem, ama ne diyebilirim ki?
All right, I've never said that, but what can I say?
Hiç söylemem, ama ne diyebilirim ki?
All right, I've never said that, but what can I say?
Hasta I., sana ne diyebilirim?
Patient I., what can I say?
- Ne diyebilirim ki?
Well, what can I say?
Ne diyebilirim ki?
Hey, what can I say?
Başka ne diyebilirim ki?
Of course. What else would I be saying?
Eğer'aşk'kelimesini kullanamazsak, o zaman ne diyebilirim?
If we can't use the word "love", then what word can I use?
Haklısın ne diyebilirim?
Well, what can I say?
Ne diyebilirim ki?
Well, what can I say? All right?
Ne diyebilirim ki?
What can I tell you? I'm swamped.
Size güvenle, su götürmez bir şekilde kesin olarak diyebilirim ki şehir konseyi, bunu yapan vahşiyi ele geçirmek için gerekli olan ne kaynak varsa, sağlayacaktır.
I can tell you confidently, unequivocally, and definitively, the city council will provide whatever resources necessary to hunt down the animal who did this.
Ne diyebilirim?
Hey, what can I say?
Diyebilirim ki, onlarla birlikteyim ve karşılarına geçtiğini görürsem geride ne bıraktığını sana çok fena gösteririm.
Let's just say I'm along for the ride, and if I find you crossing them, I'm gonna show you exactly what you left behind.
Hatta son yedi yıldaki en iyi dört konserden biriydi diyebilirim. Ne?
I was gonna say, top four of the last seven years.
- Ne diyebilirim
What can I say?
21 : 02 diyebilirim. Ama sizin saatiniz, ne zaman, ve nerede olduğunuza göre değişebilir.
I could tell you it's 9 : 02 p.m., but your time may vary, depending on where and when you are.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]