Suna bak tradutor Inglês
28,568 parallel translation
Angela telefonun kızarmış tosta döndüğünü söyledi bu yüzden ben de telefon kayıtları için izin çıkarttım evet güzel fikir en azından böylelikle kimle konuştuğumuzu biliriz evet nerdeyse unutuyordum senin için ufak bir şeyim var suna bak donutlar burda bir düzineden fazla var benim ne olduğumu sandın sen mi?
Angela said that the cell phone was literal toast, so I figured I'd go ahead and issue a warrant to get his phone records. Yeah, that's a good idea. At least then we can see who he was talking to.
Şuna bak.
Check it out.
Şuna bak.
Look at this.
Şuna bak.
Ugh, look at this.
Şuna bak, işimi kolaylaştırıyorsun.
Look at you, making my job easy.
- Şuna bak!
Look at that! / Wow!
Şuna bir bakın.
Hey, check this out.
Şuna bak.
Check this out.
Şuna bak.
Well, look at that.
Ryan, şuna bak.
Ryan, check this out.
Sen şuna bak İshida.
Get a load of this, Ishida.
Efsane lan! Bir de şuna bak.
Get a load of this too.
İmkansız booth şans diye bir şey yoktur rakamlar yalan söylemez suna bi bak resmen lanet gibisin
Impossible, there's no such thing as luck, Booth. Numbers don't lie. Look at that, you're like the curse of the Bones-bino.
Dr. Saroyan, suna bir bakın kurbanın parietal kemiğinde çevresel bi kırık buldum tuhaf bu bölgedeki yaralara göre kurban kafasının üstünü tekerlere vurmuş tabi kurban arabayı demir parmaklıklara çarptığında bilinçsizse haklısınız parietaldaki krırığın kenarları gösteriyor ki kanlanma yok demek ki bunlar ölümden sonra olmuş
Dr. Saroyan, take a look at this. I found a circumferential fracture on the victim's parietal bones. That's odd.
"Şimdi erkeklere" göre orta yaşlı beyaz erkekler de mazlum insanlar olabiliyor şuna bi bak kurban tarafından paylaşılmış video bu kendilerine feminist diuenler erkeklerden nefret eden lezbiyenlerden başka bir şey değil cinsellik haklarıyla iligi bu kadar bağırmalarının sebebi asıl ilgilendikleri olan
Well, according to Men Now, oppressed people include middle-aged white men. Look at this. This is a video posted by the victim.
ne kadan da düşüncelisin suna bi bak frontal kemiğin ön sol yüzünde kör uçlu travma ve karanal sütürda hepsi ölüm sırasında bunlardan partikuller için örnek almamı isteyeceğinden eminim bu da demektir ki bu hasarlara neyin sebep olduğunu henüz bilmiyorsun fakat ölçümlerime göre
How considerate of you. Take a look at this blunt force trauma to the left anterior aspect of the frontal bone and also near the coronal suture. All perimortem.
Dr. Brennan dönmedi mi kafatasından aldığım örneklerin sonucu elimde onu görmedim fakat sen tam zamanında geldin suna bi bak eğer işe yararsa ki yarayacağını düşünüyorum bu yapıştırıcı kuruyup kauçuk tabakaya dönüşçek o demir çelik alaşımı hayır hayır kauçuğa dönüşçek angela sen denemeye devam et
Is Dr. Brennan back yet? I got my results from the swab of the skull. I haven't seen her, but you're just in time.
bilmiyorum belki bu t-shirlter bu ayakkabılar şuna bak, bu magazin dergileri makale okumayı severim hangimiz sevmeyiz ki
Well, I don't know. Maybe these, uh, these shirts, these shoes here, oh, look at that, these magazines. I like to read the articles.
Bakın şuna.
Look at that.
Gelde şuna bak.
Go look at this.
Bak şuna.
Look at it.
Gelip şuna bir bak.
Come and look at this.
Şuna bak.
Look at that.
Çekil. Şuna bak.
Look at this!
Şuna bakın.
Look at that.
Şuna bak. Baştan aşağı tıraşlamışsın.
Look at that- - you shaved it all.
Yok artık Louise. Şuna bak.
Jeez Louise, look at that.
Şuna bakın, evet.
Oh! Look at her.
- Şuna bak.
Look at that.
Bak sen şuna yahu.
Oh, ho, look at you.
Bak şuna.
Look at you.
Şuna bir bak ya.
Look at this.
Al bak şuna.
Here, look at that.
Bak şuna ya.
Look at you.
Şuna bak, başardım.
Look here. I did it.
Şuna bak sen, bu delilik!
Check it out, this is crazy.
Şuna bir bak.
Check this out.
Ama şuna bakın, kuru temizlemeciye...
Except, look at this, the dry cleaners...
Şuna bak.
Oh, look at this.
Şuna bir bak.
Look at this thing.
- Şuna bakın ; kimler üst lige çıkmış.
Well, look at you, big-time lawyer.
- Şuna bakın ; kimler evine dönmüş.
Well, look at you, coming back home.
Aditya, şuna bak!
Aditya, look there!
Şuna bak.
Look here.
Şimdi de şuna bakın.
Mm-hmm, now take a look at this.
Sıradışı demişken şuna bakın.
Speaking of unusual, take a look.
Şuna bakın.
Take a look at this.
Şuna bir bak.
And look at this.
Şuna bir bak.
Look at this.
Soğuk rüzgarlar ve serin, ferah bir havuz kombinasyonumuz var. Bir bakın şuna.
Check it out.
Şuna bakın!
Check it out!
şuna bak 2796
şuna bakın 929
şuna bak hele 19
şuna baksana 211
şuna bakar mısın 65
şuna bakın hele 22
şuna bakar mısınız 18
şuna baksanıza 28
bakın 5588
bakin 38
şuna bakın 929
şuna bak hele 19
şuna baksana 211
şuna bakar mısın 65
şuna bakın hele 22
şuna bakar mısınız 18
şuna baksanıza 28
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
bakma 203
baktım 85
bakire misin 19
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
bakma 203
baktım 85
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bakacağım 88
bakan 73
bak ne diyeceğim 537
bakar mısın 103
bakalım neler olacak 16
bakmadım 27
bak ne buldum 97
baksana 1623
bakarız 131
bakacağım 88
bakan 73
bak ne diyeceğim 537
bakar mısın 103
bakalım neler olacak 16
bakmadım 27
bak ne buldum 97
bakın kim gelmiş 88
bakalım ne olacak 31
bak baba 73
bakayım 533
bakmak yok 20
bakire meryem 30
bakın şimdi 40
bakın bayan 50
bakın ona 18
bakalım ne olacak 31
bak baba 73
bakayım 533
bakmak yok 20
bakire meryem 30
bakın şimdi 40
bakın bayan 50
bakın ona 18