Ya diğeri tradutor Inglês
321 parallel translation
Çünkü ya biri ya diğeri katil olmalıydı...
Because one or the other must be the assassin...
- Peki ya diğeri?
And the other?
Ya diğeri, bayan Paola?
What about the other one, Miss Paola?
- Ya diğeri?
- And the other one?
- Ya diğeri?
Aye, sir. What about the other one?
Ya diğeri? Olmaz.
And him?
Ya diğeri?
And the other one?
Ya diğeri?
And the other?
- Yaa, peki ya diğeri?
- What about the other one?
- Ya diğeri?
- And the other thing?
- Menne, ya diğeri?
- Menna Tarcisio, and the other one?
- Elbette. Ya diğeri?
What about the other one, Brown?
- Ya diğeri...
- It might be...
- Ya diğeri?
- How about the other one?
Peki ya diğeri kimdi?
Who is the other one?
Ya diğeri?
He's old. And the other?
- Peki ya diğeri?
- And the other?
Peki ya diğeri?
And the other one?
Bir tanesi Paradiso'ya diğeri de komşu kasabaya!
One for the Paradiso... one for the next town.
Peki ya diğeri?
And the other?
Ya biri ya da diğeri değil mi?
- It's bound to be one or the other, isn't it?
Ya digeri?
And the other?
Bir kol Doğuya, bir diğeri Batıya doğru yürüyordu.
One column walking to the East, the other walking to the West.
- Biri ya da diğeri...
- Some guy or other...
Biri ya da diğeri de duvarı oynayacak demektir.
Some man or other must present wall :
Bu demektir ki Henderson ya da bir başkası anestezi uygularken bir diğeri de kadının arkasına geçti... ve iki eliyle kadının kollarını kavradı.
That means a man stood behind her and held her arms with both hands... while Henderson, or someone else, applied the anesthetic.
Umarım bu kalıcı bir dünya olur. Ya da kalıcı bir inanç. Biri olmadan, diğeri mümkün değil.
A more permanent world, I hope, or a more permanent faith.
Eğer ejderha dövmeli bir adam görürseniz, içinizden biri, onu gizlice takip edecek ve diğeri de, hemen Pablito'ya telefon edecek ki, o da buraya koşup, bize haber versin.
If you ever find the man with the tattooed dragon, one of you can follow him discreetly, and the other can quickly telephone Pablito, who will run here and let us know.
Bir grup ormana, diğeri de Volga'ya doğru ilerler.
One takes the woods, the other crosses the Volga
Ya da açıklamak gerekirse, biri madde, diğeri karşıt madde.
Or, more specifically, one matter, the other, antimatter.
Eğer bir yere gideceksem bu yol ya da diğeri fark etmez.
I figure if I got to go, it might just as well be this trip as the next one.
"Sembolün biri katalizörken diğeri de bir etken ya da etkiyi yok eden bir sembol."
" One symbol is a catalyst, another is an agent or a counteractant.
Biri San Francisco'ya şirket merkezine gidecek, diğeri de Washington'a.
One is going out to the head office in San Francisco and the other to the adjutant general in Washington.
Biri ya da diğeri hiç fark etmez.
It don't make no matter, one way or the other.
Biri kuzeye, diğeri batıya gitti.
Dne riding the north loop, the other the west.
Ya biri olmalı ya da diğeri.
It's got to be one or the other.
Ya diğeri?
Who else?
Burdan 2 kaçış yolu vardır Diğeri onlar tarafından tutuldu bize de bu kaldı Tek çaremiz burdan aşağıya sarkmak
There are 2 ways out of here one's been blocked by their trap so if we want to flee we need to be lowered quickly down
Bir yol ya da diğeri, küçük ülkemiz... bir mucizenin doğuşunu gördü : 'Bölge'.
One way or another, our small country has seen the birth of a miracle - the Zone.
Belki biri ya da diğeri ya da belki başka biri ve de bir başkası belki.
Maybe one or the other, or maybe another one and yet another, too.
18 01 : 12 : 31 : 23 Ya diğeri?
And the other one?
24 01 : 12 : 33 : 03 Diğeri... 02 01 : 12 : 39 : 10 Çiçek, viski ve 10 01 : 12 : 44 : 07 Dostum Gervasio'ya. 04 01 : 12 : 46 : 14 Taze meyve.
To my friend Gervasio a lover of flowers, whisky... and the early fruits.
İki ya da üçtür, o kadar. Sanırım, biri büyük diğeri küçük olmak üzere iki araba vardı.
I think there were 2 vans, one big, one smaller.
Ayrıca kaba, küstah ve ukala, ve kendine ve yeteneğine çok güveniyor. - Peki ya diğeri?
- And his assistant?
Diğeri ; konuyu sadece sekse indirgemeye çalışıyor olabilirsin ya da hiçbir şeyi içinde saklı tutmak istemeyişindendir.
Another is you're trying to make it all about sex and heat and nothing else. or.. .. it's that great feeling that you don't want to hold anything back.
Arkalarında ise sevgilileri ya da kocaları vardır. Bir eli şeyinde, diğeri ise cüzdanındadır.
And in their wake, a parade of slobbering geeks, with one hand on their crotches and the other hand on their wallets.
- Bir diğeri Kanada'ya taşınmış.
- Another one moved to Canada. - Same thing.
Biri yüzünü doğuya dönmüş, diğeri batıya.
One's facing east, the other west.
Ya biri ya da digeri olmali.
It's gotta be one or the other.
Kim birşey yaptı ya da diğeri ata yaptı birşey.
Who did something or other to the horse... or something.
Kim birşey yaptı ya da diğeri ata yaptı birşey.
Who did something or other to the horse or something.