Diğeri ise tradutor Inglês
711 parallel translation
Diğeri ise, amiri olan Albay Ruthven.
And the other, his superior, was Captain Ruthven.
İlki, okyanus kabuğunun, kıta kabuğundan çok daha ince olduğuydu ; ... 30 kilometre yerine 6 kilometre ve diğeri ise, okyanus kabuğunun dünyanın her yerinde aynı yapıda ve aynı kalınlıkta olduğuydu.
One was that the ocean crust was much thinner than the continental crust, six kilometres instead of 30 kilometres, and the other is that the ocean crust has the same thickness and the same structure all the way round the world.
Diğeri ise ; yolculuğun sonunda halletmeyi planladığım özel bir mesele.
The other is a little personal business I aim to transact at the end of the trail.
Bu kişiliklerden biri acımasız ve şiddet yanlısı. Diğeri ise sıradan bir kadının kişiliği.
One of these persons is violent and cruel and the other, just an ordinary woman.
Diğeri ise kendisini doğaya bağlı hayvani hareketlere sürükleyen güdülerinin etkisi altındadır...
The other seeks an expression of impulses... that bind him to some dim animal relation with the earth.
Biri kılıçla, diğeri ise kalemle.
One with a sword, the other with a pen.
Diğeri ise, ona apaçık hayranlık duyan genç bir adam.
We all do. Aren't we awful people, Mr. O'Bannon?
Diğeri ise bu parayı ona geri ödeyebilecek miyim?
The other is, how can I ever repay him?
Diğeri ise köprünün bu tarafında, eski bıçkı evinde.
The other post is on this side, in that old sawmill.
Bir diğeri ise titriyordu, hatta başı bile sallanıyordu.
One shivered in his whole body and his head was shaking.
Diğeri ise aynen bu şekilde yaptı.
And the other one, he went like this.
Diğeri ise atlamayıp kendini direkt suya bıraktı ve geberip gitti.
The other didn't jump and dropped dead.
Soldaki kutu kadınlar için, diğeri ise erkekler için.
The one on the left for the women, the other for the men.
Bu erkenden işe giden adam, diğeri ise yardakçısı.
This is the man that left early and the other one is his accomplice.
Diğeri ise o başkaları gibi, sadece seçkindir.
The other is that he's like everybody else only superior.
Diğeri ise artık çiftliği kasabadan idare ediyoruz.
Another is that we run the ranch from town now.
Diğeri ise, bir doktor.. onun özellikleri farklı.
The other one, the physician... notice his features.
Birisi bir nehir, diğeri ise göl.
One is a torrent, the other a lake.
İşte karşınızdayız, Sherwood kardeşler biri sözde yazar, diğeri ise aktris. Ünün, talihin ve Barrow Sokağında kiralık bir yerin arayışındayız.
There we are now, the Sherwood sisters... one would-be writer and one would-be actress... in search of fame, fortune, and a for rent sign on Barrow Street.
Diğeri ise bir sanayici olan Lord Sorrington tarafından yazılmıştı.
And another written by Lord Sorrington, an industrialist.
Diğeri ise sanayici Lord Sorrington tarafından, yazılmıştı.
And another written by Lord Sorrington, an industrialist.
Diğeri ise, doktorun yardımı olmadan yaşıyamıyacak olan bir hasta... O da soyuyor ve yalan söylüyor.
The other man becomes ill and would die, except for a physician... who returns him to health - to rob and lie again.
Biri ruh, diğeri ise beden.
One in spirit and one in flesh.
Biri yerin üstünde ve görülebilir diğeri ise yerin altında.
one aboveground and visible, and the other underground.
Diğeri ise sevdiğim adam.
The other, the man I love.
Diğeri ise ortağıma aitti.
The other was the alias of my partner.
Bir tanesi bendim ve diğeri ise sensin.
I was one, you're another.
Böyle kocaman bir göbeği var bir bacağı ince diğeri ise hayvan gibi kalın!
Have a fat belly like that a thin leg and the other enormous one.
Diğeri ise sahtekarlık.
The other is dishonesty.
Diğeri ise orijinal programında gezegenlerden aldığı toprak örneklerini sterilize etmesi gerekiyormuş, herhalde kolonileştirme için bir hazırlık.
The Other was originally programmed to secure and sterilize soil samples from other planets. Probably as a prelude to colonization.
Diğeri ise burada, dışarıdan giren bir tünel.
The other one is here, a tunnel from the outside.
Biri girişin orada, diğeri ise arkada.
One on the port bow, one on the stern.
Birisi taahhüt etmek, diğeri ise söz vermek!
One's a promise, the other's my word!
Birinin bir sineması var, diğeri ise bir öğretmen.
has a drive-in, the other is an elementary teacher.
Şu küçük yay benim. Diğeri ise babamın.
That little bow's mine, the other is my pa's.
Diğeri ise sülfür,... bu da yanıcı ve dayanıksız her şey için kullanılmıştı.
The other was sulphur, which stood for everything which is inflammable and impermanent.
Diğeri ise, bilimsel bir metot içerir.
The other is a point about scientific method.
Fransa'da bunun gibi çok hapishane var. İki tane de giyotin, biri küçük diğeri ise büyük.
In France, there are many prisons like this one and two guillotines, one big, one small.
Diğeri ise taşınamıyor.
The other one stays home.
Bir tanesi sade, diğeri ise içi çift kremalı. - Muhteşem.
Regular and the brownie mix with the double fudge.
Bir tanesi dahi, öbürü çılgın... Diğeri ise tutarsız biriydi. Dahi olan, bana Kingsfield'ı anlatmıştı...
One was a genius, and one was crazy... and one was inconsequential.
Bunlardan biri Reichenbach'ın orjinal kolaeksiyonu... Diğeri ise Elmyr'in macaristandan getirttiğini iddia ettiği koleksiyon.
One belonged to the Reichenbachs and was real... the other Elmyr was supposed to have smuggled out of Hungary.
Biri uranyum, diğeri ise yapay olarak elde edilen plütonyum temelliydi.
based one in Uranian, e to another one with an element manufactured for the man, the plutonium.
Bir diğeri ise insan kafasına benziyor.
Another looks like a human head.
- Hepsi hepsi Ölçüm meselesi. eğer odalar birbirinin ayni ise, sanırım bu da diğeri kadar güzeldir.
- It's just a matter of measurements... and if these rooms are identical, I guess this is just as good as the other.
Digeri ise galiba bir çocuk.
The other just a boy, I think.
Eğer altı Çinli Las Vegas'ta bir trenden inerse ve iki tanesi bir akvaryumun içinde yüzüstü yüzerken bulunursa kim olduklarını belirlemek için elimizdeki tek şey iki adet telefon numarasıysa bunlardan biri Plaza 0-0000, ve diğeri de Columbus 0-1492 ise tren Palm Springs'e saat kaçta varmıştır?
If six Chinamen get off a train at Las Vegas, and two of them are found floating face down in a goldfish bowl, and the only thing they can find to identify them are 2 telephone numbers... one, Plaza 0-0000, and the other, Columbus 0-1492... what time did the train get to Palm Springs?
Diğeri ne işe yarıyor?
What does the other switch do?
Uzmanlıklarımdan birisi silahlar ise bir diğeri de askeri propaganda.
One of my specialisations is weapons, and another, military propaganda.
"Hayır" diyebilirdim, çünkü emir tektir ve hayatın ise bir diğeri.
I could have said'no', because an order is one thing and your life's another.
Bilirsin ki, bu dünyada yapmayı sevdiğim sadece üç şey var. Bunların ilki aşk yapmak, diğeri sarhoş olmak ve sonuncusu ise banka soymak.
You know, there's only three things in the whole world that I really love to do, and that's love and drink
işe yaradı 291
işe gidiyorum 30
işe yaramaz 340
işe yarar 73
işe yarar mı 34
işe yaramıyor 223
işe yaramazlar 21
işe geç kaldım 21
işe gitmem lazım 28
işe yarıyor 218
işe gidiyorum 30
işe yaramaz 340
işe yarar 73
işe yarar mı 34
işe yaramıyor 223
işe yaramazlar 21
işe geç kaldım 21
işe gitmem lazım 28
işe yarıyor 218
işe yaramayacak 101
işe yaramadı 112
işe yararsa 16
işe yarıyor mu 48
işe yarayacak mı 29
işe yaradı mı 49
işe yarayacak 86
işe gitmeliyim 40
işe yaramazsa 22
işe yarayacaktır 19
işe yaramadı 112
işe yararsa 16
işe yarıyor mu 48
işe yarayacak mı 29
işe yaradı mı 49
işe yarayacak 86
işe gitmeliyim 40
işe yaramazsa 22
işe yarayacaktır 19
işe yarayabilir 73
işe koyul 52
işemem lazım 42
işe bak 97
işe dönmeliyim 23
işe alındın 47
işe dönelim 19
işe koyulun 35
işe koyulalım 99
işe koyul 52
işemem lazım 42
işe bak 97
işe dönmeliyim 23
işe alındın 47
işe dönelim 19
işe koyulun 35
işe koyulalım 99