Yagmurlu tradutor Inglês
817 parallel translation
Çok yağmurlu bir günde güzel bir arabaya bindim.
On a heavy raining day, I got a ride in a very nice car.
Bir Yağmurlu Gece...
'One stormy night'...
Karanlık ve yağmurlu günler için sakladığım arkadaşlarımı yardım etmeleri için aradım.
I've called in personal favors that I was saving for extremely dark and rainy days.
- Yağmurlu Bahçeler -
Gardens Under The Rain -...
HAVA KOŞULLARI Belirsiz - - Yağmurlu ve bulutlu.
( Local Newspaper ) WEATHER CONDITIONS Unsettled - -- wet and cloudy.
- Yağmurlu pansuman odası ve 24 saatlik tren yolculuğundan sonra biraz şansı hakettik.
- After that rainy dressing station... and 24 hours on the train, we deserve to have some luck.
Yağmurlu bir günün sıkıcılığına karşı sürpriz olarak saklıyorum.
I keep it as a surprise for my guests... against the rainy day of boredom.
Ama baba, yağmurlu bir günde su üstüne çıkan yayınbalığına benziyorlar.
Why, Father, they look just like catfish on a rainy day.
Hava yağmurlu.
It's been raining.
Yağmurlu gecelerde, bacada inlediğini duyabiliyordum.
On rainy nights, I could hear you moaning down the chimney.
Kaçıp gidiyorum çünkü korkarım Londra'daki evinde de bir baca vardır ve yağmurlu gecelerde o iblis -
I am running away because I am afraid your house in London has a chimney too... and I fancy on rainy nights, I would hear -
Yağmurlu gecelerde o iblis George'un inlediğini duymak aklıma gelir durur.
And I fancy on rainy nights, I would hear that old devil George moaning.
Soğuk, yağmurlu.
Cold and wet.
Bugün hava yağmurlu.
Oh, but I don't want to be kept romantic.
Ve bazen soğuk ve yağmurlu gecelerde, ağlayarak uyanıyorum, rüyamda, seni çamur içinde ölmüş görüyorum.
And, Jesse, sometimes at night when it's cold and raining, I wake up crying, because in a dream I saw you lying dead in the mud.
Sana söylemiştim Ellen, o gittiğinde, yağmurlu gecede..
I told you, Ellen, when he went away, that night in the rain- -
Yağmurlu mevsim başladığından beri daha da kötüleşiyor.
It's been getting worse since the start of the rainy season
95.50, Noel'den 3 hafta önceki yağmurlu bir pazartesi için hiç de kötü değil.
For a rainy Monday three weeks before Christmas, 95.50 isn't bad.
Hava biraz yağmurlu değil mi?
Kind of wet, isn't it?
Yağmurlu günün şarkısı Yağmurlu günün şarkısı
- Song of the rainy day - Song of the rainy day
Dışarısı yağmurlu değil mi Ed?
Isn't it kinda wet for you to be out, Ed?
Yağmurlu bir gecede kafasına bir blok taç gibi düşer diye mi?
You mean, some dark night a crown block might fall on him?
Her şey, üç yıl kadar önce, yağmurlu bir öğleden sonrasında başlar.
It all starts one wet afternoon about three years ago.
Yağmurlu bir gecede size bir içki ısmarlayacağım.
I'll buy you a drink some rainy night.
Yağmurlu bir gün için bir şey ayırmalıyız.
We gotta save something for a rainy day.
Her şey yağmurlu bir öğleden sonra oldu.
It all happened on a rainy afternoon.
Yağmurlu bir gecede beni evinize götürmüştünüz.
You took me to your apartment one rainy night.
Mademki yolcularını tanıyamıyorsun,.. ... yağmurlu bir gecede birisini ezip geçmen kuvvetle muhtemel.
But if you can't recognize your fares, then, one rainy night, you may end up running one over.
Yağmurlu günlerde dinlenebilir miyiz?
We'll close on rainy days.
Aşkını yağmurlu bir güne saklamış Bir kız arıyorum
Looking for a girl Who saved her love for a rainy day
Eğer sen aşkını Yağmurlu bir güne saklamış
If you'll be the girl Who saved her love
Aşkını yağmurlu bir güne saklamış Bir kız vardır
There's a girl A girl who saved her love for a rainy day
Aşkını yağmurlu bir güne Saklamış olan kızı
Help him find the girl Who saved her love
Aklımdan Hindistan geçmişti ama sonra babamın aklına orada havanın yağmurlu olduğu geldi.
But then father remembered it was the raining season.
Evet, yağmurlu bir cumartesi öğleni Merkür Tiyatrosu'nda.
Yes, at the Mercury Theatre in London... on a wet Saturday afternoon.
Yağmurlu, kasvetli havalarda yolculuk etmek yerine arkamıza yaslanır otururduk ve iş hallolurdu.
Then I could sit in back and sort it, instead of sitting up in front staring into the overcast.
İnsan yaşamı için yazları aşırı sıcak ve kışları aşırı soğuksa... bulabildiği diğer yerlerden daha yağmurlu, daha sisli... daha rüzgarlı ve karlı bir yer görürse Amerikan bayrağını dikip... orayı bir ABD ordugahı yapar.
If it's too hot in summer for human life and too cold in winter... and if it has more rain, fog, wind, and snow... than any other spot he can find, then he plants the American flag... and proclaims it a US Army camp.
Hep söylemişimdir, sıcak çay yağmurlu havalarda bir kadının en iyi dostudur.
I always did say hot tea was a womars best ally against the rain.
Yağmurlu cenazeleri sevmem.
I hate rainy funerals.
Hava parçalı bulutlu, gök gürültülü ve yağmurlu.
partly cloudy, with thundershowers.
Dışarısı yağmurlu.
I see it's raining.
New Orleans'taki bu uzun, yağmurlu akşamüstlerini sevmez misiniz? Hani, saatin gerçek zaman olmayıp, elimize bırakılmış sonsuzluktan bir parça olduğu ve hiçbirimizin onunla ne yapması gerektiğini bilmediği anları?
Don't you love these long, rainy afternoons in New Orleans... when an hour isn't just an hour... but a little piece of eternity dropped in our hands... and who knows what to do with it?
- Yağmurlu açılış, şans demektir açılış gecesinde yağıyorsa.
- A rainy opening is good luck when it rains on opening night.
Yağmurlu mevsimde ayağınız biraz kaysa, bileğinize kadar batardınız çamura!
I don't know if you remember the Ardennes during wartime, but it wasn't exactly a stroll down the Champs-Elysées.
Tam işler iyi gidiyordu ki, güneşli ve yağmurlu havalardan sonra başarmak üzereydim ki, ortaya yeni düşman çıktı.
Just as it may seem the best would come to pass and that I might triumph over the sun, the rain, I was threatened by a new enemy.
Yağmurlu gecelerde hayatıma dilediğin gibi girip çıkmaya hakkın yok, tamammı?
doesn't give you the right to walk out of my life and then walk right back in any rainy night you feel like it
Neden bir adam yağmurlu bir gecede bavulla üç kez evinden çıkıp üç kez geri döner?
Why would a man leave his apartment three times on a rainy night with a suitcase, and come back three times?
Seyahat ile vakit kaybetmeyelim. Zaten yağmurlu havadan bahsediyorlar.
Then we wouldn't waste all that time traveling, and, besides, they tell me the rainy season's coming on.
Yağmurlu akşamlar...
Rainy evenings...
Yağmurlu bir gecede kullanışlı.
Mighty handy on a rainy night.
Yağmurlu bir gecede hayal etsenize.
Imagine him on a cold and rainy night.