Yapabileceğim hiçbir şey yok tradutor Inglês
436 parallel translation
Bayan, yapabileceğim hiçbir şey yok.
Police : M'am, there's nothing I can do.
Ve bu konuda yapabileceğim hiçbir şey yok.
And there's nothing I can do about it.
Bana gelmiş yardım istiyorsun, ama yapabileceğim hiçbir şey yok.
You've come to me for help, and I've none to give.
Fikrini değiştirmek için yapabileceğim hiçbir şey yok mu?
Is there nothing I can say or do that'll change your mind?
Senin için yapabileceğim hiçbir şey yok mu?
Well... Well, nothing else I can do for you?
Yapabileceğim hiçbir şey yok, canım.
There's nothing I can do, my dear.
Sayenizde yapabileceğim hiçbir şey yok.
Thanks to you, there's nothing I can do.
Düşündükçe daha huzursuz oluyorum... ama yapabileceğim hiçbir şey yok!
And the more I think, the more restless I become. But there's nothing I can do!
Yapabileceğim hiçbir şey yok mu?
Is there absolutely nothing I can do?
Yapabileceğim hiçbir şey yok.
There's nothing I can do.
Seni Jonathan'la evlenmekten alıkoymak için yapabileceğim hiçbir şey yok.
There is nothing I could do to prevent you from marrying Jonathan.
Gördüğüm kadarıyla, burada benim yapabileceğim hiçbir şey yok.
As far as I can see, there's absolutely nothing to do.
Bu konuda yapabileceğim hiçbir şey yok.
There's nothing I can do about it.
- Yapabileceğim hiçbir şey yok.
- There's nothing for me to know.
Yapabileceğim hiçbir şey yok bir masör sadece bir kaç kuruş kazanabilir ama kazandıklarımın hepsi benimdir çünkü hiç masrafım olmaz. "
There's nothing I can do A masseur earns only a few bucks But all earnings are mine... because I have no costs "
Yapabileceğim hiçbir şey yok.
There is nothin'I can do.
Büyük üzüntü içindeyim. Ancak yapabileceğim hiçbir şey yok.
I regret it very much, but there is nothing I can do about it.
- Yapabileceğim hiçbir şey yok.
- There's nothing I can do.
Ama yapabileceğim hiçbir şey yok.
But there's nothing I can do.
Yapabileceğim hiçbir şey yok.
There is nothing I can do.
Aslında, onun için yapabileceğim hiçbir şey yok gibi evini düzgün tutmayı saymazsak.
Well, there's nothing I seem to be able to do for him... except keep his house tidy.
Üzgünüm ama sizin için yapabileceğim hiçbir şey yok.
I'm sorry There's nothing I can do.
Ve benim bunu durdurmak için yapabileceğim hiçbir şey yok.
There's nothing I can do to prevent you from doing it.
Eğer suçlamada bulunmazsan, Bertha ; yapabileceğim hiçbir şey yok.
If you don't press charges, Bertha, there's nothing I can do.
Yapabileceğim hiçbir şey yok, hanımefendi. Bir kere kafama koydum.
There ain't nothing I can't do, girl, once I set my mind to it.
Burada izin verilenden farklı olmamak için yapabileceğim hiçbir şey yok.
I can't help being different from what's allowed here.
Şu durumda yapabileceğim hiçbir şey yok.
In my position, there's nothing I can do.
şu an yapabileceğim hiçbir şey yok!
There's nothing here for me now but shit!
Burada yapabileceğim hiçbir şey yok.
Nothing I can do here.
Kurşun kafalı, eğer ormandan gidiyorlarsa bu konuda, yapabileceğim hiçbir şey yok.
Bullet head, if they're hiking through the jungle... there's nothing I can do about it.
Suratıma yansısın diye, bir ışık için belediye, benden $ 50 alıyor. Yapabileceğim hiçbir şey yok.
City charges me $ 50 to shine a light in my face, nothing I can do about it.
Telefon şirketi, yapmadığım bir konuşma için $ 80 istiyor. Yapabileceğim hiçbir şey yok.
Phone company charges me $ 80 for a phone call I never made, nothing I can do about it.
Ve yapabileceğim hiçbir şey yok hayal etmekten başka... onun sadece...
And there's nothing I can do but just imagine when- - she was just...
Yapabileceğim hiçbir şey yok.
- How long has he been like this?
Gerçekten de yapabileceğim hiçbir şey yok.
There really is nothing I can do.
Yapabileceğim hiçbir şey yok mu?
There's nothing I can do?
Böyle bir olasılığı önlemek için yapabileceğim hiçbir şey yok.
I'll do anything I can to avoid that possibility.
İnanın ki, bu bana da hiç keyif vermiyor, ama yapabileceğim hiçbir şey yok.
Believe me, it would give me great pleasure, but there is nothing I can do.
Yapabileceğim hiçbir şey yok mu?
Is there nothing I can do?
Bu konuda yapabileceğim hiçbir şey yok.
I won't have anything to do with it.
O zaman yapabileceğim hiçbir şey yok.
Then there's nothing I can do.
Bu konuda yapabileceğim hiçbir şey yok.
There's nothing I can do about that.
Yapabileceğim hiçbir şey yok.
There is just nothing I can do.
Bunun için yapabileceğim hiçbir şey yok.
There's nothing I can do about it.
Buna yapabileceğim hiçbir şey yok.
Fucking hell! Can't do owt with that.
Kang ise kararını verdiyse, yapabileceğim hiçbir şey yok.
And if Kang has made up his mind, there's nothing I can do.
- Yapabileceğim hiçbir şey yok.
CHARLIE : There's nothing I can do.
- Yapabileceğim hiçbir şey yok.
- There ain't a durn thing you can do with it. - Hm.
Hassasiyetinden dolayı memnunb oldum.Bunu birçok Kübalı vatansever den duydum fakat bunuun için yapabileceğim hiçbir şey yok.
I've heard them from many fine Cuban patriots. But it's nothing I can do anything about.
Yapabileceğim hiçbir şey yok.
There's nothing I can do to help her.
Yapabileceğim... hiçbir şey yok mu?
There's uh... there's nothing I can do, hmm?
yapabileceğim hiçbir şey yoktu 21
hiçbir şey yok 457
hiçbir şey yoktu 36
hiçbir şey yok mu 23
yapabilir misin 156
yapabilirim 355
yapabilirsin 546
yapabilir misiniz 22
yapabilirsiniz 38
yapabilir miyim 52
hiçbir şey yok 457
hiçbir şey yoktu 36
hiçbir şey yok mu 23
yapabilir misin 156
yapabilirim 355
yapabilirsin 546
yapabilir misiniz 22
yapabilirsiniz 38
yapabilir miyim 52
yapabilir 51
yapabilirler 18
yapabilecek misin 17
yapabiliriz 114
yapabilirdim 21
yapabileceğim bir şey varsa 40
yapabileceğim bir şey var mı 169
yapabilir miyiz 38
yapabileceğim birşey var mı 19
yapabileceğim bir şey yok 101
yapabilirler 18
yapabilecek misin 17
yapabiliriz 114
yapabilirdim 21
yapabileceğim bir şey varsa 40
yapabileceğim bir şey var mı 169
yapabilir miyiz 38
yapabileceğim birşey var mı 19
yapabileceğim bir şey yok 101