Yazïk tradutor Inglês
157 parallel translation
Secme komitesinde ne yazïk ki kadïn yok.
Too bad there are no women on the selection board.
Yazïk oldu o çocuga.
Too bad about that kid.
Üstünde bu kadar zaman harcadïktan sonra onu kaybetmek ne yazïk.
Well, it just seemed too bad, after all that time you spent on him, to lose it.
Organize kadïnlïga yazïk.
Unfair to organized womanhood.
Ringden tam büyük olay öncesi atïlmak yazïk.
It's tough to get yanked out of the ring when the main event is about to start.
Ne yazik ki sadece bir 25'lik. Yoksa Miles ve Thursby'yi... öldüren silahin bu oldugunu iddia edebilirdin.
Too bad it's only a.25, or you could prove it was the gun that Miles and Thursby were shot with.
Sonra sizin ofisinizi arayip... Jacoby oraya gelmeden sizi ofisten uzaklastirmaya ikna ettik. Ne yazik ki onu ikna etmek... gereginden uzun sürdü.
We further persuaded her to phone your office in an attempt to draw you away, before Jacoby got there but unfortunately for us it had taken us too long to persuade Miss O'Shaughnessy.
Ne yazik ki bunlar, Glennister gibi bir adam için.
only it's a shame to turn on all that good heat for GIennister.
- Ne yazik ki öyle
- I'm afraid not.
Sevimli, yasli bir bayani üzmek yazik olur.
It'II be a shame to disappoint a nice old lady, won't it?
Ne yazik ki daire müdürü bugün izinli... Bir dilekçe yazsanız sizin için de kolaylık olur.
Unfortunately, the section chief took the day off, and it'd be easier for us if you'd put this in writing.
Kocan ne yazik ki New York'taki en kötü tiyatro eleştirmeni.
Your husband is, without a doubt... the worst dramatic critic in New York.
Ama ne yazik ki, Savaº Bakanligi cesareti ödüllendirmiyor.
But unfortunately the War Department does not reward courage.
Senin egitiminde bu kisim ne yazik ki fazlasiyla eksik.
That's the part of your education that's most been sadly lacking.
Birimize veda etmek zorunda kaldi, cok yazik.
He had to say goodbye to one of us and that's too bad.
Cok yazik.
That's too bad.
Cok yazik Dan.
Too bad, Dan.
NE YAZIK Kİ İNSANIN SİYASAL DÜŞÜNCESİ...
BUT UNFORTUNATELY MAN'S POLITICAL INTELLIGENCE
Ne yazik ki olaylar aksini kanıtlar.
Unfortunately, the facts prove otherwise.
Çok yazik, çünkü Bubber'in yalniz birkaç ayi kalmisti.
That's too bad, because Bubber just had a few months to go.
Oh, ne yazik ki hayır.
Oh, gracious, no.
Ne yazik k ¡ s ¡ ze esl ¡ k etmek zevk ¡ n ¡ baskalarina birakmak zorundayiz.
Regretfully, we shall yield the pleasure of your company to others.
Yasamayacak olmasi çok yazik.
It's too bad she won't live.
Ne yazik ki kalamam.
Oh, I'm afraid not.
Çok yazik, Meksika'da iyi para edebilirdi.
Too bad, he would've brought a good price in Mexico.
- Çok yazik.
- Too bad.
Ne yazik ki suskun kalmanız gerekiyor.
What a pity you must remain gagged.
Kinney'e yazik oldu, degil mi?
Too bad about Kinney, huh?
Ne yazik ki basinda çikan bir kaç haber var...
Unfortunately, there are some in the press who feel that
Bari romu bize ver de yazik olmasin.
I wouldn't leave that rum sitting around out here with this group.
Ama ne yazik ki Sevgilisi onu evden kovdu.
And her lover has driven her out of the house
Ne yazik ki ben artik genç değilim.
How bad I'm no longer young.
Yazik.
Sad, man.
Ama ne yazik ki, ben, oglumu kayip ettim.onu bulduk sahip
But unfortunately, I lost my son, having found him.
- Ne yazik ki...
- Unfortunately...
Ve meslektaslarinizdan Biri de, Sayin Yargiç, simdi sizin oturdugunuz yerde oturmus sÖyle diyordu, " " Ne yazik ki çezasi asilarak idam olan, Kraliyete ihanet suçundan yargilanmadin- -
And one of your colleagues, My Lord... who sat where you sit now said, " It is a pity... you were not charged with treason to the Crown- - a charge that carries a penalty of death by hanging- -
Çok yazik.
What a shame.
- Ne kadar yazik.
- What an ordeal.
Ne yazik ki, Magneto, güçlü adamlarin planlari insanlara genellikle sefalet ve istirap getirir.
Unfortunately, Magneto, the ambitions of powerful men usually bring strife and misery to those they would improve.
Ayrica, bir muhabir daha öldürmeye mecbur kalirsak... çok yazik olur.
Besides, it would be rather unfortunate to have to... put down another journalist.
inanin bana, su anda ikinizin de isini bitirmek isterdim ama ne yazik ki böyle bir seçenegim yok.
Believe me, there's nothing I'd rather do than finish both of you right now, but unfortunately that's not an option.
Ne yazik ki, evet.
- Unfortunately yes.
Ne yazik ki buna ve yetkilerine saygi duyan cok az insan var.
Very few people respect that and respect that authority.
NE YAZIK Ki BiTMEK ZORUNDA.
Too bad it's got to end.
Ne yazik ki aramizdan kimse size yardim edemez.
Sadly, none of us are gonna be able to help you on this occasion... as much as we'd like to.
- Ne yazik ki hayir.
- I wish there was.
Disaridan sadece duvar görünmesi yazik.
From the outside, you only see the wall.
- Hayir, ne yazik ki.
- Alas, no.
Ne yazik ki.
Unfortunately.
Ne kadar yazik.
Oh!
Ve ne yazik ki günesi severdim, Çaylak.
And I liked the sun, Newbie.
yazık 479
yazıklar olsun 49
yazıklar olsun sana 20
yazık sana 23
yazık oldu 58
yazık olmuş 31
yazık olur 16
yazık ki 31
yazıklar olsun 49
yazıklar olsun sana 20
yazık sana 23
yazık oldu 58
yazık olmuş 31
yazık olur 16
yazık ki 31