Yol ver tradutor Inglês
192 parallel translation
- Yol ver, küçük adam.
- Give way, little man.
Ona yabani hayvanlarla birlikte bir yol ver.
You give him a way with the wild critters.
- Yol ver, bakalım peşimizdeler miymiş?
- What for? Open it up. Let's see if they stay with us.
Yol ver.
Let me by.
Birlikte yol ver!
Give way together!
Stuart, bayana yol ver, yoksa sana bir tane yapıştırmamı ister misin?
Stuart, let the lady pass, or you want I should paste you one?
Hey, haydi, Bay McGurk, bayana yol ver.
Hey, come on, Mr. McGurk, let the lady pass.
Yol ver, güzelim!
Make way, beautiful!
Yol ver!
Step back!
" İsa'ya yol ver Karanlıklar Prensi!
" Give way to Christ, you Prince of Murderers!
Yol ver...
Make way...
Yol ver!
Gangway!
Yol ver bakalım.
Make way.
Tamam, ona yol ver.
Okay, get him out of here.
- Dave, bana bi yan yol ver
- Dave, give me a fucking break.
Yol ver.
Step aside.
Yol ver! Önden buyur, Steve.
Give me room! Ha. After you, Steve.
Hey, sen, yol ver... Bu yeni yıIdıza...
Hey you, let us through It's a bright new star
Zıpla ve şu halatlara yol ver.
Jump up and guide those lines.
Yol ver evlat.
Hold me down, son.
Yol ver...
Give way...
- Bana kısa yol ver.
- Give me the shortcut.
Yol ver.
Coming through.
Sen, Yüzbaşına yol ver!
- You, make way for the captain!
Krala yol ver.
Make way for the king.
Yol ver!
Make way!
Yol ver.
Make way.
Yol ver, lanet olsun!
Yield, damn it!
işaret "yol ver" diyor.
That sign says, "yield."
- Yol ver teyze.
- Aunt, give way!
Laura Belle'e saygılı olmanı istiyorum. Sana yol göstermesine kılavuzluk etmesine izin ver.
I want you to lean on Laura Belle... make her your inspiration and your guide.
Hadi Tim, yol için bize bir içki ver.
COME ON, TIM, GIVE US ONE FOR THE ROAD.
Yol haritasını ver.
Give me the road map.
Bunu benim çavuşa ver, sana yol iznini verecek.
Hand this to my sergeant, he'll give you the pass.
Şimdi tam yol emri ver.
Now, order full ahead.
Mercan Denizi'ne doğru yol aldığını sanılan gemilerin listesini ver bana.
I'll take that list of Jap ships you " "feel" " are headed for Coral Sea.
Biraz yol almalarına izin ver.
Give them distance.
Joe ve Mary Ann'in aramızdan zamansız ayrılışlarıyla... Bu aciz çocuğa cesaret ver, güç ver ve yol göster.
Joe and Mary-Ann's untimely departure has left alone in this world a helpless child.
Bize, amacı "İkinci Gelen" in güvenliğini sağlamak ve... Damien Thorn'u defetmek olan... bu kutsal görevde... güç ver ve yol göster.
Grant us thy strength and guidance in our holy mission, that we may rid the world of Damien Thorn and thus ensure the safety of thy Second Coming.
Biraz zaman ver de yol yordam öğreneyim.
You just gotta give me time to learn the ropes.
Yol ver tertip.
- Where are you going?
Çıkar yol bulamayacak olursam bizden birilerini bul, Steve'in adını ver.
When you get desperate, go to one of us. Use Steve's name.
Yol ver!
Get ready to swerve.
Yol ver budala!
Idiot, move over!
Ona yol parası ver, David.
- Give her cab fare, David.
- Yol parası ver.
- Give her cab fare.
Başka bir yol bul ya da lanet haritayı bana ver, ben bulayım.
You find another way or give me the goddamn map and I will!
Ardra hakkındaki isteriye bu sarsıntılar yol açtıysa, onları rahatlatmamıza izin ver.
If these tremors have led to this hysteria over Ardra, let us reassure them.
Biraz da yol için ver.
Just something back for the road.
- Yol ver.
- Gangway.
Adamlarımı geri ver yoksa geminin yol olmasıyla bu barış biticek.
Return my men, or this alliance will end with your ship's destruction.
veri 27
vern 90
veronika 32
verdim 70
vereceğim 68
verildi 28
vereceksin 16
vermeyeceğim 54
veririm 64
versene 43
vern 90
veronika 32
verdim 70
vereceğim 68
verildi 28
vereceksin 16
vermeyeceğim 54
veririm 64
versene 43
ver bana 123
verir misin 17
vereyim 16
veremem 78
verdin mi 17
vermem 64
vermedim 31
veriyorum 68
verdiler 18
vermiyorum 24
verir misin 17
vereyim 16
veremem 78
verdin mi 17
vermem 64
vermedim 31
veriyorum 68
verdiler 18
vermiyorum 24