Yukarıda tradutor Inglês
11,254 parallel translation
Söylemeyi unuttum, silahınızı yukarıda unutmuşsunuz.
I forgot to mention, you forgot your weapon upstairs.
Yukarıda koridorun sonunda.
Upstairs, end of the hall.
Reggie, kafamı aşağıda mı istersin, yukarıda mı?
Reggie, you want my head up or you want my head down?
Yukarıda açıklanan kurallara uymayanlar cezalandırılacaklardır.
failure to obey any of the above rules may result in punishment.
İsa yükseldi ve Tanrı, yukarıda gökyüzünde belirtiler ve yerde mucizeler yaratacak.
Jesus is risen, and God will perform wonders in the sky above and miracles in the earth below!
Yukarıda bir yerlerde.
Somewhere upstairs.
Eğer yukarıda bir helikopterimiz olduğunu öğrenirlerse al başına belayı.
And if they find out we have a chopper en route, we're gonna have a real problem. We need to go now.
Yukarıda bekleyebilirsiniz.
We can wait upstairs.
Yukarıdaki antikacıda görmüştüm.
Saw her at the antique shop up the block.
Barso'yu yukarıda gördüm.
I saw Barso up there.
- Yukarıda.
- Upstairs.
Yukarıda!
Upstairs!
- Yukarıda. Bir üst katta.
- Upstairs, one floor up!
Laboratuvarı emniyete alın. Yukarıda görüşürüz.
Secure the lab, I'll see you up top.
Danielle'nin arabasını bir blok yukarıda bulduk.
We found Danielle's car up the block.
- Yukarıda tut.
Keep it elevated.
Yukarıda III. Dünya Savaşı'nı durdursam iyi olur.
[Sighs] Better stop World War III up there.
24 saat önce yukarıda...
24 hours ago upstairs,
Sizinle yukarıda buluşurum.
We'll meet you up there.
Yukarıda ne diyorlar? Dalgalanma?
What are they saying upstairs?
Yukarıda güç yok mu?
Upside of no power?
Yukarıda değil.
He's not up there.
Yerde cesedini bulmadılar, yani o hala yukarıda bir yerlerde bekliyor.
Disappeared. They never found his body on the ground, which proves he's still up there waiting.
- Yukarıda!
- Shoot her! - Up there!
Gönül meseleleri de öncelik sırasında yukarıda değildir.
And matters of the heart are not a high priority.
Gabi onunla yukarıda olabilir şu anda.
She could be up there with him right now.
Güzel, sol elini yukarıda tut.
That's nice. Keep that left hand up.
Yukarıda iki kişi.
You got two on top.
Yukarıda kalan biz olsaydık Moo Taek kesinlikle bizi kurtarmaya gelirdi.
If we were up there instead, Mootaek would definitely come up for us.
Yukarıda ne yapıyorsun?
What are you doing up here?
Sanırım yukarıda birisi var.
I think there's someone up there.
Yukarıda, koridorun sonunda misafir yatak odaları var.
There's a guest bedroom upstairs at the end of the hall.
Emma'ya baktıysan kendisi yukarıda.
You're looking for Emma, she's upstairs.
- Evet, bu iki kat yukarıda.
- What? - Yeah, this one is two floors higher.
Gözler yukarıda, Peralta.
Eyes up here, Peralta.
Terry, senin yukarıda olman gerekmiyor muydu?
Wait, Terry, aren't you supposed to be upstairs?
Peki, Amy ve Hitchcock yukarıda o zaman.
Okay, Amy and Hitchcock are still upstairs.
Yukarıda.
Upstairs.
Marty yukarıda hamile bir kadın var biliyor musun?
Marty. Do you know there's a woman having a baby upstairs?
Gold'un kulübesi yukarıda.
Gold's cabin's up ahead.
Daima en yukarıda olmanın yolunu bulurum.
I always find a way to come out on top.
O yukarıda, odasında.
She is upstairs in her room.
Yukarıda konuşacağım.
I'm gonna take this upstairs.
Yukarıda odasında.
She's up in her room.
Yukarıda herkesin konuştuğu tek şey- -
All anyone can talk about upstairs is...
Yukarıyı ve tezgahın orayı da temizleyince bitecek.
Gonna head downstairs and clean out the counter area, and that'll do it.
"Önce onu tepeden yukarı çıkaracağım, sonra da bir ağaca bağlayıp üzerine katran ve kuş tüyü serpeceğim!"
First I'm going to take him up to a hill and tie him to a tree and tar and feather him!
Yukarı Doğu Yakası'nın tüm sakinleri mülk değerlerinin yüzde biri kadarını GSG'ye verecek. Altın, gümüş ya da diğer ödeme şekilleriyle.
All residents of the Upper East Side will contribute one percent of their property value to the S.S.I., payable in gold, silver, or other approved commodities.
Tüm bunlardan zarar görecek biri varsa, o da benim. Sonraki adımının Yukarı Doğu Yakası olması için onu desteklediğim için.
The only one who's going to be destroyed by any of this is me, for suggesting she take on the Upper East Side next.
Portland'da bir hastane varmış makul bir bağışa hastaları, nakil listesinde yukarılara çıkarıyorlarmış.
I hear there's a hospital in Portland where for the right donation, they'll move the patients up the transplant list.
İçeri girdim, yukarı çıktım... ve Bayan Jaquard'ın kapısını açık gördüm... onu içerde yatakta çarşafın altında... yatarken gördüm... sonra da düğmelerini ilikleyen Arthur'u.
I went inside, I went up the stairs, and I saw Mrs. Jaquard's door open. I could see her inside, lying on the bed, pulling up the sheets... as Arthur came out, buttoning up his shirt.
yukarıdayım 26
yukarıdan 22
yukarıda ne var 19
yukarıda mısın 16
yukarıda neler oluyor 16
yukarıda mı 38
yukarıdalar 26
yukarı 789
yukari 32
yukarı bak 74
yukarıdan 22
yukarıda ne var 19
yukarıda mısın 16
yukarıda neler oluyor 16
yukarıda mı 38
yukarıdalar 26
yukarı 789
yukari 32
yukarı bak 74
yukarda 62
yukarıya 106
yukarı çek 30
yukarı ve aşağı 20
yukarı gel 146
yukarı çık 160
yukarı aşağı 19
yukarı çıkıyor 29
yukarı gelmek ister misin 19
yukarı geliyorum 39
yukarıya 106
yukarı çek 30
yukarı ve aşağı 20
yukarı gel 146
yukarı çık 160
yukarı aşağı 19
yukarı çıkıyor 29
yukarı gelmek ister misin 19
yukarı geliyorum 39