English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ Z ] / Zamandir

Zamandir tradutor Inglês

256 parallel translation
Senin hasta oldugundan daha uzun zamandir, bunu bil.
I've been a doctor longer than you've been a patient, I'll tell you that.
O kadar zamandir buradayim...
And I've been here all this time...
Ama siz ne zamandir bana uzaksiniz, bu hosuma gitmiyor.
But you've kept the room between us all evening, and I don't like it.
Charley, sen çok uzun zamandir bu civarda yaºiyorsun.
Charley, you been around this country 1,000 years or so.
- Ne zamandir orada?
- How long has he been there?
Ne zamandir tehlikedeki kumarbazlari kurtariyorsun?
Since when have you taken to rescuing gamblers in distress?
Ne zamandir sagligina önem veriyorsun?
Since when have you gotten interested in your health?
Uzun zamandir biliyorum ve hiçbir sey söylemedim. Degisecegini umuyordum.
I've known for a long time, and I've said nothing hoping it would change.
Jake'in Anna Reeves'le bir gönül iliskisi var. Çok uzun zamandir.
You know, Jake's been having an affair of the heart with Anna Reeves for a long, long time.
Uzun zamandir erkeksiz üç genç ve saglikli kadin,
Three young and healthy women with no man for who knows how long.
Soyutlastirilmis ve geri çevrilemeyen, her kisminin yalnizca digerleriyle olan nicel esitligini saat bazinda gösterme ihtiyaci duydugu bir zamandir.
It is the abstraction of irreversible time, of which all segments must prove on the chronometer... only their quantitative equality.
Tüketilebilir sahte devirli zaman gösteriye ait zamandir ; hem dar anlamiyla görüntüleri tüketmeyle harcanan zamandir hem de genis anlamiyla zaman tüketiminin görüntüsüdür.
Consumable pseudo-cyclical time is spectacular time, both as the time of the consumption of images, in the narrow sense, and as the image of the consumption of time, in its entire extended sense.
Burjuvazinin zaferi, son derece tarihi bir zamanin zaferidir çünkü bu, toplumu sürekli olarak bastan asagi degistiren ekonomik üretime iliskin zamandir.
The victory of the bourgeoisie... is the victory of profoundly historical time, because it is the time... of the economic production that transforms the society, permanently and from top to bottom.
Tüm dünyada ayni gün olarak görünen sey, yalnizca ekonomik üretim zamani, ve esit soyut bölümlere ayrilmis bir zamandir.
The time of economic production, cut into equal abstract fragments, appears across the entire planet as the same day.
Uzun zamandir burada kimse içmek için ödemedi.
Been a long time since anybody bought a drink around here.
Uzun zamandir içecek bir sey yok.
About as long as we had anything to drink around here.
ÇOK ZAMANDIR ÇABALIYORSUN, SPOCK...
YOU HAVE LABOURED FOR MANY SEASONS, SPOCK...
Bu uzun zamandir Country Bunker'de dinledigimiz... dinledigimiz en iyi müzik.
Shit, I wanna tell you, that's some of the best god dam music we've had... at the Country Bunker in a long time.
Uzun zamandir görmedigim eski bir dostum ziyarete gelmisti!
And old friend came in from out of town!
Ron konusunda uzun zamandir kendimi kandiriyorum.
- No, but I'm going to. I've been fooling myself about Ron for too long now.
Orada ne kadar zamandir beklemekteyseler ; öyle, çakil taslari kadar sakin ama atlamaya hazir halde...
How long have they been there waiting for the boat, patient as pebbles but ready to jump?
Kökenlerini, Asyatik toplumlarin çileyle uzun zamandir tanisikliklarinda ariyor insan ; o kadar ki, acinin bile süslü olmasini zorunlu kiliyor.
One seeks its sources in the Asian peoples long familiarity with suffering, that requires that even pain be ornate.
Benim erkeklerle bir sorunum yok, çünkü çok uzun zamandir benim için zaten yoklar.
I don't have any problems with men. They mean nothing to me any more.
Uzun zamandir görüsmüyoruz.
We haven't met for a long time.
ne zamandir disaridayiz kim bilir.
Who knows how long we were out.
Bunca zamandir kimseye bundan bahsetmedin yani.
So you carried that around this whole time?
Tipki senin bunca zamandir elinden geleni ardina koymadigin gibi.
Just like you've been there for me all these years.
Dr. Bohlson ve ben bu tedavi üzerinde çok uzun zamandir çalisiyoruz.
Dr. Bohlson and I have been working on this treatment for a long time.
Dr. McCoy'u ne zamandir taniyorsun?
So, how long have you known this Dr. McCoy?
Uzun zamandir sana söylemek istedigim bir sey var hem de çok uzun zamandir, Chuck!
There's something I've wanted to say to you for a long time, so long, Chuck!
Uzun zamandir bu isteyim.
I've been in business for a very long time.
Ne kadar zamandir içeride?
How long has she been inside?
Bu mesele ne kadar zamandir FBI'in gündeminde?
How long has this been on the Bureau's wish list?
Ne kadar zamandir buradayim, bilmiyorum.
I don't know how long I've been here.
Bir yili askin bir zamandir pesindeler.
They've been on to him for over a year.
Ne zamandir konusmadik ama bisiklete binmek gibidir be Bill!
It's true we haven't done this for awhile but... ... for God sakes, it's like riding a bicycle, Bill.
MMoruk o zamandir it gibi pesinde.
And old Getty's been following him around like a dog ever since.
Ne zamandir gezerim.
Well, I've been Out on this road for so long
Ne zamandir orada?
How long's he been there?
Olmaz. Ne zamandir kanepede yatiyorum!
I've been on the couch for ages.
- Ne zamandir orada?
- How long's he been in there?
Ne kadar zamandir kayip?
How long has he been missing?
Ne zamandir ailenizle kaliyorsunuz?
Pat, how long are you staying with your parents?
Ne zamandir arkadaşiz?
How long have we been friends?
Bilmiyorum, ne zamandir...
I don't know how long....
Ne zamandir burada oturuyoruz?
How long have we lived here?
Ne zamandïr yokum?
How long have I been gone?
Ne zamandïr?
How long?
Ç Uzun zamandïr tanïrïm.
I've known her a long time.
Hayïr, uzun zamandïr gelmedi.
No, I haven't had a copy of that for some time.
Öyle uzun zamandïr öyle zeki oldunuz ki tevazuu unuttunuz.
You've all been so clever for so long you've forgotten to be humble.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]