Çok dokunaklı tradutor Inglês
762 parallel translation
Çok dokunaklı.
How touching.
Çok dokunaklı.
Very touching.
- Çok dokunaklı efendim.
- That's very touching, sir.
- Çok dokunaklı.
- Very touching.
Çok dokunaklı, gözlerim yaşardı.
Oh, that's touching, it brings tears to my eyes.
- Çok dokunaklı.
- Touching.
Onun sana olan bağlılığı çok dokunaklı.
His devotion to you is most touching.
Çok dokunaklı bir andı.
- It was a touching moment.
İyimserlikten bu kadar uzak olman da çok dokunaklı gerçekten.
Your lack of optimism is fascinating.
Ama çok tatlılar. Baharda, ilk aşkları ile tanışmalarına şahit olmak, çok dokunaklı oluyor. Sanki daha önce kimse âşık olmamış gibi!
But they're sweet things... and in the spring it's touching to see them making their first discovery of love... as if nobody had ever known it before.
Ayrıca siyahlar içindeyken, çok dokunaklı görünüyor.
And in black, she's a very touching figure.
Çok dokunaklı.
Touching.
Çok dokunaklı, değil mi?
Touching, isn't it?
Baylar, bayanlar. Sizin için çok dokunaklı bir melodi çalacağım.
Ladies and gentlemen, I'll play a very, very sad melody for you.
Çok dokunaklı.
Tear their hearts out.
Ona olan inancın çok dokunaklı.
Your faith in him is very touching.
- Çok dokunaklı, hayatım.
- Very touching, my dear.
Çok dokunaklı.
That's very touching.
Güvenin çok dokunaklı.
Your trust is so touching.
- Bu çok dokunaklıydı.
- That was very moving.
Kadının rolü.. çok dokunaklı.
A woman's hips are touching.
Aslında bütün kadınların en güzel şeylerini giyip oraya gelmesi çok dokunaklı.
Actually, it's very touching, all the women wearing their prettiest things.
- Çok dokunaklı bir hikâye.
- That's a touching, good story.
Bu çok dokunaklı aslında.
It's rather touching, really.
Bütün bunlar çok, çok dokunaklı.
This is all very, very touching.
Bu özgüveniniz gerçekten çok dokunaklı.
Your confidence touches me deeply.
Varmak istediğim nokta açıkça şu ki... bana bir buket çiçek göndermeni çok dokunaklı buldum.
Well the point is simply... I find it touching that you sent me a bouquet of flowers.
Çok dokunaklı, çok!
That's downright moving, that's what that is.
Ben Aragon'la Sartre'ın günümüzdeki halini çok dokunaklı buluyorum.
I find them both moving now.
Çok dokunaklılardı.
They were so tender.
Gerçekten çok dokunaklı ama kaçarsan, onu öldürürüm. Ve bu hoşuma gitmez. Ben adam öldürmeyi severim.
This is really touching but if you run away, I will kill her and I don't like this.
Çok dokunaklı, fakat o kadar kolay değil, Langley.
Very touching, but it won't be that easy, Langley.
Ve söylenen şarkı çok hoş, aynı zamanda da çok dokunaklıydı...
And the singing was so soft, so heartrending...
Böylesine bir bağlılık çok dokunaklı.
Such loyalty is most touching.
Çok dokunaklı bir olaydı.
– He was happy, but... No, it's true.
Çok dokunaklı.
Very... moving.
Çok dokunaklı.
All that's so pathetic.
Çok dokunaklı!
That's beautiful!
- Böylesine bir acı çok dokunaklı.
- Such grief is touching.
İtalyanlar adınaysa Joe DiMaggio'nun annesi San Francisco'da çok dokunaklı bir konuşma yapmıştı [8]. Fakat Japonları savunan hiç kimse yoktu.
The mother of the Joe di Maggio said and caused much commotion in San Francisco, as I remember, but Japanese did not have nobody.
- Çok dokunaklı. - Nedir dokunaklı olan?
- It's all too bloody touching.
O ödül parasından vazgeçmeniz çok dokunaklıydı çocuklar.
That was very touching, boys, giving up that reward money.
O zamanlar evli değildim. Çok dokunaklıydı. Sanki kız kardeşine yardım eder bir hâli vardı.
In the height not yet she was married, but the way as it it took care of of the sister was moving.
Çok dokunaklı ve üzüntülü...
The-The-The pathos, almost, the sadness...
Beni düşünmen çok dokunaklı, ama beni şaşırtıyor.
Well, your concern for my well-being is touching but puzzles me.
Bütün eski erkeklerin ordaydı.Çok dokunaklıydı.
All the old boys came. Touching.
Beldenizin çok enteresan ve dokunaklı bir hikayesi varmış.
Your country has a very interesting and appealing history.
Çok sıcak ve dokunaklı bir hikayeydi, değil mi?
That was a warm and touching little fable, wasn't it?
Çok dokunaklı.
- It's kind of touching.
Çok incesin ve söylediğin şey oldukça dokunaklı, ama beni hiç tanımıyorsun.
You're very nice, and what you say is very moving, but you don't know me at all.
- Çok dokunaklı.
I think that's very touching.
dokunaklı 21
çok düşüncelisin 96
çok duygulandım 41
çok doğru 697
çok dikkat et 20
çok düşüncelisiniz 51
çok değerli 25
çok daha iyiyim 55
çok düşündüm 29
çok daha fazlası 28
çok düşüncelisin 96
çok duygulandım 41
çok doğru 697
çok dikkat et 20
çok düşüncelisiniz 51
çok değerli 25
çok daha iyiyim 55
çok düşündüm 29
çok daha fazlası 28
çok dar 20
çok daha fazla 27
çok dikkatli ol 53
çok daha iyi 204
çok düşünceli 17
çok derin 25
çok değişmişsin 21
çok doğal 35
çok değil 207
çok daha iyi hissediyorum 20
çok daha fazla 27
çok dikkatli ol 53
çok daha iyi 204
çok düşünceli 17
çok derin 25
çok değişmişsin 21
çok doğal 35
çok değil 207
çok daha iyi hissediyorum 20