Çok hafif tradutor Inglês
705 parallel translation
Sana çok hafif geldim çünkü kolların çok güçlü.
I only feel so light to you because your arms are so powerful.
Benim anne takıntım olduğunu biliyorum, ama çok hafif.
I know I have a mother fixation, but it's slight.
- Buyurun? - Bu çok hafif.
- This stuff's weak.
Harbiden çok hafif.
Damn, it's light.
Çok hafif çalacağım. Çünkü sana bağırarak anlatamayacağım şeyler var.
I'll play it very softly... because I have things to tell you about, which I can't shout.
Devlet çok hafif ceza verdi.
The government let me off easy.
Bir şeyi hatırlıyorum, çok hafif topallıyordu.
I do remember one thing, he had a very slight limp.
Bu yüzden, müvekkilimi mahkemenin babacan şefkatine emanet ediyorum çocuğun lehine, tam beraat talep ediyorum ya da çok hafif bir hüküm.
Therefore, I will entrust my client to the fatherly clemency of the court and I ask for a complete acquittal, or a very light sentence.
Çok çok hafif.
Very, very light.
Çok hafif bir yemek.
A very simple luncheon.
Hayır, efendim, üssün gönderdiği alüminyum mermiler dışında, ama çok hafif görünüyorlar.
No, sir, except those aluminum firing pins the base sent over, but they look too light.
Hayır, çok hafif.
No, it's very light.
- Çok hafif.
- It's very mild.
Bu meteor ya çok hafif, ki böyle bir şey olamaz, ya da içi bos.
That meteor is either very light, which is unheard of, or it's hollow.
Hamur çok hafif.
And the pastry is as light as air.
Aşçı çok hafif tatlı ve hamur işleri yapıyor, öyle değil mi?
The Cook's acquiring a lightertouch with her pastry, don't you think?
Çok hafif bir elektrik çarpması hissedeceksiniz.
You'll feel a slight electric shock.
Çok hafif, efendim, ve kimse yaralanmadı.
Very slight, sir, and no one wounded.
Kolay şakalar, onun için çok hafif.
No cheap jokes for her.
Sizler hala çok hafif yolculuk yapıyorsunuz!
You guys are still travelling light!
- Gerçekten çok hafif bir el! - Büyüleyici!
He has a very delicate touch.
Ama bunlar çok hafif ve taze.
But these are so light and fresh.
- Çok hafif oluyor, Quintal.
- You're going too lightly, Quintal.
Çok lezzetli, çok hafif bir şarap.
It's very sweet and very light sherry.
Süvarileri karadan çok hafif hareket ettirip piyadeleriyle dövüştürebiliriz.
We can draw back here to softer ground too soft for cavalry and make our stand against their infantry.
Çok hafif.
Too light.
- Su gibi, çok hafif.
'It's like water, real light.
Evet. "Çok hafif hareket gerekiyor. döner makara ile iyi bir atış yapmak için" Gözden kaçırmışım herhalde.
Yes. "You need very little movement... to make a good cast with a spinning reel." I must've missed that.
Çok hafif dokunuşlarla.
It takes a very light touch.
Bu kostüm çok hafif.
This suit don't weigh nothing.
Bu sopa hiç iyi değil. Çok hafif.
This bat is no good.It's too light.
- Çok hafif.
- Very sweet.
Bu içecekler çok hafif.
All this water, you know.
Çok, çok hafif olsun lütfen.
Very, very light, please.
Bunları bulabildim. Çok hafif sigaralardır.
I find it has a much cooler smoke.
- Elin çok hafif. - Sende de beyin var...
- ♪ Your light fingers - ♪ Your inspiration
İşe bak, alışkın olmayınca hafif bir şapka çok garip hissettiriyor.
Funny how light a hat feels when you're not used to it.
Şimdi, bu çok zeki ve kurnaz boksör Braddock hafif sollarla bana vurmaya başlıyor.
Now, this guy Braddock, a very smart, cagey boxer starts peppering me with light lefts.
Fiziksel rahatlığını sağlamak dışında yapabileceğimiz çok az şey var. Hafif bir diyet ve biraz da egzersiz.
There's very little we can do except keep her physically comfortable... light diet, some exercise.
Bir çok şey var. Sollar, sağlar, hafif vuruş, dokunma.
There are lots of things to remember... lefts and rights and bobbing and weaving.
Çok daha hafif ses.
Even more pianissimo.
Seni daha çok seviyorum, hafif bir duygusallıkla.
I love you more, a mild sentiment
Çok uzun olmayan bir süre öce, Fransa'nın göklerinde uçan bir gemi gördüm, havadan daha hafif olan bir havayla doldurulmuş büyük bir torba ile desteklenmişti.
Not long ago, I saw a ship sailing through the skies of France... supported by a great bag filled with air that was lighter than air.
Hafif bir baskı bile beni çok sinirlendiriyor.
The slightest pressure and I could go mad.
Tabii, hafif silah da çok olacaktır herhâlde.
Ah, sure, there'll be a lot of light stuff, I imagine.
en iyi yakıt, son derece dayanıklı ve hafif malzemeler, çok yüksek yanma sıcaklığı.
the best fuel, extremely durable and lightweight materials, very high combustion temperatures.
- Gerçekten çok hafif.
- It's really very light.
Bir giyotin bıçağının insanın ensesine gelmeden önce.. hafif bir gıdıklamadan başka bir his uyandırmadığını... çok kereler düşünmüşümdür.
I have always suspected that the blade coming down... causes no more than a slight tickling sensation... on the back of the neck.
Roberts ve Stevens'ı hafif görevlere vermemeniz çok yazık oldu, efendim. Ne?
It's a pity you didn't put Roberts and Stevens on light duties, sir.
Çok mu hafif?
Not too much sweet?
Şakaklara hafif kır düşmüş. Çok zarif.
A touch of grey at the temples, very distinguished.
hafif 38
çok hoşsun 64
çok heyecanlıyım 140
çok hoşuma gitti 64
çok hastayım 35
çok hoş 795
çok havalı 33
çok hoşuma gidiyor 19
çok hoş görünüyorsun 55
çok hoşuna gidecek 20
çok hoşsun 64
çok heyecanlıyım 140
çok hoşuma gitti 64
çok hastayım 35
çok hoş 795
çok havalı 33
çok hoşuma gidiyor 19
çok hoş görünüyorsun 55
çok hoşuna gidecek 20
çok hoşsunuz 21
çok heyecanlandım 55
çok hasta 99
çok hoşuma gider 34
çok harika 48
çok hoş bir kız 25
çok heyecanlı 80
çok hoş değil mi 27
çok hoş olur 23
çok hızlısın 42
çok heyecanlandım 55
çok hasta 99
çok hoşuma gider 34
çok harika 48
çok hoş bir kız 25
çok heyecanlı 80
çok hoş değil mi 27
çok hoş olur 23
çok hızlısın 42
çok heyecan verici 71
çok haklısın 247
çok hoşlar 25
çok hızlı 94
çok hoş biri 33
çok hassas 27
çok heyecanlıydı 27
çok hoştu 69
çok haklısınız 85
çok haklı 59
çok haklısın 247
çok hoşlar 25
çok hızlı 94
çok hoş biri 33
çok hassas 27
çok heyecanlıydı 27
çok hoştu 69
çok haklısınız 85
çok haklı 59