English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ Ö ] / Özgürsün

Özgürsün tradutor Inglês

1,615 parallel translation
Gel. Özgürsün.
come on.You're free, honey.
Seçim yapmakta özgürsün.
You're free to make your choice.
Artık özgürsün, John.
Well, you're free now, John.
- Yani özgürsün.
So, you're home free.
Orlando ve görgü tanığı öldüğüne göre bir kuş kadar özgürsün.
Orlando and the witness to his murder are dead, and you're free as a bird.
Başka yerlere bakmakta özgürsün.
You can always go to the other place.
Özgürsün.
You're free.
Saçma sapan şeyler yapmakta özgürsün.
You're allowed to freak out.
Hayır, biz bitirdik Valerie! Özgürsün, gerçeksin ve benim yanımdasın.
No, we finished it, Valerie.
- Hayır demekte özgürsün.
- Feel free to say no.
"Hayır" demekte özgürsün.
Feel free to say no.
Eğer bekleyemiyorsan, gitmekte özgürsün.
If you can't wait, you're free to go.
Gitmekte özgürsün.
You're free to go.
Eskisinden daha güçlü, daha bilge ve hiçbir zaman olmadığın kadar özgürsün.
You are stronger and wiser and freer than you have ever been.
Seçimini yapmakta özgürsün.
You are free to choose.
Gel, özgürsün artık.
Come, you're free.
Bu kattan sonra özgürsün.
- so after this coat, you're free to go.
Hoca ilk beş dakikada derse girmezse, gitmekte özgürsün.
- A what? If the prof doesn't show within 5 minutes, you're free to leave.
Gitmekte özgürsün.
You're free to leave.
Aleyhindeki bütün suçlamalar geri çekildi ve yepyeni bir hayata başlamak için tamamen özgürsün.
Listen, all the charges against you have been dropped. You're free and clear to start a new life. A good life.
Hanukkah veya Kwanza görüntüsünün seni iyi hissettireceğini düşünüyorsan yapmakta özgürsün.
Tell you what. You know, if you feel like putting on some sort of display for Hanukkah or Kwanzaa, you feel free.
sonra istediğin ülkeyi işgal etmede özgürsün.
Then you're free to invade any country you want.
Özgürsün!
You're free!
Yaratıcılıkta tamamen özgürsün.
Complete creative freedom.
Ne istiyorsan yapmakta özgürsün.
You can do whatever you want.
Bu benim onuncu yıldönümüm olabilirdi. Evet, dul olmak üzereyim. Bir anlamı olduğundan değil ama kaçmakta özgürsün.
This would've been my 10-year weddi yep, I am about to be a divorcee, not that that should mean anything, but feel free to flee.
Buradaki durumdan memnun değilsen, gitmekte özgürsün.
If you're not happy with the accommodations, You're free to leave.
Kesinlikle. Demek özgürsün.
Exactly, You're Free.
Özgürsün şimdi.
You're free.
Baba artık özgürsün, ne yapmayı düşünüyorsun?
Dad, what are you gonna do now that you're out?
Ve sen de özgürsün!
And you're free!
Artık özgürsün.
You're a free woman.
Kendi kendine bakmakta özgürsün.
You are free to look for it yourself.
- Biliyoruz. Özgürsün.
You're free and clear.
Özgürsün, kravat takmıyorsun.
You've got freedom, no ties.
Kendi yolunu seçmekte özgürsün, bir kadın... ya da fazlası.
You are free to choose your path, it could be... a woman or just women.
Sen de kendi yolunu çizmekte özgürsün.
And you are free to have yours. You are free as a bird.
Seçim yapmakta özgürsün istediğin yere gidebilirsin...
You have the freedom to choose what you want to do from here on...
Şimdi bunca yıldan sonra sen özgürsün.
Now after all these years, you are.
Özgürsün ama şehirden ayrılma ve davaya karışma.
You're free to go. Stay in town and don't interfere with the case.
Şimdi insanlar gibi yaşamakta özgürsün.
And now you are free to live like a human being.
Özgürsün aşkım.
Be free, my love.
Bak Dee, istediğinle çıkmakta özgürsün. Sadece bu herifi yolmak mı niyetin yoksa başka bir şey mi?
Well, look, Dee, you're free to date whoever you want, okay?
Yani, evi ararken biraz mahremiyet istiyorsan,... benim ofisimi kullanmakta özgürsün.
So, if you want more privacy to call home, you're quite at liberty to use my office.
Gitmekte özgürsün fakat dediğin gibi gidecek yerin var mı?
Feel free to leave, but, erm, like you say... where have you got to go?
Sen özgürsün.
You are free.
Özgürsün koş.
Run free.
Benim sahip olamayacaklarıma sahip olmakta özgürsün.
You're free to have what I cannot have.
Özgürsün.
Go.
Ve buraya nasıl gelirdik? Gazla git, özgürsün!
Run, run, you're free.
Özgürsün.
What's going on?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]