Acil bir durum tradutor Espanhol
3,390 parallel translation
- Acil bir durum olabilir.
Podría ser una emergencia.
Acil bir durum söz konusu.
Tengo una emergencia. He encontrado a un hombre inconsciente.
- Rahatsız ettiğim için üzgünüm Bay Jacobs, Ama acil bir durum söz konusu.
Lamento molestarle, Sr. Jacobs, pero esto es algo urgente.
Sue Ellen'a ailede nedimem olabilecek tek kişinin de malesef acil bir durum yüzünden gelemeyeceğini anlatıyordum.
Le estaba diciendo a Sue Ellen que mi única dama de honor ha tenido una emergencia familiar y no podrá asisitir a la boda.
- Acil bir durum var da. - Tabii.
- Es una emergencia.
Acil bir durum var.
Ha habido una emergencia.
Bayan... Saçma planınız benim için acil bir durum teşkil etmiyor.
Señora, Señora, su pobre planeación no constituye una emergencia para mí.
Acil bir durum var.
Es una emergencia familiar.
Bu acil bir durum
Es una emergencia.
Acil bir durum olmadıkça durma iznim yok. Yerine otur, Cocoon 2'yi izle ve kapa çeneni.
A menos que sea una emergencia, no se me permite parar, así que siéntese, póngase a ver Cocoon 2 y cállese.
Kaba olmak istemem ama acil bir durum söz konusu.
Detesto ser grosero pero es una emergencia, detective.
Kaba olmak istemem ama acil bir durum söz konusu.
Odio ser grosero, pero es una emergencia, detective.
DHS'nin, acil bir durum sırasında tüm iletişim altyapısını ele geçirecek bir arıza güvencesi varmış.
DHS tenía un mecanismo de seguridad en el lugar para tomar el control de la infraestructura celular en caso de una emergencia.
Bak Georgia, biliyorum, Don'la olanlar iyi degildi ama okulda acil bir durum vardi.
Mira, Georgia, sé que lo que sucedió con Don hoy no era bueno, pero tuve una emergencia en el colegio.
Patronun ariyor, acil bir durum varmis.
Es tu jefa. Dice que es una emergencia.
Ned, acil bir durum bu!
¡ Ned, es una emergencia!
Acil bir durum yok. Sana ihtiyacımız olursa ararız.
No hay nada urgente, y si te necesitamos, te llamaremos.
911. lütfen acil bir durum değilse bu hattı kullanmayın.
911. Indique la naturaleza de su emergencia.
Allah göstermesin acil bir durum olur.
Dios prohibió que algo urgente pase.
Acil bir durum zaten var.
Está pasando algo urgente. Lo sé.
Acil bir durum hakkında.
Una emergencia.
Bu acil bir durum, bu yüzden okul formanı ödünç aldım.
Debido a una emergencia, tomo prestado el uniforme.
Öylesine değil. Gerçekten acil bir durum var.
No es cuando sea, es ahora.
Çocuklar sıcaktan neredeyse felç geçirecek. Bu çok acil bir durum.
Los niños que padecen el golpe de calor lo necesitan, es una emergencia.
Gecenin bir yarısında ziyarete geldiğine göre çok acil bir durum olmalı.
Debe estar en un aprieto para una visita tan tardía.
Sabah acil bir durum olmuş ve sana bakmam için beni çağırdı.
Recibió una llamada de emergencia esta mañana y me pidió que te cuidara.
Annem hasta, ama Bayan Lily onu arayıp acil bir durum olduğunu söylemiş.
Está enferma, pero la señora Lily llamó y dijo que era una emergencia.
Bu acil bir durum, bekleyemez.
No, es urgente. No puede esperar.
! Key Stardan hava trafik kontrole, acil bir durum var, Aman Tanrım.
Key Star a tráfico aéreo, tenemos una emergencia.
Eğer acil bir durum olursa tekerlekli sandalyen hemen dışarıda.
Y si hay una emergencia tu silla de ruedas está justo afuera.
Acil bir durum olabilir.
Podría ser una emergencia.
Acil bir toplantıya karar verildi çünkü dün gece ışın hüzmesi emicisinde acil bir durum tespit edildi.
Se ha convocado esta reunión de emergencia debido a que anoche se activó un colector del haz de emergencia.
Ya acil bir durum olsaydı?
¿ Y si ha sido una emergencia?
Acil bir durum oldu mu?
¿ Fue una emergencia?
Acil durum ekipleri bölgeye ulaştı. Söylediklerine ve sizin de gördüğünüz üzere oldukça yıkıcı bir hasar söz konusu.
Emergencias está ahora en la escena, y han informado, como pueden ver, que los daños son casi catastróficos.
VOIP, bir acil durum genişbant ağını arıyor.
El VOIP está llamando a una red de emergencia.
Ben şerif Carter Fairlaketen Bu bir acil durum
Aquí la Sheriff Carter de Fairlake, emergencia.
şerif Carter Fairlaketen Bu bir acil durum
Sheriff Carter de Fairlake, Virginia Occidental, emergencia.
Muhtemel bir hava taşıtı kazası, civardaki acil durum ekiplerini alarm durumuna getirdi.
Los temores de un posible avión derribado han puesto a los trabajadores locales de rescate de emergencia en estado de alerta.
Tekrar ediyorum acil durum. IT1SS uygun bir istasyon arıyor.
IT1SS llamado a cualquier estación disponible...
Acil bir durum olmasaydi, birakip gitmezdim.
Yo no... yo no lo haría a menos que fuera una emergencia.
Evet, dün akşam yedi kişi kurşun yarasından dolayı Acil'e gitmiş. Ama anormal bir durum değil.
Sí, siete personas fueron ingresadas con heridas de bala anoche, pero eso no es inusual.
Buralarda bir düden acil durum kiti olacaktı. Yok ya, merdiven mi tırmanacağım?
Creo que tengo un kit de emergencia para salir de hoyos por alguna parte.
Acil durum hastane ve saha birimleri dünya çapında eşi görülmemiş bir gecenin ardından kalp krizi geçiren milyonlarca kişi, sağlığına kavuşurken her yerde tam kapasiteyle çalışıyor.
Los hospitales de emergencia y las unidades de campo están trabajando a máxima capacidad alrededor del mundo mientras que los millones de sobrevivientes de los ataques cardíacos son devueltos a la salud luego de una noche sin precedentes a lo ancho del mundo.
Burada bir acil durum havalandırması var.
Hay un sistema de ventilación de emergencia aquí.
Bu bir acil durum.
Es una emergencia.
Fail hakkında olası bir ipucu. Durum acil.
Una posible pista con el secuestrador, y es urgente.
Sagligiyla ilgili bir acil durum olustu da.
Tuvo una emergencia médica.
Rahatsız ettiğim için çok üzgünüm ama burada bir tür acil durum vakası var, bir kaç tavsiye alabilirim diye aradım.
Mira, siento molestarte, pero tengo una emergencia, y me vendría bien un consejo.
Bir acil durum mesajı verip, yaklaşmakta olduğunu bildirdi.
Se conectó por radio con una emergencia, dijo que estaba por llegar.
Kalkıştan 18 dakika sonra pilot belirsiz bir acil durum bildirip uçağı geri döndürdü ardından telsiz sustu.
18 minutos después de salir, el piloto reportó una emergencia sin especificar, dio vuelta el avión, - y luego de eso, silencio de radio.
acil bir durum var 51
durum 69
durumu 30
durumlar nasıl 26
durum nedir 160
durumu ne 21
durumu iyi 83
durumu nasıl 335
durumu iyi mi 40
durum bu 36
durum 69
durumu 30
durumlar nasıl 26
durum nedir 160
durumu ne 21
durumu iyi 83
durumu nasıl 335
durumu iyi mi 40
durum bu 36
durum şu 37
durum nasıl 38
durumu nedir 24
duruma bağlı 72
duruma göre değişir 91
durum raporu 57
durumunuz nedir 41
duruma göre 34
durum ne 42
durum ciddi 25
durum nasıl 38
durumu nedir 24
duruma bağlı 72
duruma göre değişir 91
durum raporu 57
durumunuz nedir 41
duruma göre 34
durum ne 42
durum ciddi 25