Anlatırım tradutor Espanhol
5,231 parallel translation
Bunun şahsi bir şey olmadığını müşterilerime her zaman anlatırım.
Les digo a mis clientes todo el tiempo que no es personal.
Sonra anlatırım.
Te lo diré después
Ben de anneme anlatırım.
Entonces se lo contaré a mamá.
Sonra anlatırım.
Te lo contaré después.
Ben sana anlatırım.
Yo te cuento.
- Sonra sana planı anlatırım.
Entonces os pondré a todos al día.
İstediğiniz her şeyi anlatırım.
Le daré lo que necesite.
Gelin, yolda anlatırım.
Vamos. Os lo explicaré de camino.
Cece'ye anlatacaksın yoksa ben anlatırım seni seni dangalak. Şimdi, sen. Dangalak.
Ahora tú. ¡ Se lo vas a decir a Cece o yo lo haré, pedazo de mierda!
Ya sen anlatırsın ya da ben anlatırım Schmidt.
- O se lo dices tú, o se lo digo yo, Schmidt.
Ben anlatırım.
Yo se lo digo.
- Yolda anlatırım.
Te lo diré en el camino.
Cadı kazanımda hazırladığım içkiden sonra sana yerel dedikoduları anlatırım.
Puedo contarte todos los chismes locales mientras tomamos mi brebaje de bruja.
Her şeyi arabada anlatırım, ama gitmemiz gerek.
Te lo diré todo en el auto, pero tenemos que irnos.
Yolda anlatırım.
Te lo diré en el camino.
Zevkle anlatırım, oturun.
Me encantaría. Tomen asiento.
- Peki, ben anlatırım.
Bien. Yo lo haré.
Çünkü çok güzel bir hikâye ve ben çok iyi hikâye anlatırım.
Porque es una gran historia, y soy un narrador de historias.
Ben kuralları anlatırım.
Yo les diré las reglas.
Veya belki "60 dakika" programına katılır ve onlara Sally Langston'in gerçek hikayesini anlatırım.
O quizá vaya a "60 minutos" y les cuente la historia de Sally Langston. ¿ Quién sabe?
Beni yenebilirsen istediğini anlatırım.
Si puedes derrotarme, te lo explicaré.
Sonra anlatırım., çünkü ; şu lanet şeye bak.
Luego te lo cuento, mira esa maldita cosa.
- Gerisini giderken anlatırım.
- Te lo explicaré por el camino.
Sana herşeyi buluştuğumuzda anlatırım.
Puedo contarte todo en persona.
Yakında anlatırım.
Cuéntanos algo.
Sadece kütüğün dışındayken hikâye anlatırım.
Solo doy explicaciones fuera del tronco.
Sizi sonra arayıp nasıl geçtiğini anlatırım.
Te llamaré luego para contarte.
Cevap verirlerse, sorumlu kişiye seve seve anlatırım.
Si responden, con gusto le explicaré a la persona encargada...
Sana sonra anlatırım.
Te lo contaré luego.
Sanırım bu rastlantı değildi, aramayı bizim odamızdan yaptığına göre, ama bırakın biz hikayeyi anlatırken bu bölümü boşverelim.
Supongo que no fue coincidencia, ya que hizo una llamada desde nuestra habitación, pero dejemos fuera esa parte cuando contemos la historia.
Benimle yürüyüp burada geçirdiğimiz zamanı anlatır mısın bana?
¿ Quires caminar conmigo y contarme sobre nuestro tiempo aquí?
Sadece hayır işleri yapan bir arkadaşım var ve bana her zaman hayır işleri için para toplamanın zorluklarını ve sözünden dönen bağışçıları anlatıp duruyor.
Bueno, es que tengo un amigo que trabaja con organizaciones sin fines de lucro y él me dice todo el tiempo lo difícil que es recaudar fondos y lidiar con donantes escurridizos que se hacen los locos todo el tiempo.
Oh, Tanrım, bu hikayeyi 20 yıldır anlatıyorum ve kulağa nasıl geldiğini daha yeni farkettim.
Dios, he estado contando esa historia durante 20 años, y me acabo de dar cuenta de cómo suena.
Thanatos'u anlatır anlatmaz mı?
¿ Tan pronto como hable de Thanatos?
Sylvia, kendi ağzından bize olanları anlatır mısın?
Sylvia, ¿ puede contarnos cómo ocurrió todo?
Bana neler olduğunu anlatır mısın?
¿ Quieres decirme qué pasó?
Acaba nasıl biri olduğunu anlatır mısın bana?
¿ Me dirías... cómo es él?
- Evet. Benim anlatımım daha dramatik bir özellik barındırıyordu.
Mi versión tiene más dramatismo.
Frank bunu yapmanın seni çok gerdiğini biliyorum ama mümkünse o gece olanları babama anlatır mısın?
Frank, sé que pasaste por esto más de lo soportable... pero si puedes... cuéntale lo que sucedió esa noche.
Katherine'in çocukluk anılarını çok sevdim. Sen de bana çocukluk anılarını anlatır mısın?
Me encantó conocer de cuando Katherine era niña. ¿ Podrías contarme de cuando eras niño?
Thomas Hatlestad, NCIS müdürü, davadaki gelişmeleri anlatır mısınız bize?
Se ha recuperado todo el botín del robo. Thomas Hatlestad, jefe de la Unidad Nacional contra el Crimen... ¿ Qué nos puede contar sobre esta operación?
Mette Hansen, değerli eşyaları bulduğunuz için çok takdir edildiniz... Olanları bize anlatır mısın?
Bueno, Mette Hansen, has recibido muchos elogios... por encontrar un botín tan valioso.
Yere çember şeklinde otururuz ve birbirimize derin yaralarımızı anlatırız.
Podríamos sentarnos formando un círculo en el suelo y hablar - sobre nuestras heridas.
Ama bunu ona anlatırsan seni doğal olarak öldürmek zorunda kalırım. Evet!
Pero si alguna vez se lo dices, obviamente, voy a tener que matarte. ¡ Sí!
Gerçekleri olduğu gibi anlatırsa, bugünkü soruşturmamız akşam oynadığımız Trivial Pursuit kadar monoton olacaktır.
Como una recitación de memoria de hechos bien establecidos, los procedimientos de hoy serán rivales de la monotonía de una noche de una Búsqueda Trivial. Bueno, estamos bien aquí.
Sanırım, gri çaresizliği anlatıyor.. .. ve sarı leke, yumurta olabilir.
Bueno, supongo que el gris podría representar la desesperanza y creo que la mancha amarilla podría ser un huevo.
Gerçekten sadece bir hata mı yoksa dolandırıcılık mı olduğunu anlayana kadar seni rahat bırakmayacağım. Bana her şeyi anlat!
Voy a preguntarte todo lo que necesite para averiguar si fue un error o... si eres un ladrón.
Bana günü anlatır mısın?
¿ Puede describir el día para mí?
Bu tabanımıza çok şey anlatır, değil mi?
Eso tiene impacto en los votantes, ¿ no?
Sanırım anladım ama yine de tekrar anlat. Dinlemedim.
Creo que entendí pero por si acaso cuéntamelo otra vez, no estaba escuchando.
Uyumam için bana hikaye anlatır mısın?
¿ Puedes darme algo para soñar?
anlat 464
anlatamam 71
anlatacağım 106
anlatabildim mi 110
anlatayım 104
anlatsana 152
anlatma 25
anlat bana 351
anlat hadi 43
anlat bakalım 207
anlatamam 71
anlatacağım 106
anlatabildim mi 110
anlatayım 104
anlatsana 152
anlatma 25
anlat bana 351
anlat hadi 43
anlat bakalım 207