Anlıyorum tradutor Espanhol
47,080 parallel translation
Duyguların olmasını istemiyorsun sonuçta bir ailen var seni anlıyorum.
Entiendo que no quieras tener sentimientos. ¿ Verdad? Tienes una familia.
Evet, anlıyorum.
¡ Sí! ¡ Yo entiendo!
- Sanırım gördüğüm imgeleri anlıyorum.
Creo que ya entendí mis visiones.
Sanırım ben bunu anlıyorum.
Creo que ya lo entiendo.
Anlıyorum, gerginsin. Sorun yok.
Lo entiendo, estás nerviosa.
Sanırım şimdi anlıyorum.
Creo que ahora lo entiendo.
- Hayal kırıklığını anlıyorum Albay.
Entiendo la frustración, coronel.
Anlıyorum, Bayan Lauler...
- De acuerdo, señora Lauler.
Anlıyorum.
Lo entiendo.
Ah anlıyorum.
Claro, ya sé.
Ah anlıyorum.
Ya veo.
Tamam, anlıyorum.
Todos los derechos, lo consigo.
Anladığınızı anlıyorum.
Entiendo que No entiendes.
Ve sana inanmak istiyorum, anlıyorum.
Y quiero te creo, lo hago.
Başka bir şey olmasını istediğini anlıyorum.
Sé que querías que esto fuera algo distinto.
- Thomas, seni anlıyorum.
- Thomas, entiendo.
Ama ölmeden önce neredeyse, "Anlıyorum" dedi.
Pero casi dijo : "Lo entiendo" antes de morir.
" Tamam, anlıyorum.
Él dijo, "tranquila, entiendo".
Olay şu ki, eğlence değerini anlıyorum.
Bueno, es que... entendí el valor de entretenimiento.
Anlıyorum.
Ya veo.
Ben anlıyorum, sen de anlamalısın.
Yo lo sé y tú también deberías saberlo.
Seni anlıyorum.
Entiendo.
Anlıyorum.
Comprendo.
Birinin hayatını izlemenin heyecan vermesini anlıyorum.
Entiendo que sea emocionante espiar la vida de otros.
Vampirleri, uzaylıları, hatta kurt adamları bile anlıyorum.
Está bien. Vampiros, alienígenas y hombres lobo. Entiendo.
Gerekçeleri, metaforları anlıyorum.
Entiendo la motivación y las metáforas, ¿ no?
Yas tutmalarını anlıyorum.
Entiendo lo del duelo, ¿ de acuerdo?
Anlıyorum kardeşim ama yine de bunun yardımı olmuyor.
Entiendo, hermano, pero aun así. Eso no ayuda.
Üzgün olmanı da anlıyorum ama bu Hannah'nın seçimiydi.
Y entiendo que estés molesto, pero fue la elección de Hannah.
İyi olmadığını anlıyorum.
Me doy cuenta de que no estás bien.
Marcus'a kızmanı anlıyorum...
Hannah, sé por qué odias a Marcus.
Buna gülecek tek kişi olduğumu düşünmeni anlıyorum ama...
Puedo ver que pensabas que sería el único que se reiría de eso, pero...
- Anlıyorum.
- Entiendo.
Anlıyorum. İnan bana.
Lo entiendo, créeme.
Anlıyorum Jess.
Lo entiendo, Jess.
Şimdi anlıyorum ki çaresizce dinleyecek birini arıyordum ve sen dinledin.
Ahora sé que estaba desesperada por que alguien me escuchara y tú me escuchaste.
Bak, kendine göre bir süreçten geçtiğini anlıyorum ama senin için endişeleniyorum.
Mira, yo entiendo que tengas que procesar esto a tu manera o algo así, pero estoy preocupado por ti, hermano.
Anlıyorum.
Eso lo entiendo.
Anlıyorum. Tabii.
Lo entiendo, por supuesto.
Gayet iyi anlıyorum.
Sí entiendo.
Seni anlıyorum.
Sé qué quieres decir.
- Anlıyorum. - Belki ne anlama geldiğini anlamama yardım edebilirsin diye düşündüm.
Pensé que quizás podías ayudarme a entender lo que significa.
Acılı anne babayı anlıyorum ama senin bu konuyla bir ilgin yoktu. Bunları yaşamamalısın.
Me compadezco de estos padres, pero no tuviste nada que ver y no deberías pasar por esto.
Anlıyorum.
No, lo entiendo.
Endişeni anlıyorum.
Escucho tu preocupación.
Hadi beni ve adamlarımı anlıyorum da Eugene'i de mi?
Digo, entiendo que a mí y a mi gente. ¿ Pero Eugene?
Morty'nin şüphesini anlıyorum.
Entiendo las sospechas de Morty.
Yani yaşadıklarının nasıl olduğunu biliyorum ve tamamen anlıyorum.
Así que, entiendo y empatizo completamente con lo que estás pasando.
Yalan söylediğini anlıyorum.
Sé cuando miente.
- Anlıyorum.
- Él nunca... fue tan bueno.
Burada ticaret yapıyorum ve polisin kapımı çalması işime gelmez, anlıyor musun?
Tengo comercio que hacer aquí, que no funciona con el departamento del alguacil tocando a mi puerta, ¿ entiendes?