Aynı tradutor Espanhol
156,745 parallel translation
Aynı saçmalık.
- Solo la misma mierda. - De acuerdo.
Ben de sana aynısını yapacağım.
Eso es lo que hago contigo.
Öyleydi. Aynı zamanda hırsızdı.
También era un ladrón.
Eminim onlar da aynı şeyi söyleyecekler, weather dağı.
Seguro que dijeron lo mismo en Mount Weather.
Sonu aynı, fakat yolculuğun sıkıcı olması gerektiğini kim söyledi?
¿ pero quién dice que el viaje tenga que ser un asco? ¡ Vengo con frutos!
Orduda MacLeish'le aynı birimdeymiş.
Estaba en la misma unidad militar que MacLeish.
- Şu anda ikimiz aynı kişiyiz.
Ahora mismo, ambas cosas son lo mismo.
Şimdi de aynı hissediyorum.
Me sigo sintiendo de ese modo esta noche.
Aynı zamanda First Lady'yle Saray'da bir yemek de ayarladım.
También he organizado una cena informal en la residencia con la primera dama.
Hizbullah da TWA 847'yi kaçırdığında aynı taktiği kullanmıştı.
La misma estrategia utilizada por Hezbolá cuando secuestraron el TWA 847.
- Seninle aynı değil ama iyi yani.
No de la misma forma que tú, pero sí, es buena.
Aynı fikirdeyiz, biliyorsun.
Sabes que estoy de acuerdo contigo.
30 yıldır aynı dairede yaşıyorum. Kentsel dönüşüm yüzünden mahallemde yaşamaya gücüm yetmiyor.
Llevo 30 años viviendo en el mismo apartamento y, debido al aburguesamiento, ya no puedo permitirme vivir en mi barrio.
Aynı zamanda tüm devlet üniversiteleri ve yüksekokulları için de programlar açıp işsiz kalan işçilerin, yeni teknolojiler hakkında eğitilmesini sağlamak istiyorum.
Pero también quiero crear programas en cada universidad pública del país para que los trabajadores desempleados puedan aprender estas tecnologías nuevas y emergentes.
Aynı stratejik ekip yaratmış.
Fue creado por el mismo grupo estratégico en el Pentágono.
- Alınmayın ama aynı fikirde değilim.
Respetuosamente, Señora, no estoy de acuerdo.
- Aynı fikirdeyiz.
Estoy allí con usted.
- Aynısından mı?
¿ La misma cosa?
Hepimiz, kocanla aynı tarafta kalacağını düşünmüştük.
Bueno, yo... Supongo que todos asumimos que votaría de la manera en que su esposo hacía, especialmente el Senador Bowman.
Camp David'de de aynı tedbirleri alıp çevre güvenliğini artıracağız.
Estamos haciendo lo mismo en Campo David, junto con una mayor seguridad perimetral.
Ben de sizinle aynı yoldan geldim.
Sobreviviendo. Bueno, eso no es justo, ni cierto.
Ama olayı kendi ağzından anlatmasıyla aynı şey değil bu.
Si pero... Pero no es lo mismo... Bueno, puede decirle al Comité de Ética.
Artık sen de aynı fırsata sahipsin.
Bueno, ahora tendrás la misma opción.
Aynı zamanda bir hareket sensörü ve ona bağlı kısa menzilli bir verici bulduk. Yani burayı her kim izliyorsa en fazla 30 kilometre uzaktalar.
También hemos encontrado un sensor de movimiento con un transmisor de alcance limitado unido al mismo, así que quienquiera que vigile este lugar está a menos de 30 kilómetros.
Ama aynı zamanda niye burada olduklarını çözene dek elimizi açık etmemeliyiz.
También tenemos que descubrir por qué está esto aquí. Hasta entonces, no podemos revelar nuestra jugada.
Abe, silah yasasında Başkan'la aynı taraftayım, biliyorsun.
Abe, eres consciente de que estoy aliada con el presidente en la legislación de armas.
Aynı tarafta olduğumuzu görsen çok daha iyi anlaşabiliriz.
Sabe que nos llevaríamos mucho mejor si aceptase el hecho de que estamos en el mismo bando.
Şimdi aynı tarafta mı olduk?
¿ Ahora estamos en el mismo bando?
" Antik Atina'dan Roma Cumhuriyeti'ne, Rönesans'ın şehir devletlerine tüm demokrasiler hep aynı şekilde son bulmuştur.
" Todas las democracias desde la antigua Atenas o la República romana hasta las ciudades estado del Renacimiento se terminan. Y todas terminan de la misma forma...
Aynı yoldan geri dönerseniz üç kilometre ötede bir tabela var.
Si dan la vuelta, hay una señal hace tres kilómetros por la carretera.
Aynı görünüyor.
Te sienta igual.
Batı, Rusya'ya silah bırakmakta ciddi olduğunu gösterirse onlar da aynı şekilde karşılık verebilir.
Si Occidente pudiera mostrar a Rusia que va en serio en la reducción de armas, puede que viera que le resulta seguro empezar a reducir las suyas.
Sen de aynı durumdasın ama epey iyi başa çıkıyor gibisin.
Bueno, tú tampoco, pero parecías llevarlo bastante bien.
Hâlâ buraya alışmaya çalışıyorum, eminim sen de aynı durumdasın.
Todavía intento situarme en este lugar, seguro que igual que usted.
Korkarım ki biz de aynı fikirdeyiz.
Me temo que mi Gobierno está de acuerdo, Señor Presidente.
Aynı zamanda yanlış hedefin peşinde giderken yardımımızı isteyerek NATO Tüzüğü'nün 5. Maddesi'ni suistimal eden biri.
Quién aparentemente abusó del artículo cinco de la Carta de la OTAN pidiéndonos, que lo ayudáramos a perseguir al objetivo equivocado.
- Aynı görüşte değilsin.
¿ No estás de acuerdo?
Saldırıdan bu yana ilk kez tüm hükûmet aynı çatı altında olacak.
Esta será la primera vez desde el ataque que todo el gobierno estará bajo el mismo techo.
2 haftadır her gün aynı şeyi diyorsun.
Llevas diciendo eso cada día durante las dos últimas semanas.
Yine aynı şeyi mi hatırladın?
¿ Has tenido el mismo recuerdo de nuevo?
Bu simit dövmeler ikiz kardeş gibiler, neredeyse aynılar.
De acuerdo, estos tatuajes de unos toros son mellizos, casi idénticos.
Uzun lafın kısası ; aynı kişiler geçen hafta Baychester'deki bir kadının hesabına $ 250 bin transfer etmişler.
Resumiendo : esa misma gente ha transferido 250 000 dólares a una mujer en Baychester la semana pasada.
Biri sahte isim kullanmış ve son ziyareti, Arlene'e kardeşin öldü denilen günle aynı.
Una de ellas usó un apodo, y su última visita fue el mismo día que el hospital le dijo a Arlene que su hermano había muerto.
Normal bir beynin aksine Roman ikisine de aynı tepkiyi verdi.
A diferencia de un cerebro normal, el de Roman reaccionó del mismo modo a ambos tipos... de forma neutral.
Ben de aynı yerde aynı şekilde büyüdüm.
Yo me crié en el mismo lugar y del mismo modo.
Belki Roman için sen de aynısını yapabilirsin.
Quizá tú puedas hacer lo mismo con Roman.
Özür dilerim efendim ama aynı şeyi demiştiniz.
Con todo respeto, señor, lo ha dicho antes.
Aynı Roman'ın, Kings'le olan geçmişini bilmediğimiz gibi.
Al igual que no sabemos la historia de Roman con los Kings.
Aynı Jeffrey Kantor'u kandırdığın gibi.
De la misma manera que usaste a Jeffrey Kantor.
Yeni Senato, eskisiyle aynı.
Convencional.
Yine aynı şey.
Misma cosa.
aynısı 57
aynı senin gibi 61
aynı benim gibi 51
aynı yerde 37
aynı şekilde 90
aynı zamanda 238
aynı anda 52
aynı fikirdeyim 99
aynı eski hikaye 16
aynı adam 26
aynı senin gibi 61
aynı benim gibi 51
aynı yerde 37
aynı şekilde 90
aynı zamanda 238
aynı anda 52
aynı fikirdeyim 99
aynı eski hikaye 16
aynı adam 26
aynı değil 21
aynı hikaye 17
aynı şey 224
aynı gün 23
aynı şey değil 103
aynısından 50
aynı saatte 29
aynı fikirde değilim 49
aynı fikirde değil misin 16
aynı hikaye 17
aynı şey 224
aynı gün 23
aynı şey değil 103
aynısından 50
aynı saatte 29
aynı fikirde değilim 49
aynı fikirde değil misin 16