English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ B ] / Bilemedin

Bilemedin tradutor Espanhol

353 parallel translation
Bilemedin iki.
o quizá dos.
Yazık dokuz dolarlık soruyu bilemedin.
Vaya, era una pregunta de 9 dólares.
İki, bilemedin üç yıldan uzun sürmez.
No tardaré más de 2 o 3 años, calculo yo.
- Bilemedin 250-260 km kadar.
- Como 150 ó 160 millas.
— İki-üç ay, bilemedin en fazla dört.
- 2 o 3 meses. 4 como mucho.
Buraya ilk geldiğimde, 30 bilemedin 60 gün kalırım diye düşünmüştüm.
Cuando llegué aquí pensé que no me quedaría más de un mes, dos a lo sumo.
İyi deneme. Ama bilemedin.
No puedes competir conmigo así.
- Bilemedin, onda.
- Se equivoca, le toca a él.
bir, iki hafta bilemedin 1 ay için dert edinirler... sonra her şeyi unuturlar.
Quizá los molestará una o dos semanas, o incluso un mes... pero luego esto se terminará para ellos.
- Bilemedin. Sky Masterson.
Sky "Cielo" Masterson.
Ama hiçbir zaman tam olarak ne istediğini bilemedin.
Pero nunca estuviste seguro de lo que estabas pidiendo.
Gene bilemedin barones.
¿ No es eso? Se ha vuelto a equivocar.
Sen iki, bilemedin üç dakika yaşarsın.
Le quedan 2 ó 3 minutos de vida.
Kovboyculuk oynamak istedin. Zorlu olduğunu bilemedin.
Quería jugar a vaqueros y no esperaba tanta dureza.
Nasıl yapabildin, Efendinin yokluğunda... yardımcısı ve idare memuru arasında gerçekleşen rüşveti bilemedin.
"¿ Por qué pasas por alto la corrupción de tu vice administración de la provincia en la ausencia de un gobernante?"
- Yirmi sekiz, bilemedin yirmi dokuz.
- ¿ Cuántos años tenía? - Unos 28 ó 29.
İki bilemedin üç gün sonra bizi ele vereceksin.
Después de 2 o 3 días, nos delatarás.
Drew durumu öğrenince temiz isminin bizimkiyle birlikte anılmasından korkup seni terk edeceğini de bilemedin.
Y no pudiste saber que cuando lo averiguara Drew... le daría tanto miedo que relacionaran su buen apellido con el nuestro... que te dejaría.
Eğer seninle gelirsem bir hafta, bilemedin bir ay içinde sana karşı heyecanım da kaybolacak. Artık o gizemli adam olmayacaksın.
Si me fuese con usted, en una semana o un mes, ya no sería el hombre misterioso, ni el hombre desconocido.
Ben aynı papağan gibi 200, bilemedin 300 sene yaşayacağım.
Como me gustaría ser un loro. Así viviría 200 ó 300 años.
Gerçek bir erkek nasıl olur hiç bilemedin!
¡ Nunca sabrás cómo es un hombre de verdad!
Dört, bilemedin beş saat.
Cuatro, tal vez cinco horas.
Senin için yapmaya hazır olduğu fedakarlığın kıymetini bilemedin.
No supiste valorar el sacrificio que hacía por tí.
Bir, bilemedin, iki yıl yersin.
Le caerá un año, quizás dos.
İkinci soruyu da bilemedin.
No has respondido ni a la segunda pregunta.
Bunlardan sürüsüyle satmışımdır.... Sanırım japon malı bunlar... 1,000 bilemedin 1,200 liret eder.
Artículo en serie Japonés, me parece.
Bilemedin mi?
¿ No? Bueno.
- Bilemedin, cahil.
Mira que eres ignorante, pero no te desanimes.
Evet. Bilemedin 8 : 15.
Sobre las 8 : 00, 8 : 15.
Bir gün daha bilemedin iki gün.
Un día más, quizás dos.
Bilemedin mi?
¿ No lo sabes?
Bilemedin.
No, fallaste.
Ne olduğunu bilemedin, değil mi?
- No puedo distinguirlo, ¿ y tú? - No.
Ne yapacağını bilemedin.
No sabes qué hacer.
En fazla 17, bilemedin, 18 yaşındaydı belki ve ben onu öldürdüm.
No tenía más de 17 años, quizá 18, y lo maté.
Kıymetimi bilemedin.
No supiste apreciarme.
Ama bu teşekkür etmelerin değeri bir veya bilemedin iki gün.
Un dà ­ a o dos vale la pena es un montà ³ n de agradecimientos.
Çünkü yüreğini alevlendiren o aşk denilen şey bilemedin en fazla iki yıl çiçek göndertir sana.
Es que el amor... eso que hace que tu corazón se acelere... que te hace mandar flores... dura como máximo dos años.
Sen asla zevk nedir bilemedin, ne de onu verebildin.
Nunca ha conocido el placer. Nunca se lo han dado.
- Bilemedin.
- Error.
Ayrıntılar hakkında detaylıca çalışırsak belki 10 bilemedin 20 kişi olabilir...
Aún no los sabemos. 10, quizás 20 cuando solucionemos los detalles...
Dünyada sekiz, bilemedin on kişi o atışı yapabilir.
Puede que haya 8 ó 10 tipos en el mundo capaces de hacerlo.
- Bilemedin!
- ¡ Ha! ¡ Lo has hecho mal!
Benim seni ne zaman izlediğimi hiç bilemedin.
Y sabes cuando se trata de mi?
Bir, bilemedin iki.
Una. Máximo dos.
- Ha-ha, bilemedin!
¡ Ni cerca!
Bilemedin.
Estas equivocado.
- Arakladın mı yani? - Bilemedin.
- Entonces las robaste?
Nerede olduğum için endişelenmene gerek yok çünkü bir, bilemedin iki kere yaptım.
Así que no debe preocuparte en donde he estado por que solo han sido dos veces.
Bilemedin üç ay sonra. Aklından geçeni biliyorum.
- Sí, por favor.
- Bilemedin hileli soruydu.
- ¡ no! - Dios.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]