Bilemezsiniz tradutor Espanhol
1,148 parallel translation
Sizi gördüğüme nasıl sevindiğimi bilemezsiniz.
No tiene ni idea de lo que me alegra verle.
Evet, ama hiçliğin ortadan kaybolmanın, yok edilmenin..... ne demek olduğunu bilemezsiniz.
Ustedes no saben lo que es desaparecer. Que te aniquilen.
Ne kadar uğraştırdığını bilemezsiniz herşeyi ayarlamak çok zor.
No te imaginas todo el trabajo... que costó organizar todo esto.
- Size buna izin verdiğiniz için ne kadar müteşekkür olduğumu bilemezsiniz.
Bueno, quiero que todos sepan... Cuanto aprecio que me dieran la oportunidad.
Bilemezsiniz.
No lo saben.
Neyin içinden geçtiğimi bilemezsiniz.
- No sabes que es tener una experiencia.
Bilemezsiniz.
- No lo sabes.
Bana inanın, kadınların yapabileceklerinin tamamını asla bilemezsiniz.
Créame, nunca se sabe las tonterías que pueden hacer las mujeres.
Sizi gördüğüme nasıl sevindim bilemezsiniz kardeşlerim.
Me alegro de volver a verte, hermano.
Asla bilemezsiniz.
Por si acaso, nunca se sabe.
Carl'la ilgili olarak böyle şeyler duymak bizi nasıl şoke etti bilemezsiniz.
No puede imaginarse como... nos ha shockeado al enterarnos lo de Carl.
Görmeye bile dayanamaz oldular! Bana en son ne giydirdiğini bilemezsiniz.
Nunca adivinarías lo que me hace ponerme ahora...
Ne kadar sevindim bilemezsiniz.
¡ Es maravilloso!
Bizim Loudon'ın nişanlandığını duyduğumuzda... nasıl rahatladık bilemezsiniz.
No se imaginan lo aliviados que nos quedamos... cuando supimos que Loudon se había comprometido.
Bunun beni ne hale getirdiğini bilemezsiniz.
No sabéis cómo me afecta.
Bunu bilemezsiniz.
No puede saberlo.
Bunu bilemezsiniz.
No lo saben.
İçeride neyle karşılaşacağınızı asla bilemezsiniz.
Nunca sabrán qué esperar adentro.
Ne kadar çok sevdiğimi bilemezsiniz.
No sabéis cuánto.
Yıllar sonra birinin ne yapacağını bilemezsiniz.
No puedes decir lo que alguien hará dentro de años.
Benim kadar güzel bir kadın olmanın ne kadar zor olduğunu bilemezsiniz.
No sabe lo difícil que es ser una mujer con mi apariencia.
Büyük fikirlerin nereden çıkacağını bilemezsiniz.
Nunca se sabe de dónde pueden venir las grandes ideas.
Nasıl bir şey olduğunu, hayatta bilemezsiniz efendim.
Ud. No entiende la situación, señor.
Sizi görmekten ne kadar mutlu olduğumu bilemezsiniz.
No sabe el placer que tengo en conocerle.
Ne zaman ineceğini asla bilemezsiniz.
Y nunca sabrán cuándo viene el próximo.
Arazinizin Bakanlık için ne değerli olduğunu bilemezsiniz.
No sabe lo que su tierra significaría para el ministerio.
Hayatın ne kadar tekdüze olduğunu bilemezsiniz.
Le sorprendería lo poco que ocurre en prisión.
Sonra da dinlenebilirim. Yarının ne getireceğini bilemezsiniz.
Por eso siempre le doy... prioridad al trabajo.
Nereden geldiğinizi bilmelisiniz, yoksa nereye gideceğinizi bilemezsiniz.
¿ Son sus motivos de carácter religioso?
Onu bu konularda ne kadar uyardım bilemezsiniz.
Debería haber visto cuando lo reprendí por esto.
Anılar böyledir - nitrogliserin gibi sağı solu belli olmaz ve onları neyin patlatacağını asla bilemezsiniz.
Los recuerdos son así : imprevisibles como la nitroglicerina, nunca sabes qué la va a hacer explotar.
Burada küçük ve güzel bir iş yürütüyorum. Böyle küçük kasabalar nasıldır, bilemezsiniz.
Estoy levantando este negocio y usted no sabe cómo son estas ciudades pequeñas.
Nasıl bir şey olduğunu bilemezsiniz.
Usted no puede saberlo.
Bunu bilemezsiniz.
No sabes cuánto.
Kimin gireceğini asla bilemezsiniz.
Nunca se sabe quien va a entrar.
Sizinle tanıştığım için ne kadar mutlu olduğumu bilemezsiniz.
No tiene idea del honor que me hace conocerle.
Bir gitarın şeklini bile bilemezsiniz!
No debe ni conocer la forma de una guitarra.
Bana ne kadar yardımınız dokunduğunu bilemezsiniz.
Nunca sabrá lo mucho que me ayudó.
Önceden de fark etmediniz. Çünkü koku alana dek kokunun ne olduğunu bilemezsiniz, değil mi?
Nunca lo advirtió porque, al no tener olfato... no sabía qué era y no podía concebirlo, ¿ verdad?
Bir kız çocuğunu tek başına büyütmek ne demektir bilemezsiniz. Konuşacağım bir karım, tavsiye alacağım biri yok.
No sabe que es tratar de subir a una hija totalmente solo, sin una esposa con la que hablar de ello, sin nadie a quien pedir consejo...
Bu da gösteriyor ki, hiçbir zaman ne- - bir sebzeye ne olacağını bilemezsiniz.
Eso te demuestra que nunca sabes qué... Nunca sabes qué puede ocurrirle a un vegetal. Puede ponerse de moda en cualquier momento.
Her sigara paketinin üzerinde farklı uyarılar gördüğümde nasıl heyecanlandığımı bilemezsiniz - tiryakiler anlar - Benimkinde : " Uyarı ;
Se imaginarán qué emocionado estaba ( cualquier fumador lo estaría ) cuando descubrí que hay diferentes advertencias en cada paquete.
Kimin deli olduğunu bilemezsiniz, değil mi?
Con lunáticos nunca se sabe, verdad?
Ama asla bilemezsiniz.
Pero uno nunca sabe.
İçine ne konulacağını asla bilemezsiniz.
Nunca se sabe de qué están hechos.
Çünkü öyle bir duruma düşene kadar, nasıl davranacağınızı bilemezsiniz.
Porque hasta que no te encuentras en una situación como esa no tienes ideas de cómo vas a comportarte.
Ayağa kalkıp karar vermediğiniz sürece... neler yapabileceğinizi bilemezsiniz.
Uno no sabe cuánto puede hacer hasta que decide intentarlo.
" Asıl acıklı olan nedir siz bilemezsiniz.
" La auténtica tragedia que sé que ustedes no comprenden...
Bazı kadınların ne kadar deli olabileceğini bilemezsiniz.
No sabes lo locas que algunas mujeres pueden comportarse.
Yalnız bir kadının aklından neler geçebileceğini bilemezsiniz, rahip.
No sabe qué pensamientos puede tener la mente de una mujer sola.
Hem de hiç bilemezsiniz.
No realmente.
bilemem 161
bilemezsin 104
bilemedin 19
bilemedim 29
bilemiyorum ki 20
bilemiyorum 2041
bilemeyiz 20
bilemeyeceğim 25
bilemezsin 104
bilemedin 19
bilemedim 29
bilemiyorum ki 20
bilemiyorum 2041
bilemeyiz 20
bilemeyeceğim 25