English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ B ] / Bir dakika

Bir dakika tradutor Espanhol

56,218 parallel translation
- Bir dakika.
- Espera un momento.
Bir dakika, bunların hepsi aynı ismin anagramları, değil mi?
Espera, son sólo anagramas del mismo nombre, ¿ no?
Bir dakika.
Espera.
Bekleyin bir dakika!
No, espera.
- Bekle bir dakika!
- Espera un minuto!
- Biraz muhabbet edin millet, bir dakika bekleyin.
- Hablen entre ustedes. - Esperen un momento.
Bir dakika bekle canım, hemen geliyorum.
Espera, amor. Estaré contigo en un minuto. -
Bir dakika.
Espera, espera.
Bir dakika.
Manténlo ahí.
Dur bir dakika!
- ¡ Espera un minuto!
Bir dakika bekle.
Esperen un minuto
Ah. - Bir dakika içinde görüşürüz.
- Te veo en un minuto.
Tamam, bir dakika izin ver.
Sí, dame un minuto.
Bir dakika müsade et bana.
Dame un minuto.
Bekle bir dakika.
Espera. Un minuto.
Çıkan dumana bakarsak, en fazla bir dakika.
A juzgar por el humo, diría que cerca de un minuto, máximo.
Bir dakika sonra bakım ekibi gelip onu deniz mahsülleri barındaki buzlara sardılar. Mis gibi oldu.
Mantenimiento llegó un minuto más tarde y lo envolvieron en hielo del bar de marisco y estaba como nuevo.
- Evet, bir dakika izin ver. - Neden?
Si, sólo dame un minuto.
Son birkaç gündür burada biraz tıngırdıyordu. Ama ona bir dakika verin, sizindir.
Lleva un par de días un poco nerviosa, pero dale un minuto y es toda tuya.
- Bir dakika daha.
Ah, un minuto más.
Bir dakika soğuk hava mı, bir hafta bozulmuş yemek yemek mi?
Un minuto más de aire frío o una semana de comida podrida.
Bir dakika bekleyeceğiz.
Lleva un minuto.
Bir dakika.
Espera un minuto.
Bir dakika sana inanmayacaktır, değil mi?
Espera... No te creerá, ¿ verdad? Qué trágico.
Bir dakika durmaya ne dersin?
Espera un minuto.
Bana bir dakika daha ver.
Dame un minuto.
Bir dakika, ben o sırada seni ararken, sen de telefonu mu açtın?
Espera un minuto, ¿ llamé justo en ese momento y tú contestaste el teléfono?
Bekle bir dakika.
Espera, espera, espera.
Bekle bir dakika, sanırım buldum.
Un momento, creo que lo tengo.
Dur bir dakika.
Un momento.
- Bekle bir dakika bu...
- Espera un momento, ¿ eso es...?
- Bekle bir dakika, o...
- Espera un momento, ¿ ese no era...?
Bir dakika. Hemşire miydi?
Esperen, ¿ era la enfermera?
Bana bir dakika izin verir misin tatlım?
¿ puedes darme un segundo, cariño?
Bir dakika, dur.
- Y cuando rompimos... - Espera, espera, espera, espera.
Hazır bir dakika boşluğumuz varken Paige'in işi bizi duygusal olarak sağlam tutmak ve birbirimize vereceğimiz söz, onun sıkı çalışmasının gerçek bir kanıtı.
Oye, ya que tenemos un minuto, el trabajo de Paige es mantenernos emocionalmente encaminados y nuestro compromiso con el otro es un testimonio de su gran trabajo.
- Bir kaç dakika daha.
Unos minutos más.
LHL'de Kayıp Amerikalı asker David Baxter'la alakalı bir son dakika haberi öldürüldüğü doğrulandı.
LHL tiene noticias exclusivas de última hora sobre el soldado americano desaparecido David Baxter... ahora confirmado muerto.
İki dakika bir yerimden para çıkarmadan durur musun?
¿ Puedes parar de sacar dinero de mí por dos minutos?
- Bir dakika.
Un momento.
- Bir dakika.
Un minuto.
Bu da bize iki dakika 15 saniyelik bir suya iniş vakti veriyor.
Nos da un tiempo de amerizaje de 2 minutos 15 segundos.
Bir profesyonel gibi kaymıştım ve Todd Cohen ile cennette 7 dakika geçirmiştim.
Pues patiné como una profesional y luego pasé siete minutos en el cielo con Todd Cohen.
Önümüzdeki bir kaç dakika yaşamak istiyorsa, iletişimden daha büyük sorunları var.
Él tiene problemas más grandes de comunicaciones si quiere sobrevivir los próximos minutos,
Genelde bizimkiler de onlardan bir kaç dakika sonra dönerdi.
Normalmente nuestros chicos regresan unos pocos minutos después que Flynn.
Bir toplulukta 30 dakika su içmeden duramaz mıyız?
¿ Qué ha pasado en nuestra sociedad que no podemos estar treinta minutos sin agua?
Bunu diyen de beş dakika da bir... hayatımda çıkan takipçi çılgın kız diyor.
Dice la chica loca acosadora que sigue apareciéndose en mi vida cada cinco minutos.
Bir dakika.
A ver si me queda claro.
15 dakika sonra, eğer bir karara varmadıysanız hepiniz eleneceksiniz.
Si después de los 15 minutos no se han decidido, todos serán eliminados.
Çocuklar, tekerinize çomak sokmak istemem ama fazladan bir kaç dakika 45 kiloluk epsom tuzunu bulutun ortasına götürüp geri gelmeye yetecek zamanı sana vermez.
Chicos, odio aguarles la fiesta, pero unos minutos adicionales no serán tiempo suficiente para que lleven los 45 kilos de sales de Epsom al centro de la nube y vuelvan. Es un viaje de ida, Tim.
- O kadar vaktimiz yok. - Önümüzdeki on dakika içinde işlevsel bir dalış kıyafeti yapma ihtimalimiz nedir?
- ¿ Qué probabilidades hay de construir un traje de inmersión eficaz en los próximos diez minutos?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]