Bir dakika daha tradutor Espanhol
1,610 parallel translation
Burada bir dakika daha kalamam.
No soporto ni un segundo más.
Bir dakika daha benimle birlikte kal.
Sólo espéreme un minuto.
Telefonda bir dakika daha kal.
Habla un minuto más.
Bir dakika daha oyalayacağım.
Tenemos su atención. Le sacaré provecho.
- Bir dakika daha Kaptan.
¡ Sólo otro minuto, Capitán! ¡ No tienes un minuto!
Bu kaskı bir dakika daha taksaydım... yemin ederim kafama kaynamış olacaktı.
Si hubiera llevado este casco un solo minuto más te juro que se habría fundido a mi cráneo.
— Canım bir dakika daha bekler misin?
- Cariño, ¿ me esperas un segundo?
O pislikle bir dakika daha geçirmek yerine bu çorak eyalette kalmayı yeğlerim.
así que es culpa mia. Igual, prefiero quedarme en este terreno baldío que se hace llamar estado que pasar un minuto más con esa escoria.
Bana bir dakika daha ver.
Deme un minuto más.
"Tüm bunları düşünseydim bir dakika daha yaşayamazdım."
Si hubiera pensado en todo eso, no habría podido vivir ni un minuto más.
Bir dakika daha, lütfen.
Un momento más, por favor.
- Sadece bir dakika daha ver.
- ¡ Dame un minuto!
Anlaşıldı mı? - Bir dakika daha sürecek efendim.
Un minuto más, señor.
Bir dakika, daha birbirimizin adını bile bilmiyoruz.
Espera, ni siquiera nos sabemos nuestros nombres.
Lütfen, bir beş dakika daha bekleyemez misiniz?
Por favor, ¿ podría esperar unos minutos más?
Yemin süreci sadece bir dakika sürecek ve daha sonra kısa bir ara vereceğiz ve sonra ulusa seslenebilirsiniz.
La ceremonia sólo tomará un minuto. Luego habrá un breve intermedio y podrá dirigirse a la nación.
Sadece bir kaç dakika kaldı, daha sonra bir taksiyle ayrıldı.
Sólo se quedó unos minutos, después se fue en un taxi.
Bir kaç dakika daha verin.
Démosle unos minutos más.
Patlamadan bir kaç dakika önce evinizden onun cep telefonu aranmış. Bir şey daha var.
Una última cosa...
Morfin alması ise bundan bir kaç dakika daha önce olmuş.
Una dosis de morfina unos minutos antes le llevó al límite.
Bu evde bir dakika daha geçirmek istemiyorum.
No quiero estar más en esta casa.
Böylece bana anlatacağınız herhangi bir şeye ihtiyacım kalmamış olacak ve geciktiğiniz her dakika sizi zehirli iğneye biraz daha yaklaştıracak.
Y no me hará falta escucharlo a usted. Así que cuanto más demora, más se acerca a la inyección letal.
Sadece bir kaç dakika daha.
¿ Lo oyes? Casi estamos allí.
Harika bir kızsın, birkaç dakika daha.
Buena chica. Sólo unos segundos más.
- Bir dakika daha.
Vamos.
Çünkü daha önce çalışıyordu. - Bir dakika çocuklar.
Bueno, alguien lo tocó porque funcionaba antes.
- Bir kaç dakika daha, Eddie.
- Sólo unos minutos más, Eddie.
Geciktiğin her on dakika için bir parmağı daha keseceğim.
Cada 10 minutos que me haga esperar, le sacaré otro dedo.
Bir dakika.Bunun için bu iyilik için çok geç değil.O daha 1.sınıfta.
Espera un segundo. No es muy tarde. ¡ Ella está en primer grado, por Dios!
Şimdi... Bir iki dakika düşün. Ve sonra cesetin yeri ile ilgili daha çok bilgi ver.
Ahora medite eso por un segundo y luego dígame una vez más, dónde cree que está el cuerpo.
bir kaç dakika daha.
En... en cualquier minuto.
Daha önce hiç görmediğim bir yaklaşım var burada. Bekle bir dakika.
Tiene un enfoque aquí que en verdad nunca había visto.
Oh! Sadece bir iki dakika daha bekle.
Sólo dame un par de minutos.
Paramı bağışlamaktansa ömrümü bir 10 dakika daha uzatmaya karar verdim.
En vez de donar este dinero, lo usaré para alargar mi propia vida. Otros 10 minutos.
Bekçilerin dönmesine daha bir kaç dakika var.
Tenemos todavía un par de minutos antes que los guardias den otra vuelta.
Şöyle bir göz attım son on yıldır 40 dakika uçup düşen 6 uçak daha var.
Estuve buscando y hubo seis accidentes aéreos en la última década y todos se estrellaron a los 40 minutos de vuelo.
Bir dakika, daha sorum bitmedi.
Un momento, esa no es mi pregunta.
- Bir 5 dakika daha mı?
- Otros cinco minutos?
10 dakika daha geç gelse bir başkası ilgilenecekti.
Diez minutos y hubiera sido otro.
Bayım, tıbbi bir sorunuz varsa... 2,5 dakika daha moladayım.
Señor, si esto es una consulta médica, aún estoy en mi descanso... y me quedan dos minutos y medio.
- Bir dakika, daha lafımı bitirmedim.
Déjame decir algo. - Creo que has hecho suficiente, viejo.
O kimyasallara birkaç dakika daha mâruz kalsaydınız tamamen uykuya dalıp bir daha hiç uyanmayabilirdiniz.
Unos minutos más de esas sustancias químicas... y habrían caído en un paro, para no despertar jamás.
Masanızın hazırlanması bir kaç dakika daha sürecek...
Faltan unos minutos más para su mesa...
Bir kaç dakika daha.
Solo unos minutos mas.
Birkaç dakika sonra bir çiftlileri daha geliyor.
Tienen otro doble dentro de un minuto.
Suyu daha yeni koydum, bir kaç dakika önce, bir kaç saniye içinde hazır olur.
Bien. Acabo de encender eso... hace unos minutos, tardará unos segundos.
Bekle bir dakika. Ben daha bitirmedim.
Esperen, An no termino,
Bir beş dakika daha.
Otros cinco minutos.
Sadece beş dakika ve beni bir daha görmeyeceksin.
Sólo 5 minutos y no volverá a verme nunca más.
Bir kez daha hatırlatmak isterim. Jared tam 1 saat 10 dakika sonra gidecek.
Sólo quiero recordarles, liberaremos a Jared en una hora y diez minutos.
Evet, birkaç dakika düşün yeni bir diyalog yaz, iki şekilde de çekin. Montajda hangisi daha iyi oldu diye bakarsınız.
Tómate un tiempo... escribe unos diálogos nuevos y grábalo de los dos modos... y veremos cuál funciona en la sala de conferencia.
bir dakika 5689
bir dakikaya geliyorum 18
bir dakika sonra 23
bir dakika bekleyin 225
bir dakika lütfen 248
bir dakika bekle 619
bir dakika bekler misiniz 17
bir dakika sürmez 36
bir dakika bekler misin 40
bir dakika önce 23
bir dakikaya geliyorum 18
bir dakika sonra 23
bir dakika bekleyin 225
bir dakika lütfen 248
bir dakika bekle 619
bir dakika bekler misiniz 17
bir dakika sürmez 36
bir dakika bekler misin 40
bir dakika önce 23