Bu senin sorunun tradutor Espanhol
924 parallel translation
Sadece kendi boynunu riske atıyor olsan bu senin sorunun bizi ilgilendirmez.
Cuando arriesgaste tu cuello en el duelo por esa mujer... era asunto tuyo.
Anneme yardım etmek istiyorsan, bu senin sorunun.
Si quieres ayudar a mi madre, es asunto tuyo.
Bu senin sorunun.
Es tu problema.
Bu senin sorunun.
Busca la forma.
Bu senin sorunun değil Lina.
Esto no es problema tuyo.
Bu senin sorunun.
- Eso es cosa suya.
Bu senin sorunun.
Es su problema.
Bu adamlar beklemiyor. Bu senin sorunun değil mi?
¿ Y eso no es tu problema?
Ah, bu senin sorunun, Bisküvi!
Ése es tu problema, Bizcocho.
Dediğim gibi, bu senin sorunun.
Como dije, es tu problema.
Bu senin sorunun. Çünkü ben burada olmayacağım.
Es su problema porque yo no voy a estar aquí.
Bu senin sorunun.
Así que ése es tu problema.
- Bu senin sorunun.
- Eso es asunto tuyo.
- Bu senin sorunun.
- Y tu problema.
Bu senin sorunun, salak.
Es tu funeral, idiota.
Ama bu senin sorunun.
Pero es problema tuyo.
O hücrede ölüme gidecek kadar aptalsan, bu senin sorunun.
Si eres tan estúpido para dejarla morir en esa ratonera, es asunto tuyo.
Fan Ying'i bulma o kadar kolay olmayacak ayrıca bu senin sorunun değil
No es fácil dar con Fan Ying. Y tampoco es tu problema.
Bu senin sorunun.
Bueno, ése es su problema.
Bu senin sorunun.
Ése es su problema.
Aranan bir adama yataklık etmekten ya da adaletin tecelli etmesini engellemekten tutuklanmak istiyorsan bu senin sorunun, Johnny.
Si quieres que te detengan por ocultar a un criminal, o por entorpecer la justicia, es cosa tuya.
Senin sorunun bu Red.
Ése es tu problema, Red.
Bu benim kadar senin de sorunun.
Esto es tanto problema tuyo como mío.
Senin sorunun da bu.
Ése es tu problema.
Senin sorunun bu iºte.
Ése es tu problema.
Senin sorunun bu evlat, fazla iyisin.
Adivine nuevamente, Whitey. Éste es el problema con Ud, ¡ es inconsistente!
Bu Pidge'in senin sorunun olması için bir neden değil.
Pero no hay motivo para que Pidge sufra tu problema.
Senin şu duyma sorunun... bu şekilde devam edemez...
Tus oídos no pueden seguir así.
Senin sorunun bu. Kompleksin falan olmalı.
Ése es tu problema, que tienes un complejo o algo parecido.
Senin sorunun bu işte.
Y le corroe la envidia.
Senin sorunun bu.
¡ Ese es su problema!
İşte senin sorunun da bu, George.
Ese es tu problema.
Senin sorunun işte bu, George.
Ese es tu problema.
Aşık oldun ve bu senin sorunun.
¿ Te has enamorado?
Senin sorunun da bu Maggie, kötü besleniyorsun.
Si comiera usted más no le pasaría eso, Maggie.
Senin sorunun bu.
Ése es su problema.
Bu senin sorunun.
Ese es tu problema.
Çok zekisin, Roberts, senin sorunun bu.
Eres muy astuto, Roberts, ése es tu problema.
Senin en önemli sorunun bu dürüstlüğün.
Tu principal problema es que eres honesta.
Bu senin sorunun, değil mi?
El problema es suyo.
Trelane, bu zaten senin sorunun.
Ese es su problema, Trelane.
Trelane, bu zaten senin sorunun.
Ése es su problema. Todo es sencillo.
Aslında senin sorunun da bu.
Veo cual es tu problema.
Bu, senin için asla sorun olmadı Eddie. Bu, senin sorunun olmadı.
No te costará mucho esfuerzo.
Senin sorunun bu mu bebek?
¿ Ese es tu problema, cariño?
Senin sorunun bu mu?
Es tu problema.
Şehirdeki bütün polisler bu akşam dolu. Şimdi, senin sorunun neydi, bayan?
Todos los agentes están muy I ¡ ados esta noche. ¿ Qué problema t ¡ ene?
İşte senin sorunun da bu.
Eso es lo que te pasa, ¿ verdad?
Bu sorunun senin ilginizi çekeceğini hiç tahmin etmezdim.
Y además, no creo que sea asunto de tu incumbencia.
- Bu senin sorunun. - Benim sorunum mu efendim?
¿ O no, señor?
Senin sorunun bu ve bunu biliyorsun.
Ese es tu problema y lo sabes.
bu senin mi 96
bu senin hayatın 30
bu seninle benim aramda 18
bu senin 195
bu senin için 282
bu senin düşüncen 27
bu senin hakkın 21
bu senin fikrin 31
bu senin problemin 26
bu senin son şansın 40
bu senin hayatın 30
bu seninle benim aramda 18
bu senin 195
bu senin için 282
bu senin düşüncen 27
bu senin hakkın 21
bu senin fikrin 31
bu senin problemin 26
bu senin son şansın 40