Canım acıyor tradutor Espanhol
523 parallel translation
- Canım acıyor.
- Mal, esto duele.
Canım acıyor.
Oh, me lastimé.
Canım acıyor.
Me duele.
Kırık ayağımın üzerine bastım, canım acıyor.
He pisado con el pie malo y me duele.
Canım acıyor. Ama iyi geliyor.
Me duele, pero me sienta bien.
Canım acıyor, Anne.
Duele... madre.
Hayatım, canım acıyor.
Cariño, que duele.
Canım acıyor!
¡ Qué dolor!
- Canım acıyor!
- ¡ Qué dolor! ¡ No lo aguanto...!
Canım acıyor!
¡ Ay! ¡ Ay! ¡ Ay!
Canım acıyor, Louis.
Es doloroso.
Ve canım acıyor.
Y herido.
Canım acıyor ve göğsümü pek hissetmiyorum.
Me duele todo. Aunque no puedo sentir el pecho.
Çok canım acıyor. Kahretsin!
¡ Maldito sea ese George Thomas!
Doktor Michaux beni yarın sabah alacak. Çok canım acıyor.
El Dr. Michaux no puede atenderme hasta mañana por la mañana.
Canım acıyor. Kaç gün sürecek?
¿ Cuánto tiempo te va a llevar esto?
İmdat. Ağaçtan düştüm. Canım acıyor.
ayuda me caí de un árbol
Senin onun yakınında olduğunu bile bile gitmek canımı çok acıtıyor. " Jean...
Jean... sufro mucho al partir sabiendo que estás aquí, cerca de ella.
Büyükbaba, canımı acıtıyor!
¡ Abuelo, me está lastimando!
Canın acımıyor mu?
¿ Te duele?
Alçaklık yapan her kadın ve erkek için aynı acıma duygularını hissetmen canımı sıkıyor.
Debo escuchar otra vez tu ridícula compasión... por todo sinvergüenza, hombre o mujer.
Yüzüne bakmak canımı acıtıyor.
¿ Pero qué? Me duele... cuando la miro directamente... a la cara.
Canın mı acıyor?
¿ Te duele?
- Selam. Hala canı acımıyor değil mi?
¿ Volvió el dolor?
Çok canım acıyor.
- ¡ Me duele tanto!
Kes şunu. Canımı acıtıyor.
Para, me haces daño.
Canım çok acıyor.
Déjame aquí.
Bu kayışlar, canımı acıtıyor.
Estas correas me hacen daño.
- Canın acıyor mu kızım?
¿ Te han hecho mucho daño, hija mía?
- Canım çok acıyor.
- Me duele mucho.
Canım yanıyor, acı çekiyorum. Buramda, şuramda, her yerimde.
Me coge la mente, el corazón...
- Ama ellerin canımı acıtıyor.
- Me lastimas con tus manos.
Canımı acıtıyor.
- Se me está clavando.
Hala kırık kemiklerim var ve onlar canımı acıtıyor.
Todavía tengo costillas rotas y me duelen un montón.
Ayağın acıyor mu, canım?
¿ Te duele el pie?
Açıklamak canımı sıkıyor.
- No lo sé. Me aburre explicártelo.
Canım çok acıyor.
Me duele.
Hissedebiliyorum. Gerçekten canımı acıtıyor.
Puedo sentirlo, es casi doloroso.
Kımıldayınca canın acımıyor mu?
¿ No duele estarse moviendo?
- Lütfen, canlı yayındayım. - Özür dilerim bayım. Açıkçası canım sıkılıyor.
Estoy un poco enojado porque acabo de regresar de Vietnam después de que barrimos ese país.
Canım acımıyor Ollie.
No duele, Ollie.
Ve bazen bazen canımı acıtıyor çünkü hatırlamam gereken şeyler varmış gibi hissediyorum.
Y... a veces... a veces es duro... porque me da la sensación de que... hay algo para recordar.
Canım yanıyor. Oysa ben acıya dayanıklıyımdır.
el dolor es muy fuerte, y normalmente soy un hombre duro.
Ne yapayım, canım çok acıyor.
No es mi culpa. Me duele.
Canınız mı acıyor?
¿ Hay alguien herido?
Canımı acıtıyor!
- ¡ Me duele!
Beni dışarı çıkarmıyorsun, huzurlu olmama izin vermiyorsun. Beni yalnız bırakıyorsun ve bu da canımı acıtıyor. Beni yalnız bırakma, canım yanar.
No me dejará salir y no me dejará tener paz... y si me deja, me hace daño, y si no me deja, también.
Canımı acıtmıyor. Benim dolgu sistemime biraz kaba davranıyor o kadar.
La noche de amateurs acabó!
- Canımı acıtıyor!
- ¡ Me hace daño!
Kes şunu canım acıyor.
Pare, me hace daño.
Canımı acıtıyor.
Tu instinto...
acıyor 246
açıyorum 51
acıyor mu 173
canım 2922
canim 19
canım benim 155
canımın içi 23
canım kızım 16
canım arkadaşım 16
canım istemiyor 59
açıyorum 51
acıyor mu 173
canım 2922
canim 19
canım benim 155
canımın içi 23
canım kızım 16
canım arkadaşım 16
canım istemiyor 59