Daha fazla tradutor Espanhol
62,726 parallel translation
- Kafanı şişirmek istemezdim ama dekorasyon için daha fazla cevaba ihtiyacım var.
- Sí. Detesto seguir molestándote, el Comité de decoración necesita ayuda.
Daha fazla temizlik.
Más que barrer.
Daha fazla alır.
Más que eso.
Daha fazla para isteyebileceğim.
Podré cobrar más dinero.
Sanırım pornoya isim yapmak için başlıyorlar, sonra eskort olup belki daha fazla para kazanıyorlar.
Una vez más, estoy segura... que vienen a la industria solo para un débil reconocimiento. Y luego salen, seguramente hacer más dinero como Escort.
Daha fazla uzatmadan eski arkadaşımı tanıtayım.
Entonces, sin más, les presento a mi examiga.
500 dolar, belki daha fazla tutar.
Quizás sean unos $ 500 o más.
- Biraz daha fazla.
- Por un poco más.
Çok daha fazla macera bekliyordum, anlıyor musun?
Esperaba mucha más acción, ¿ sabes?
- Daha fazla vakit kaybetmeye gerek yok.
No tenemos tiempo que perder.
Kasetlerdekinden çok daha fazla şey biliyorum ve kanıtlarım var.
Sé mucho más de lo que está en esas cintas, y tengo prueba.
Majesteleri daha fazla beklemeyelim. İşler, altından kalkamayacağımız kadar kötüye gidecek yoksa.
Majestad, no esperemos a que las cosas empeoren más allá de lo que podamos manejar.
Bir şey yapmazsak çok daha fazla insan ölecek zaten.
Si no hacemos nada, muchas personas van a morir,
Daha fazla silaha, daha fazla insana, daha fazla zamana daha fazla bahaneye ihtiyaçları var.
Necesitan más armas, más gente, más tiempo, más excusas.
Daha fazla mızrak yapması için nalbantla görüşeceğim.
Hablaré con nuestro herrero para que fabrique más lanzas.
- Bu konuyu daha fazla tartışmayacağım o zaman.
- Bueno, ya no hablaré más.
Daha fazla ilaç almaya da gelmedik.
Pero no vinimos por más.
Beleşe konmak yok daha fazla.
Nada de paseos gratis a la tetilla.
Daha fazla kaybetmeyeceğiz. Ne silahlarımızı, ne güvenliğimizi. Bu duruma gelebilmek için yaşadığımız onca şeyden sonra olmaz.
Ya no vamos a perder... ni nuestras armas ni nuestra seguridad, no después de todo lo que hemos hicimos para llegar aquí.
Öğle yemeğinde büyük haplardan almıştım daha fazla almayacaktım.
Almorcé unas muy grandes y no quería comer más.
Ve daha fazla istiyor!
¡ Y quiere más!
Pekâlâ, Morty, eğer bilmen gerekiyorsa, şırınga konuyla tamamen alakasız, ve bu yüzden daha fazla açıklama gerektirmiyor.
Bien, Morty, si realmente lo que deseas es saber, la jeringa no tiene absolutamente nada que ver con esta discusión, y, por lo tanto, no necesita ni justifica una explicación adicional. Basta.
Basitçe daha fazla serum yapar.
Él no la necesita. Solo fabricará más.
Kraliçem daha fazla yumurtluyor.
Mi reina está creando más.
Ve bu radikalleri araştırıp bulmaya yardım amaçlı yapabileceğin çok daha fazla şey olduğuna inanıyorum.
Y creo que podrían estar haciendo más para ayudarnos a descubrir a esos radicales.
Savaşın 2 cephesinde de kaybetmekten ziyade sonlanmasından daha fazla endişe eden isimleri bu savaşı karmaşık hale getirmiş adamlar olduğunu ikimiz de biliyoruz.
Ambas sabemos que hay hombres en ambos lados de esta guerra cuyas identidades están tan implicadas en este conflicto que temen más que se acabe que no que pierdan.
Kim senin için daha fazla para verir?
¿ Quién pagaría tanto por ti?
Yetişkinlere daha fazla dayanamıyormuş.
Ha dicho que no puede aguantar estar con adultos tanto tiempo.
Daha fazla konuşma.
No hables más.
- Daha fazla düşünmeyin.
- No piensen más.
- Hatırlayabildiğimden çok daha fazla.
- Más de lo que puedo recordar.
Sevdiğim insanlardan daha fazla incitmene izin vermeyeceğim.
No dejaré que hagas más daño a las personas que amo.
Ben de intikam istiyorum, belki senden bile daha fazla.
Quiero vengarme, puede que incluso más que tú.
İşle ilgili daha fazla sorunuz var mı?
¿ Alguna pregunta más sobre el negocio? ¿ Proyecciones?
Daha fazla adama ihtiyacımız var.
Creo que necesitamos más hombres.
Ama daha fazla konuşmalıyız.
Pero deberíamos hablar más.
Biliyorsunuz, Mesela bir avukatlık kapasitesiyle daha fazla iyili yapabilir miyim?
¿ Y si pudiera hacer un bien mayor en calidad de abogado?
Daha fazla konuşmak, boşa nefes harcamaktan başka bir şey değil.
Cualquier debate más allá sería una mera pérdida de tiempo.
Sanırım bundan birazcık daha fazla inancı hak ediyorum.
Creo que merezco un poco más de fe que eso.
- Yalnızca daha fazla lanet ölüm!
Y solo es más puta muerte.
Üstelik beklediğimizden çok daha fazla velinimet mevcut.
Hay más "buenos samaritanos" de los que esperábamos.
Bittiğinde daha fazla nereden bulacağız?
¿ De dónde demonios sacamos más cuando se nos acabe?
Biz de biraz daha fazla çevirdik.
E hicimos girar más y más.
- Daha fazla zorla.
- Inténtalo con más ahínco.
Olumlu yanından bakarsak daha fazla cam kırmadı.
La parte positiva es que no ha roto más ventanas.
Jay ve Carlos'u da yanımıza alalım. Sayımız fazla olursa daha güvende oluruz.
E iremos con los chicos porque cuantos más, mejor,
Amacım, bunu benim adıma yapacak insanları çalıştırmak, böylece daha fazla yapmak zorunda kalmamak, anlarsınız ya.
Así que, como no tengo que hacerlo más, ¿ sabes a que me refiero?
Belki bir, en fazla iki yıl daha devam ederim.
Quizás estaré uno o dos años más. Podria ser más tiempo.
Belki iki kişinin daha... En fazla.
Tal vez unos cuantos más... máximo.
Ederinin daha mı fazla olduğunu söylüyorsun?
¿ Crees que vales más?
Demiş ki : " Appassionata'dan daha muhteşem bir şey bilmiyorum, ama onu çok fazla da dinleyemiyorum. Çünkü insanın sinirlerini etkileyebiliyor.
Dijo, " no conozco nada que sea más grande que la appassionata, pero no puedo escucharla a menudo.
daha fazlası değil 36
daha fazlası 45
daha fazla bekleyemeyiz 34
daha fazla yok 20
daha fazla dayanamam 18
daha fazla bekleyemem 49
daha fazla duymak istemiyorum 24
daha fazla dayanamadım 19
daha fazla dayanamıyorum 53
daha fazla konuşma 31
daha fazlası 45
daha fazla bekleyemeyiz 34
daha fazla yok 20
daha fazla dayanamam 18
daha fazla bekleyemem 49
daha fazla duymak istemiyorum 24
daha fazla dayanamadım 19
daha fazla dayanamıyorum 53
daha fazla konuşma 31