Değişik tradutor Espanhol
4,410 parallel translation
- Diğer yandan hakime değişik bir taleple gidebilirim.
- Por el otro lado, podría ir al juez, pero con otro pedido.
Eğer değişik bir şey olmasını istiyorsan bu röportaj bu gün gerçekleşir.
¡ Si quiere que eso cambie, la entrevista será hoy!
Ofiste artık herkesin, talimat almak için senin yerine Oz'a baktığını fark ettim. Değişik bir gizli işaret dili geliştirmişler.
Me he dado cuenta de que todo el mundo en la oficina espera instrucciones de Oz en vez de las suyas, y ha creado su... propio lenguaje secreto.
Seni bilmem ama, insanların kendilerini değişik cinsel pozisyonlara sokması beni çok gevşetiyor.
No se tu, pero ver gente retorcerse para hacer posiciones sexuales raras simplemente... Me relaja.
Yüzlerce ve yüzlerce insanlar, çok aktif ve değişik yeteneklere sahipler ve geliştirmek istedikleri meseleleri var. ve her gün farklı yollarla birbirleri ile işbirliği içindeler. Prizma veya çiçek dürbünü gibiler.
Cientos y miles de personas, ellos son muy activos, y tienen diferentes habilidades se establecen y tienen diferentes problemas que quieren dejar atras ellos estan colaborando de una manera diferente dia a dia con solo un poco, aunque sea un poco..
Değişik tarafları değişik yönleri var.
Tienen muchos diferentes facetas en muchos aspectos diferentes.
Başka bir değişik olay Almanya'da yaşandı. Lufthansa havayollarını protesto etmek için, bir grup aktivist bir araya geldi. Havayolu şirketi uçaklarını göçmenleri sınır dışı etmek için kullanıyordu.
Otro caso muy interesante sucedió en Alemania, donde un grupo de de activistas se reunieron, ellos querían protestar por la hecho de que la compañía aérea Lufthansa, que estaban usando su aviones para deportar a inmigrantes y que tomarían todo el sitio
Bu değişik bir toplum oluşturdu. Özgürlük henüz fark edilemeyen oldu. Ayrıcalık ve mahremiyet sadece zenginlerin oldu.
ha creado un tipo diferente de sociedad, en el que la libertad, la libertad para moverse sin ser vista, es un privilegio sólo de los ricos, la privacidad es un único privilegio de los ricos.
Bugün yollanmış bir şey görüyorsunuz, bir hafta sonra onun 50.000 değişik versiyonu yapılmış oluyor.
Verás algo publicado un día, que una semana más tarde, tiene 50,000 derivados de la existencia.
Bu insanları değişik nedenlerden dolayı kızdırdı.
Esto enfureció a la gente por muchas razones diferentes.
İnsanlar Helloween'ın müziğinden söz ederken "Iron Maiden gibi ama biraz değişik." derler.
Cuando la gente habla de la música de Helloween a menudo dicen que son como Iron Maiden pero un poco diferentes.
Kokteyl partisinde ordövr tabağında kristal met, değişik bir baharat olur. Süper loto.
Una salpicadura de cristal en tus aperitivos de verdad van a darle vida a tu fiesta de cóctel.
- Bayraklarla ilgili değişik bir şey buldum.
Esto es algo interesante sobre las banderas.
Bugün pek çok değişik adamla tanıştım.
Hoy he conocido a muchos tipos diferentes.
Ölmem için değişik bir yol bulalım gitsin bence.
Deberíamos inventar alguna forma loca para yo morir.
Yoğun gizlilik, Higgs'i ilk bulmak için BHÇ'nin değişik detektörleri arasında rekabet olması ve sonuçların geçici doğası nedeniyle.
El intenso secretismo se debía a la competencia entre los diferentes detectores del LHC por ver quién encuentra el Higgs antes y debido a la naturaleza provisional de los resultados.
Değişik bir biçim olur diye.
¿ Qué quieres decir? Sólo es algo con que podamos contar, ¿ sabes?
Değişik hamleler yapmaya bayılırdı.
Disfrutaba moviendo las piezas.
Stoklanmış birçok teçhizat ve değişik levazım.
Hizo acopio de mucha maquinaria y distintas provisiones.
Değişik bir düşünceli davranış ve bence, Penny'nin hediyesini partiye de getirebilirdin,
Inusitadamente considerado, y ahora que lo pienso podrías haber traído el regalo de Penny a la fiesta así que...
10 yaşından beri değişik yaşlarda hayranı olan kadınlar vardır.
Su primer amor a los 10 años... admirado por mujeres de 3 a 83 años... en diversos grados.
Kreeler insanlardan gerçekten bu kadar değişik mi?
¿ Entonces los kree son muy distintos de los humanos?
O, rahatlıkla değişik şekiller alır.
Es muy agradable a la vista.
iPhone'u ile bayağı değişik açılar yakalamış.
Se las arreglà ³ para conseguir algunos à ¡ ngulos muy interesantes con su iPhone.
Herkes değişik tepki verir ama en iyisini umalım, tamam mı?
Bueno, todo el mundo responde de diferente forma, pero... esperemos lo mejor, ¿ vale?
Ugh, o değişik gecelerden birinde olacağız galiba, değil mi?
Ugh. Parece que vamos a tener una de esas noches locas, ¿ No?
- Bu değişik bir şey miydi?
- ¿ Acaso eso es loco?
Sanırım değişik bir durum.
Creo que hemos dado en el blanco
Daha az şeker, tuz ve biberle tadı daha değişik olabilirdi.
Con menos azúcar, sal y pimienta sabría diferente.
Şu an değişik bir dünyanın içinde ve tek kurtuluşu sensin.
Está en un mundo ajeno, y usted es su única salvación.
Vay be, burası Gizemli Kulübenin değişik bir versiyonu gibi.
Es como una versión bizarra de la Cabaña del Misterio.
Düşünüyordum da ya değişik bir şey yapsak, mesela böyle?
Estaba pensando "y si hacemos algo como... esto?"
Bana bazı şeylerimin değişik olduğu takdirde bunun hoşuna gitmeyeceğini söyleyebilir misin?
... vale, oh, no puedes decirme que de vez en cuando, si algunas cosas fuesen un poco diferentes en mi, que no te gustarían.
Değişik bir seks olayı.
Es una cosa de sexo raro.
- Değişik ama pek çok yönden daha iyi.
Es diferente, pero de muchas maneras, es mejor.
Biraz değişik kokuyor sanki.
Huele un poco diferente.
Eğitimsiz bir göze bu üç kızın vücut parçaları değişik gelebilir. Oyuncak parçaları gibi.
Para un ojo inexperto estas tres partes podrían haber sido intercambiables, como partes de una muñeca.
Birçok değişik iş yaparız, mesela deniz kurtarma liman temizliği, gemi enkazına dalış...
Hacemos varias cosas, como rescates acuáticos mantenimiento del puerto, buceo de barcos hundidos.
Bir gün Doug'la beraberken bilemiyorum yani içinden kablolar çıkan değişik cihazlar gördüm.
Estaba un día con Doug, y vi... No sé, estos... estos dispositivos con cables que salen de ellos.
Bu değişik, hep yeniliyorum.
Debería haber elegido al jugador de siempre.
Zekânın birçok değişik çeşidi var biliyorsun Charlie.
Sabes, hay un montón de tipos de inteligencia diferentes, Charlie.
Değişik yollardan, değişik hızlarla.
Cambié la ruta, la velocidad.
Çok değişik görevlerim olduğu için rutin olarak yanımda silah taşırım.
Normalmente porto un arma de fuego en el transcurso de mis múltiples tareas.
İnsanlar değişik şekillerde eğlenir.
La gente se divierte de diferentes formas.
Her gece değişik bir şey olmazsa zaten!
Wow, cada noche es una fiesta noche por aquí.
Davies : İnsanların çok farklı değişik fikirleri vardır.
La gente tiene todo tipo de ideas diferentes.
CIA'de çalışırken, onların size değişik bir duygusal esneklik kazandırdığının farkındayım, Bay Reese. Ama bence biz burada, biraz daha yüksek bir standarda ulaşmak üzereyiz.
Sé que le fomentaron una cierta flexibilidad moral cuando trabajó en la CIA, Sr. Reese, pero me gusta pensar que buscamos estándares más altos.
Ve bu göktaşlarından milyonlarcası var. Değişik boyutlarda ve değişik şekillerde.
Y hay millones de estos asteroides... que son de diferentes tamaños y formas.
Çok değişik.
Es diferente.
Değişik değişik tatlar var.
Tengo distintos sabores.
Değişik hissettin mi?
¿ Sentiste algo diferente?
değişiklik yok 46
değişir 70
değişti 33
değiştir 41
değişiyor 42
değişim 17
değişken 23
değiştin 25
değiştim 42
değiş 37
değişir 70
değişti 33
değiştir 41
değişiyor 42
değişim 17
değişken 23
değiştin 25
değiştim 42
değiş 37
değişmedi 19
değişmiş 22
değişmişsin 53
değişen bir şey yok 26
değişeceğim 22
değişmemişsin 17
değişebilirim 16
değişmiş 22
değişmişsin 53
değişen bir şey yok 26
değişeceğim 22
değişmemişsin 17
değişebilirim 16