Değişmiş tradutor Espanhol
1,993 parallel translation
Yeri değişmiş.
¿ Has movido la mesa?
Heryeri değişmiş görüyorum.
Veo cambios en todas partes.
Mobilya ve diğer şeyler, her şey, senin yüzün, gözlerin, herşey değişmiş.
La mesa y otras cosas. En todas partes. Tus ojos, el rostro.
Yeri değişmiş anüs
¡ Ano reacomodado!
Sullivan'ın cesedini bulup diş kayıtlarını değişmiş, benim yüzüğümü ona takmış ve böylece aptal polisler de onun kaçtığını benim de öldüğümü sanmışlar.
Fue hasta el cuerpo de Sullivan e intercambió sus registros dentales ; Le puso mi anillo así la tonta policía creía que había escapado y yo estaba muerto... caso cerrado.
- İşler gerçekten çok değişmiş
- Las cosas han cambiado mucho.
Ondan sonra da günlerim bana ait değişmiş gibi geldi.
Y después de eso... Mis días ya no eran de mi propiedad.
Resimlerin yeri değişmiş.
Movieron las fotos.
Ben yokken ortam değişmiş biraz.
Sí. Ha sido raro.
Çok değişmiş, dev gibi duruyordu.
Ha cambiado, parece un gigante.
Telsiz bağlantısını bir şekilde değişmiş.
De algún modo la telemetría se modificó.
Kıyafetlerin değişmiş, konuşman değişmiş ama içinde hala o tatlı, köylü, Tanrı'dan korkan, kiliseye giden, turtalar yapan Marietta olduğunu- -
Tu vestimenta es diferente, tu habla está un poco más afectada pero bien profundo, sé que eres la misma bonita, de pueblo, devota, feligrés, pastelera...
İnsanlar onun gösterisinden çıktıkları zaman bunu pek kabul etmeseler de, birazcık değişmiş olarak çıkarlardı.
Cuando la gente salía de sus shows, puede que no lo admitieran, pero estaban un poquito cambiados.
Erkeklerin dünyası iyi bir şekilde değişmiş olamaz mı?
Quizás Alexa tenga razón. ¿ No es posible que el mundo de los hombres haya cambiado a mejor?
Bütün güvenlik kodları geçen hafta değişmiş gibi görünüyor.
Parece que todos los códigos de seguridad acaban de ser cambiados la semana pasada.
Fort Louis'e, en kısa sürede trenler değişmiş olacak.
Fort Louis, tan pronto como hagan cambio de tren.
Değişmiş.
Es diferente.
Ev değişmiş galiba?
¿ Qué tenemos aquí?
Buralarda her şey gerçekten değişmiş.
Las cosas realmente cambiaron por aquí.
Sanırım buradaki işler düşündüğümüzden fazla değişmiş.
Al parecer las cosas aquí cambiaron más de lo que pensamos.
Ruh hali değişmiş.
Tiene cambios de humor.
Doktorun dediğine göre kimyam değişmiş, yani hormonlarım, her neyse ve zihnimi karıştırmış, yani söylediklerimi gerçekten ciddiye alamazsınız.
El médico dice que los químicos o las hormonas... me están alterando y no puedes tomar en serio todo lo que digo.
Bu kız harbiden çok değişmiş.
Vaya. La niña realmente ha cambiado.
Bay Heathcliff tanınanın aksine çok değişmiş dimi, Edgar?
¿ Verdad que el Sr. Heathcliff está irreconocible, Edgar?
Bazen büyük ölçekte değişim yapamayız. Ama kendinizi değiştirmekten başlarsanız, arkadaşınız değişir, arkadaşınız değiştikten sonra, çok geçmeden çok sayıda insan değişmiş olur.
A veces no podemos cambiar las cosas en una escala más grande, pero si empezar a cambiar a ti mismo, y su amigo también, y otros también, pronto muchos van a hacer algo diferente.
Ona ne dediniz bilmiyorum ama, siz gittikten sonra değişmiş gözüküyordu.
No sé lo que le dijiste, pero después de que te fuiste, parecía cambiado.
Tanrım, Vegas gerçekten değişmiş.
Dios, Las Vegas ha cambiado mucho.
Tanrım, Vegas gerçekten değişmiş.
Dios, Las Vegas de verdad ha cambiado.
Bugün çalışması gerekiyormuş, ama çalışma saatleri değişmiş.
Ella penso que tenia que trabajar hoy, pero su agenda cambio.
Değişmiş mi?
¡ ¿ Cambiado? !
Ağabeyim değişmiş.
El hermano mayor parece haber cambiado.
Ama Christine iş yerinden bir arkadaşıyla tatil dönemini değişmiş.
Pero es Christine... Ella cambió las fechas de sus vacaciones con un colega.
Ondan sonra değişmiş.
Después de eso, él cambió.
Benim mezuniyetimden bu yana işler epey değişmiş.
Cómo cambiaron las cosas desde mi baile de graduación.
- Ne var? Sanki değişmiş gibi.
Es como si ella hubiera cambiado.
Ve işe yaramadı.. oğlu Alan değişmiş.
Y no funciono! Al menos no para alan
- Zaman değişmiş.
- Los tiempos han cambiado.
Bu kadar zaman sonra oralar değişmiş olabilir.
Todas esas señales se basan en observaciones antiguas.
Güven bana her şeyi geri döndürmenden ben de çok korkuyorum. Ama düşünüyorum da bu sefer ne değişmiş olabilir?
Confía en mi, estoy muy contenta de que hayas podido re-escribirlo, pero me hace preguntarme qué puede haber cambiado esta vez.
Bir şeylerin değişmiş olması gerekiyor.
Algo tiene que ser diferente.
Burada kanunlar değişmiş.
Parece que las leyes han cambiado.
Mektupların gidişatı kazadan sonra değişmiş.
El tenor de las cartas cambió después del accidente.
Onun için bir şeyler değişmiş.
Algo ha cambiado en él.
Son bir kaç haftada duygusu değişmiş miydi?
- ¿ Le ha cambiado el ánimo en las últimas semanas?
Son bir kaç haftada duygusu değişmiş miydi? E...
¿ Le ha cambiado el ánimo en las últimas semanas?
Herşeyi değişmiş?
¿ Todo?
Bu sandalyenin yeri değişmiş.
Movieron esta silla.
Sonra birbirimize vurulduk. O değişmiş, Charlie.
Ella ha cambiado Charlie.
Dördüncü ventrikülün duvarı değişmiş.
La pared del cuarto ventrículo cambió.
- Görünüşü bile değişmiş.
- Y la manera en que se viste.
Zaman değişmiş!
¿ Y yo... restituido?
değişmişsin 53
değişir 70
değişti 33
değiştir 41
değişik 17
değişiyor 42
değişim 17
değişken 23
değiştin 25
değiştim 42
değişir 70
değişti 33
değiştir 41
değişik 17
değişiyor 42
değişim 17
değişken 23
değiştin 25
değiştim 42
değişmedi 19
değiş 37
değişiklik yok 46
değişen bir şey yok 26
değişeceğim 22
değişmemişsin 17
değişebilirim 16
değiş 37
değişiklik yok 46
değişen bir şey yok 26
değişeceğim 22
değişmemişsin 17
değişebilirim 16