Döndüğümde tradutor Espanhol
3,574 parallel translation
Ve geri döndüğümde, kim olduğumu bile bilmiyordum.
Y cuando regresé, no tenía idea quien diablos era.
Belki de benim için döndüğümde başladı, öyle düşünüyorum.
Creo que empezó para mi cuando volví.
Ben döndüğümde de aynı şekilde oldu.
Yo estaba igual cuando volví
Ben geri döndüğümde sen de aklındaki her şeyi ortaya dökmeye hazır olursun.
Para cuando vuelva, estarás listo para soltar todo lo que tienes en la cabecita.
Atlanta'dan döndüğümde, sizinle yeni işimde, bölge savcısının soruşturma bürosunun şefi olarak çalışmayı dört gözle bekliyorum.
"Una vez haya regresado de Atlanta, espero ilusionada la ocasión de trabajar de nuevo con todos en mi nuevo puesto como Jefa de la Oficina de Investigación del Fiscal del Distrito."
Ona söz verdiğimiz gibi Rusty'nin annesini bulacaksınız, ve ben Atlanta'dan döndüğümde, biz bir sokak ötede çalışıyor olacağım.
Encontrad a la madre de Rusty como le prometí que haríamos, y cuando vuelva de Atlanta, nosotros... yo... Mi trabajo va a estar solo un poco más abajo de la calle.
Sigara almaya çıkmıştım. Geri döndüğümde yerinde yoktu. Özür dilerim.
Fui a buscar un paquete de cigarrillos, y lo siento mucho.
Geri döndüğümde sizi ararım. Tamam mı?
Trataré de llamarlos cuando vuelva.
Bence geri döndüğümde burada olmayacaksınız.
No creo que vayas a estar aquí cuando vuelva.
Birkaç fotoğraf çekmeyi başardım. Döndüğümde David King bunları birleştirdi.
Tomé unas fotos que David King juntó.
Döndüğümde beni daha çok seveceklerini düşünüyordum Ama beni evden kovdular.
Volví pensando que mis padres llorarían, me abrazarían y me querrían pero me regañaron.
Döndüğümde seni ararım, konuşuruz olur mu?
Entonces, te llamaré cuando vuelva y hablaremos, ¿ sí?
Görmedim, arkamı döndüğümde gitmişti.
Yo no vi, porque cuando me volví de vuelta ya no estaba.
Döndüğümde bunu tekrar konuşacağız.
Hablaremos de esto cuando vuelva.
Athena'daydım ve banyoya gittim geri döndüğümde bilgisayarım yere düşüp kırılmıştı.
Estaba en lo de Athena y fui al baño, y cuando regresé mi computadora estaba rota en el piso.
Döndüğümde beni bekleyen birkaç mektup buldum ve iki tanesi de adres bulunamadığı için geri yollanmış.
Tenía unas pocas respuestas esperando cuando volví y dos fueron devueltas como "dirección desconocida".
Döndüğümde ya Gordon'la olacağım ya da hiç gelmeyeceğim.
Cuando vuelva... Será con Gordon... o no volveré.
- Ve geri döndüğümde?
- ¿ Y cuándo vuelves?
Evet! O zaman her arkamı döndüğümde orada olma!
¡ Entonces para de estar cerca cada vez que me doy vuelta!
Bir gün, eve döndüğümde hasta gibiydi.
Y un día, al regresar a casa, se veía enferma.
Döndüğümde ben halledeceğim.
Voy a tratar con él cuando regrese.
Servisten döndüğümde bunların olduğu bir çanta masamda duruyordu.
Volví de hacer una entrega, y había una bolsa llena de cosas sobre mi escritorio.
- Döndüğümde burada olacak mısın? - Evet.
- ¿ Estarás aquí cuando regrese?
Nereden geri döndüğümde?
¿ Cuándo vuelva de dónde?
Çünkü bu önlüğün arkası yok, bu tarafa gitmek için döndüğümde hamilelik donumun harika manzarasıyla karşılaşacaksın.
Porque la bata está abierta atrás, y cuando me dé vuelta tendrás una hermosa vista de mis calzones de maternidad.
Geri döndüğümde görüşürüz.
Te veré en la tienda.
Geri döndüğümde seni hatırlamayacağım için özür dilerim.
Lamento que no te recordaré cuando regrese.
Bin Ladin yayınından sonra akşam eve döndüğümde sana bıraktığım sesli mesaj...
Del mensaje de voz que te dejé esa noche después de volver a casa de la transmisión de Bin Laden, ¿ se lo pusiste a alguien?
Döndüğümde yemek için ava çıkalım mı?
Cuando vuelva. ¿ Cazaremos algo de carne?
Ama döndüğümde Marge en sevdiğin çocuğunu alacağım.
Pero cuando vuelva, Marge, me llevaré a tu hijo favorito.
Eve döndüğümde, asla konuşmayan ve beni hayvan gibi seven geri kalan günlerimi onun yatağında geçireceğim bir kadın bulmayı diliyorum.
Cuando llegue a casa deseo hallar una mujer que nunca hable y haga el amor con un animal. Pasar toda mi vida en su cama.
Eve döndüğümde...
Cuando llegué a casa...
Geri döndüğümde görüşürüz.
Te veré cuando regrese.
Döndüğümde böyle bir yere gidelim.
Cuando regrese, iremos a algún lugar como ese.
Geri döndüğümde, dönüp gördüğüm şeyden sonra bir parçam şöyle düşündü bu durumda garip olan şey ne?
Pero cuando regresé y regresé a esto... bueno, no es un gran misterio si parte de mí está pensando, "¿ qué hay de malo con este panorama?"
Ölüp iskelete döndüğümde bile hâlâ kollarımda olacaksın.
Y cuando me muera y me convierta en un esqueleto, aún seguiré abrazándote. Sí.
Geri döndüğümde seni burada göremezsem, duygularımı kabul etmediğini anlayacağım.
In case returning time discovered you're not around. Even if, I get you reply.
Ona geri döndüğümde Maxwell ile çoktan tanışmıştı.
Cuando volví con ella, ya había conocido a Maxwell.
Döndüğümde sen gitmiş olacaksın.
Y cuando vuelva, te vas.
Nelson'dan döndüğümde bir daha inceleyeceğim.
Lo revisaré otra vez cuando vuelva de Nelson.
Savaştan geri döndüğümde, en yakın arkadaşımın sevdiğim kadınla evlenmesini izledim.
Cuando volví de la guerra, tuve que ver como mi mejor amigo se casaba con la mujer que yo amaba.
Döndüğümde onlar buradaydı.
Ellas estaban aquí cuando llegué.
Sonra Vermeer Cafe'ye en sevdiğimiz kahveyi almaya gittim ama döndüğümde yani yaklaşık yirmi dakika sonra, ortada yoktu.
Después fui al Café Vermeer a por nuestro café preferido, y cuando volví, quizás 20 minutos más tarde, se había ido.
İlk döndüğümde ne yaptım biliyor musun?
¿ Sabes lo primero que hice cuando volví?
Pekala, geri döndüğümde, buradan gitmiş olun!
Está bien, cuando vuelva, ¡ te quiero fuera!
Kapıyı kapatması için bağırıyordum, ama arkamı döndüğümde ölmüş olduğunu gördüm.
Seguí gritándole para que cerrara la maldita puerta, pero cuando me volví ya estaba muerto.
Eve döndüğümde Chapple'ın adamlarından birisi beni bekliyordu.
Cuando llegué a mi apartamento uno de los mercenarios de Chapple estaba ahí.
Sonunda eve döndüğümde...
Cuando finalmente volví a casa...
Geri döndüğümde kutlayabiliriz.
Podemos celebrarlo cuando regrese.
Eve her döndüğümde dırdır etmesine rağmen..
Me molestaba todo el tiempo.
Mamaji, bana her şeyi anlatmadı sadece Montreal'e döndüğümde seni bulmamı söyledi.
Mamaji, no me contó todo sólo dijo que debería buscarte cuando regresara a Montreal.