Dürüstçe tradutor Espanhol
2,291 parallel translation
Demek istediğim onların yaptığı şeye kesinlikle karşı değilim ve dürüstçe kabul ediyorum erkeklerle seksle ilgilendim.
No tengo nada en contra de lo que hacen y abiertamente admito haber tenido relaciones con hombres.
Dürüstçe kazandığını söyleyen bir yerliden satın aldım.
Lo compré a un indio, quien dijo que lo obtuvo honestamente.
Dürüstçe söyleyebileceğin tek şey şudur :
La única cosa honesta que podrías decirle... es "quiero cogerte el rostro".
dürüstçe konuşmak gerekirse eğer biri bana araba sürmesini öğretirse, yarış arabası, bu işi bırakıp ııı... sana bunu öğretmekten daha önemli bir şey yok benim için.
Alain, si al menos alguien me enseñara a conducir un auto uno de carreras, podría dejar este trabajo y- - Hay un detalle importante, yo no podría enseñarte.
Dürüstçe söyleyebilirim ki Öğreti ve Ahitler ve Bilgeliğin Sözü kitaplarını okudum ve içindeki her kuralı uyguluyorum.
Honestamente puedo decirle que he estudiado y sigo cada regla de los libros de la Doctrina, los Convenios y de la Palabra de Sabiduría.
Ne düşündüğünü bana dürüstçe söyle Hem çok mutluyuz diyorsun hem de beni aramıyorsun?
¿ Vas a ser sincera conmigo y decirme lo que piensas o serás una de esas que te dicen "oh, me encanta" y que luego dejan de hablarme?
Bence patronlar böylesine dürüstçe bir takası takdir eder.
Cualquier jefe admira ese nivel de franqueza.
Eğer başkan Lok ailesinden olmazsa korkarım hiç kimse işlerin dürüstçe yürüdüğüne inanmaz.
El sudó en su ascenso si el presidente no es de la familia Lok... Me temo que nadie siente que las cosas sean justas
Dürüstçe söyle.
Honestamente.
Ama şimdi dürüstçe söyleyebilirim :
Y ahora puedo decirte honestamente, que este es
Dürüstçe söyleyebilirim ki, pek çoğumuzun cesareti olmazdı.
Honestamente puedo decir que la mayoría de nosotros no lo tendríamos.
Dürüstçe cevap vermen gerekiyor.
Sé sincera conmigo.
Nathrin Vadisi'nde dürüstçe yapılacak işler olduğunu söylüyorlar ama orası buraya çok uzak ve yollarda haydutlar var...
Dicen que hay trabajo honesto en el Valle Nathrin, pero está lejos de aquí y hay bandidos en las carreteras...
Dürüstçe insanlara yardım etmek isterdi.
Él quería, sinceramente, ayudar a las personas.
Onun gözü önünde onunla dürüstçe yaşayamadım.
No puedo vivir honestamente delante de ella.
Hiç dürüstçe değil mi?
¿ Es deshonesto?
- Bana pek duygularını dürüstçe ifade ediyorsun gibi gelmedi, Ted.
Eso no me suena muy emotivamente honesto, Ted.
Duygularımı o kadar dürüstçe ifade edeceğim ki, gündüzleri yayınlanan bir talk show programım olacak.
Voy a ser tan honesto emocionalmente, Podría tener mí propio programa de debates de día.
En azından hayatımda saygın ve dürüstçe bir şey seçiyorum.
Al menos intento llevar una vida honrada y respetable.
Sadece birkaç temel eşya alıp, sonra dürüstçe çalışmak istedim.
Sólo necesitaba comprar algunas cosas esenciales, y luego trabajar honestamente.
Dürüstçe konuşmak gerekirse baştan beri buna ihtiyacım var.
Y sinceramente, creo que es lo único que siempre he querido.
Dürüstçe.
Honestidad.
Dürüstçe söyleyeyim, sizlere bakmak bile beni yoruyor.
Para ser honesto, me cansa sólo mirarlos.
Dürüstçe özel ABD fedeal polisliği en iyi şekilde,
Para fielmente ejecutar al agente ayudante especial de los Marshal de los Estados Unidos.
ABD özel federal polislik görevini dürüstçe yapacağıma.
Fielmente ejecutare al agente de ayudante especial de los Marshal de los Estados Unidos.
ABD özel federal polislik görevini dürüstçe yapacağıma.
Que fielmente ejecutaré al oficio de Agente Especial Marshal de los Estados Unidos.
Dürüstçe mi?
¿ Sinceramente?
Dürüstçe söylüyorum, böyle çok güzel görünüyorsun.
En serio, estás muy guapa.
Ortak bir şekilde, dürüstçe iş yapan dostluğumuza.
Oh. Por dos buenos amigos haciendo negocios honestos entre ellos
Parayı dürüstçe kazandığınızı kanıtlayana kadar Federal Şerif Teşkilatının malı oldular. Anlarsınız, bağış formları, fişler. Eminim elinizde vardır.
Bien, ahora es propiedad de los Marshals hasta que puedas probar que lo obtuviste honestamente ya sabes, con formularios y recibos y estoy seguro de que tienes todas esas cosas.
Boyd, dürüstçe söyle baban için mi çalışıyorsun?
Boyd, sinceramente ¿ estás trabajando para tu papá?
Dürüstçe cevaplayabilmek için sana ihtiyacımız var.
Y necesitamos que respondas honestamente.
Dürüstçe dövüşüyorum, değil mi?
luchar honestamente, ¿ no?
Aslında buluştuğum kadın da profilinde pek dürüstçe davranmamıştı.
Bueno, mi cita tampoco ha sido honesta en su perfil.
Mademki rüşvet olacak, bunu dürüstçe yapalım.
Si vamos a tener corrupción mejor seamos honestos sobre ello.
İkiyüzlülüğü dürüstçe, açıkça yapsınlar.
Es hora de que tengamos negociados sinceros.
Dürüstçe cevaplamanız çok önemli.
Es muy importante que sea sincera.
Olayın iç yüzünü bilen hiç kimse gazetedeki portrenin dürüstçe yazıldığını düşünmedi.
Sabes nadie que haya estado asociado con un evento real ha pensado que se lo ha reproducido honestamente en el periódico.
Eğer dürüstçe halinden memnun isen
Si sinceramente te lo pasas bien.
Eğer, gerçekten, dürüstçe, hakkıyla
Si tu estás realmente, honestamente, verdaderemente interesada
Dürüstçe söylemek gerekirse buna karşı çıkan bir ben varmışım gibi hissettim.
Porque honestamente, siento como si fuera el único oponiéndome.
Ama dürüstçe söylemek gerekirse tam bir cehennem.
Pero para ser honesto, es un infierno.
Dürüstçe bir şey söyleyebilir miyim?
¿ Puedo serie sincera?
Belki Görüntü'de Kara gibi dürüstçe yüzünü gösterirse insanlar ona daha çok güvenir.
Tal vez si la Estela fuera más honesto y mostrara su cara como Kara la gente estaría más dispuesta a confiar en él.
- Dürüstçe bir cevap mı istiyorsun?
- ¿ Quieres una respuesta honesta?
Hayır, dürüstçe söyleyeyim mi?
No, ¿ sabes qué?
Lily, dürüstçe cevap ver.
Oye, Lily, con sinceridad.
Unutma, dürüstçe cevap vermelisin. Dur, hayır!
Recuerda, debes responder con honestidad.
- Dürüstçe mi?
¿ Honestamente?
Dürüstçe mi?
¿ Qué pensaste del libro?
Dürüstçe.
Honestamente.