English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ G ] / Gitti

Gitti tradutor Espanhol

64,045 parallel translation
Bu oyunu daha önce oynadığımız son sezondur. Gitti.
Ésa fue la última vez que jugamos antes de de que ella se marchara.
"Ve sonra, bir mazot dumanı püskürterek, " Elebaşım gitti.
Y de repente, en medio de una nube de humo ese jefe desapareció.
Migrenler daha da kötüye gitti ve rüyalarım daha canlı oldu.
Las migrañas empeoraron y mis sueños tiene más vivos.
- Her şey cehenneme gitti.
Todo se ha ido al infierno. HOMBRE :
Bence biri gitti, sırada birkaç yüz bin daha var.
Yo digo, uno menos y faltan unos cientos de miles más. - ¡ Dean!
Sanat simsarlığına başladım, arkasına da gözlerim siktir olup gitti.
Y luego empecé a venderlo y desde luego... mi visión se fue a la mierda.
- İki gün önce gitti. - Gitti mi?
- Se fue hace dos días.
Beklendiği kadar iyi gitti.
Eso salió tan bien como se podría esperar.
Kampa gitti.
Se fue a acampar.
Evie, bir kalede yaşamak istiyordu ama yerde uyuyacağı ve saç kurutma makinesi için priz olmayan bir yere mi gitti?
¿ Evie "quiero vivir en un castillo" duerme en el suelo sin un lugar donde enchufar un secador de pelo?
İyi gitti.
Eso salió bien.
Senin dememen hoşuma gitti.
Me gusta que tú no.
Her neyse, babam öldü ve annem sonrasında hızla kötüye gitti.
Bueno, papá murió y mamá empezó a empeorar rápidamente después de eso.
- Gitti bile.
- Es demasiado tarde.
Oradan koptu gitti.
Y salió de allí.
Gülüşün hoşuma gitti.
Me gusta tu risa.
Benim de mütevazı moda zevkin hoşuma gitti.
Me gusta tu discreto sentido de la moda.
Kat gitti.
Kat se fue.
Hoşuma gitti.
Me gusta.
- Hoşuna gitti mi?
- ¿ Te gusta? - Sí.
Bu konuşma hangi ara bu kadar ters gitti?
Espera, ¿ cómo resultó mal tan rápido esta conversación?
Gitti.
Se fue.
Öylece çekip gitti.
Ella solo se fue.
Kapıya kadar gelip bir kutu bıraktı ve gitti.
Ella camina hasta la puerta y deja una caja. Y se va.
Dünyanın büyük bir parçası yok olup gitti ve herkes hayatına devam ediyor.
Una gran parte de este mundo que simplemente se fue, y todos los demás siguen adelante como si nada.
- Ama bitti gitti.
- Pero ya pasó.
Sarhoşlar sızdı, artistler gitti.
Los ebrios están inconscientes, los pretenciosos ya no están.
- Öldü gitti.
- Murió.
Okuldan çıktı, eve gitti, bazı işlerini halletti.
Se fue de la escuela fue a casa y puso algunas cosas en orden.
Tezgâhın üzerine bırakıp gitti.
Lo dejó en el mostrador y se fue.
Jack, Kaptan Flint'i avlamaya gitti.
Jack se fue a dar caza al Capitán Flint.
İyi mi? Buradaydı ama gitti.
Estaba aquí y después se fue.
Sonra da gitti.
Ahora se fue.
Canlar gitti kollar gitti, bacaklar gitti.
Fueron vidas, brazos, piernas.
İşte bu yüzden gitti zaten.
Y por eso se fue, viejo.
Öyle dememin sebebi... Çekip gitti dedim çünkü böyle söylememi o istedi.
Mira, lo que dije... cuando dije que solo... se fue... es lo que me dijo que hiciera.
Bak tutunduğun şey her ne ise bitti gitti o şey.
Mira, a lo que sea que te estés aferrando... ya no está, viejo.
Aklında kalmasını istediğin çok şey olduğunu söylediğini hatırlıyorum. Ama hepsi unutulup gitti.
Recuerdo que dijiste que había mucho a lo que querías aferrarte y entonces se acabó.
Sherry gitti.
Sherry está muerta.
Hayatımda hiçbir zaman, o gece ormandaki kadar korkmamıştım. Cesaretim uçup gitti. Benim sayımın söyleneceğini beklerken bunun, cesur birinin başına geldiğini gördüm.
Nunca en mi vida había estado tan asustado como lo estaba esa noche en el bosque, de rodillas en el suelo, completamente convencido de que me tocaría a mí, entonces vi que lo que le sucedió a alguien valiente... a un sobreviviente.
- Carson da gitti.
Carson se ha ido...
Annem daha çocukken onu bırakıp gitti!
¡ Abandonó a mamá cuando era una niña!
Ufak gezegeni bıraktı gitti!
¡ Abandonó al planeta diminuto!
Summer sadece yabancılarla gitti isminde "Ölüm" olan birileriyle ve isimlerin geri kalanı da "Takipçileri".
Summer acaba de huir con extraños que tienen "Muerte" en sus nombres, y el resto es "Acosadores".
- Hayır, hoşuma gitti.
- No. Me gusta.
Alıntı modu. Hoşuma gitti.
"Modo de cita." Me gusta.
Hoşuna gitti mi?
¿ Se sintió bien?
Bu sabah gitti.
Se fue esta mañana.
- Abby nereye gitti?
- ¿ Dónde ha ido Abby?
- Kaçtı gitti.
- Ha salido pitando.
Merhaba, buradan geçiyordum da bir şey tuhafıma gitti.
Hola, sí.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]