English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ G ] / Görev başına

Görev başına tradutor Espanhol

137 parallel translation
İşinizi doğru yaparsanız iyi geçiniriz ama her durumda işinizi yapın. Görev başına.
Hagan su deber y puede que nos llevemos bien pero pase lo que pase, cumplirán con su deber.
Bay Morrison, görev başına.
Sr. Morrison, haga su deber.
Hemen görev başına dön.
Vuelve inmediatamente a tu puesto.
Görev başına, sence görevin bir anlamı varsa.
El deber te llama, si recuerdas esa palabra.
Hadi beyler, herkes görev başına.
Vamos, caballeros, cada cual a su puesto.
On dakika uyuduğumuzu varsayalım, sonra görev başına döneriz.
Diez minutos de hacer ver que dormimos y volvemos.
Limandan ayrılmak için herkes görev başına!
¡ A sus puestos para zarpar!
Ayrılmak için herkes görev başına!
¡ Todos a sus puestos para zarpar!
Görev başına, Dr Dedham.
Bueno, el viejo doctor Dedham. Ese toque, alguien me necesita.
Haydi görev başına.
De vuelta a las minas de sal.
Çavuşlar, görev başına.
Guardia, tome el mando.
Görev başına, Johnny.
Estás de servicio, Johnny-O.
Görev başına.
Vuelve al servicio, Fisher.
Görev başına. Kıyıya çıkıyoruz.
¡ Puestos de combate, todos!
Görev başına hadi. İlk büyük zaferimiz yakındır.
Lograremos las primeras victorias muy pronto.
Muhafızlar görev başına!
¡ A la guardia!
Herkes görev başına.
Volved a vuestros puestos, todos.
- Şimdi görev başına.
- Ahora a cumplir con su deber.
Herkes görev başına!
¡ Ocupen todas sus puestos!
Tüm personel görev başına. Ambulans çağırın!
¡ Los equipos de rescate dirigirse a la pista!
Görev başına!
A vuestros puestos.
- Görev başına!
- Todos a sus puestos.
- Altmann, görev başına. - Emredersiniz.
coronel.
Herkes görev başına.
Regresen a sus estaciones.
Tüm personel, görev başına.
Todo el personal, reasuman sus estaciones.
# Tamam, görev başına! İzin verecek misin?
¿ Te parece bien?
Seni görev başına çağıran Başkanlık emri.
Un decreto presidencial que te ordena reincorporarte.
- Pekala görev başına.
- Bien, vamos allá.
Görev başına.
Estación.
Bütün subaylar görev başına.
Todos los oficiales a sus puestos.
Herkes görev başına!
¡ Todos a sus puestos!
Baylar, görev başına.
Caballeros, a nuestros negocios.
Görev başına, acele edin.
Equipo de guardia, deprisa.
- Herkes görev başına.
- Bien, todos a sus puestos.
Görev başına geçmek için Kraliçenin istemesi gerek.
Usted no se reportará a menos que la Reina lo solicite.
Cengâverler görev başına. Füzeleri vursunlar.
Lancen astrofurias, intercepten misiles.
Görev başına.
El deber me llama.
Görev başına!
¡ Ataquen!
Görev başına!
El deber me reclama
- Herkes gemiye görev başına.
- ¡ Todos, levanten anclas!
Zaman kazanmak için hemen başlayalım. Ne de olsa memur Peters görev başı yapmadan önce... evine, karısına, ailesine kavuşmak için sabırsızlanıyor.
Con objeto de ahorrar tiempo, seguiremos, ya que estoy seguro de que el agente Peters está deseando volver a casa... con su mujer y sus hijos antes de incorporarse al servicio.
Olası halefim diyelim... Görev başındaki tüm 2 Numara'ların senin tarafından komplolara karşı uyarıldığına yönelik kanıtları toplamayı başarmış. Söz konusu komplolar suikastlarmış.
Mi muy eficaz colega, y quizás mi presunto sucesor, ha reunido las pruebas que cada número 2 interino ha recogido a lo largo de mi ausencia, han recibido su aviso respecto a un improbable complot contra ellos.
Eğer Teğmen Lawson'un başına bir kaza gelirse... bu görev... yarım mı kalacak?
¿ La misión debería ser abortada... si el Tte. Lawson... sufriera un percance?
Görev başında içki içerek Lincoln Lisesi'nin itibarına leke sürmemden mi korkuyorsun?
Temes que termine... con la reputacion de Lincoln High, porque tome durante el trabajo
Hatalı tutuklama, haksız gözaltına alma, görev başındaki memuru engelleme ve cinayet suçlamasıyla hakkınızda zabıt tutacağım.
Les denunciaré por detención ilegal, arresto indebido, por resistencia a la autoridad y por asesinato.
Araştırdım ve öğrendim ki birisi... Albay Reich'ın karşı çıkmasına rağmen, Sam Houston Karagahındaki... 112. Askeri İstihbarat Grubunun o gün görev başı yapmamasını söylemişti.
Lo comprobé y descubrí que alguien... había dicho al Grupo 112 de la Inteligencia Militar en Fort Sam Houston... que aquel día no trabajarían, pese a las protestas del coronel Reich.
On yıl sonra, Gareth Sismoloji Görev Biriminin başına geçecek ve depremleri tahmin edecek bir sistem geliştirecek.
En 10 años Gareth dirigirá el Destacamento de Fuerzas de Sismología. y diseñará un sistema que predicirá los terremotos.
Araç gidiyor. En çok başına dert açaçak görev hangisi?
Se va el autobús. ¿ Qué obligación fue la que menos entendió?
Resmi olarak savunma bakalığı için çalışmıyorsun. Bu formlar görev sırasında başına gelebilecek Herhangi bir aksilikte Bakanlığı sorumlu tutulmasını önleyecek.
No trabaja oficialmente para el Ministerio de Defensa... y estos indemnizan al Ministerio... de cualquier accidente que pase mientras cumple su deber.
Görev başına!
- ¡ Todos a sus puestos!
Görev başına!
¡ En marcha!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]