Hava sıcak tradutor Espanhol
1,109 parallel translation
Hava sıcak.
Hace calor.
Hava sıcak değil mi?
Día caluroso, ¿ eh?
Mademoiselle'ı hava sıcak olduğundan,... eldivenlerinizi Woodend'den geçerken çıkarabileceğiniz konusunda bilgilendirdim.
Ya he dicho a la señorita que como el día promete ser caluroso, Les permita quitarse los guantes cuando lleguen a Woodend.
Efendim hava sıcak, öyle değil mi?
Hace calor, señor patrón, ¿ verdad?
Bugün hava sıcak. Beğendiniz mi?
- De todo un poco... ¡ Qué calor!
Miami sıcak bir dalga tarafından kavrulanırken hava sıcaklığı 32 dereceye çıktı ama iç ve dağlık bölgeler kar altında.
Mientras Miami se ahoga en esta ola de calor invernal los estados próximos a las Rocosas están sepultados por la nieve.
... yılın en sıcak günlerinde buharı tüten çay içerek vücut ısılarını hava sıcaklığı ile dengelermiş.
... bebían té hirviendo en los días más calurosos del año para equilibrar la temperatura interior y exterior.
- Hava sıcak.
- Hace calor.
Canı sıkılan hergeleler " Cumartesi gecesi hava sıcak, karı da yok.
Los capullos decían : "Hace calor hoy. Hoy no mojamos".
Sadece sıcak hava üflüyor.
Nada más está desahogándose.
Tanrım, hava ne sıcak.
¡ Señor, qué calor!
Bugün hava çok sıcak...
Hoy hace mucho calor.
Hava iştahlı olmak için çok sıcak.
Hace mucho calor para tener apetito.
Hava cehennem gibi sıcak olacak.
Va a estar caliente.
Hava çok sıcak, töreni bekliyorum.
Hace... mucho calor ahí afuera esperando a la ceremonia.
Bakın sıcak hava, hadi. Daha iyisiniz, değil mi?
Es el calor, vamos, ahora está mejor, ¿ verdad?
Hava çok sıcak.
¡ Qué calor!
Son günlerde hava çok sıcak.
- Es que hace tanto calor...
Bak, hava çok sıcak ve biraz acelemiz var. Ne kadara tamir edilir?
Mira, hace calor y tenemos mucha prisa Cuánto costará la reparación?
Kıpkırmızı olmuş ağızlar... süte karıştırılmış çilekler şekerli öpücükler, saat 4'te atıştırmalıklar, sıcak hava...
Boca roja manchada... frutillas trituradas en la leche... besos azucarados, cuatro de la tarde... aperitivos... calor.
Somurtmak için hava çok sıcak.
Hace mucho calor para discutir.
- Bence, hava çok sıcak.
- Yo tengo calor.
Hava çok sıcak, daha hızlı gidip serinleyebilir miyiz?
Hace calor. ¿ Podríamos ir más rápido para que el auto se refresque?
Sıcak hava dalgası etkisini sürdürüyor. Şehir, sekiz gündür 35 dereceyi geçen rekor sıcaklıklarla kavrulmaya devam ediyor.
El calor sigue y la ciudad hierve en el octavo día de temperaturas altísimas.
- Sıcak hava, sonra yağmur, sonra don.
- Aire cálido, lluvia y luego helada.
Sadece 150 yıl önce iki Fransız, Montgolfier kardeşler bir sıcak hava balonu ile ilk kontrollü uçuşu gerçekleştirmişti.
Hace 150 años, dos franceses, los Hermanos Montgolfier, construyeron el primer globo de aire caliente.
Hava çok sıcak, o kürek çekiyor. Daha kuvvetli, Bay Williams!
Hace mucho calor y él rema con fuerza.
Hava çok sıcak.
Hace mucho calor.
Hava bugün çok sıcak, değil mi?
Menudo calor, ¿ no?
Hava çok sıcak.
Demasiado sol.
Los Angeles'deki hava : Açık ve sıcak ve hafif puslu.
El tiempo en Los Angeles : sigue claro y cálido, con algo de polución.
Basit bir ilkeye göre : sıcak hava yükselir.
Es un principio científico básico que el aire caliente asciende.
1940'ta Belçika'da bir hava taarruzunda yere çakılmış.
1940. Asalto en planeador. Bélgica.
Hava çok sıcak, sen de hayli sinirlisin, biraz dinlenir misin lütfen?
Hace mucho calor, y estás muy nerviosa, así que trata de descansar, ¿ eh?
Hava çok sıcak!
Nunca sentí tanto calor!
Birkaç belge imzalıyor ve sonra dinlenmesi gerek. Çünkü hava çok sıcak olmuş.
firma unos documentos y tiene que descansar porque'hace un calor insoportable'.
Bir sıcak hava balonu kiraladım.
# Puedes sentir el nuevo día #
Sıcak hava! Senin için mükemmel bir araç.
# Nuevo día #
Benimki gibi sıcak hava balonu, önceden hiç görmemişler.
# Puedes sentir el nuevo día #
Sıcak hava balonları havadan daha hafiftir, ama yer çekimine dayanamazlar.
Los globos de aire caliente son más livianos que los de aire, pero no más que la gravedad. Por eso, a veces no vuelan.
Hava çok sıcak.
Qué calor hace.
Hava oldukça sıcak ve dondurma çok çabuk eriyor.
Está bastante caluroso afuera.
Bugün hava çok sıcak.
Hoy hace mucho calor.
Hava hâlâ sıcak ve yağmurluydu.
El tiempo es cálido y lluvioso.
Hava çok sıcak.
Hace calor.
- Beni özlüyor, New York kokuyor, canı sıkılıyor ve hava oldukça sıcak.
- Falta de Nueva York apesta, 755 1 : 07 : 48,312 - - 1 : 07 : 50,946 es aburrido, y el clima es extremadamente caluroso. situación normal.
Bugün hava pek sıcak değil.
Bueno, hoy hace bastante frío.
Neden titriyorsunuz, hava çok sıcak.
¿ Cómo puedes estar temblando cuando hace tanto calor?
Hava çok sıcak. Sadece kadınlar çalıştığı için çok rahat davranıyorlar.
Hace mucho calor... y, como solamente hay mujeres, están cómodas.
Elini tutunca sıcak hava geliyor.
Con aire a presión y uno se restriega las manos.
Hava hala çok sıcak.
El aire está quieto.
sıcak 416
sıcaklık 48
sıcak çikolata 23
sıcak su 41
sıcak mı 47
sıcak değil mi 17
sıcak dudak 25
hava çok güzel 31
hava durumu 19
hava çok soğuk 32
sıcaklık 48
sıcak çikolata 23
sıcak su 41
sıcak mı 47
sıcak değil mi 17
sıcak dudak 25
hava çok güzel 31
hava durumu 19
hava çok soğuk 32