Ilk önce tradutor Espanhol
7,806 parallel translation
Geçmene izin verirdim ama ilk önce ben geldim.
Te dejaría pasar, pero he llegado antes.
Optik testinde ilk önce küresel aberasyon kontrol edilmeli.
La primera prueba de óptica es controlar la aberración esférica.
Ilk önce ateş edip sonra soru soran.
El tipo que dispara primero y hace preguntas después.
- Elbette doğru. Bilmediğim şey şu, ilk önce hanginiz benimle anlaşma yapmak istiyor?
No sé es cuál quiere llegar a un trato conmigo primero.
Birkaç sayfa yazdığın zaman ilk önce bana göstermeni istiyorum.
Cuando tengas algunas páginas, quiero ser el primero en verlas..
Diğerlerine ilk önce saldırma ayrıcaığını veriyorum.
Dejé que los otros tomaran la ventaja de atacar primero.
Derler ki ilk önce kulaklar işitirmiş kötü haberi sonra birisini kaybetmenin ne demek olduğunu anlarmışsın.
Dicen que la audición es el primero de los sentidos, que recibes... y lo último que se pierde.
Orada görüşürüz ama ilk önce eski bir dostla görüşmem gerekiyor.
Antes tengo que ir a ver a un viejo amigo.
Ama ilk önce Hani'nin iyi olduğundan emin olmak istiyoruz.
Pero primero queremos saber que Hani está bien.
Evet, ama ilk önce Hani'yi görmek istiyorum.
Si, primero quiero ver a Hani.
Supernatural ilk önce korku dizisi olarak ortaya çıktı.
Supernatural nació como una serie de terror.
Beni buraya ilk olarak, kısa süre önce Usagi getirmişti.
Mi primera vez fue cuando Usagi-chan me trajo hace un tiempo.
Şekere ilişkin ilk raporlar milattan önce 8000 civarında Yeni Gine'den gelmiştir.
Los primeros informes de azúcar vinieron de Nueva Guinea en 8000 antes de Cristo.
İlk cinayetten bir hafta önce.
Una semana antes del primer asesinato.
Onu ilk olarak 3 hafta önce tespit etmiştim.
Al principio la escuché hace tres semanas.
Kim bu? İlk önce yemeğimi almama izi ver.
¿ Quién es? Deja que primero coma algo.
Yaklaşık iki saat önce ilk hapını aldı.
Se tomó la primera pastilla hace dos horas.
Kayıtlardaki ilk vaka 35 yıl önce.
El primero de la historia, hace 35 años.
İlk önce sen açmak ister misin bebeğim?
¿ Quieres llamar tú primero, nena?
İlk önce onunla konuşman daha iyi olur.
Mejor habla con él primero.
İlk önce Grant'ı, sonra Alice'i.
Primero a Grant, después a Alice.
İlk önce sana içecek bir şeyler getireyim.
Deja que te traiga algo de beber primero.
Size soyleyeceklerimi anlamaniz için, ilk once bir sey yapmalisiniz.
Para entender lo que voy a contaros, tenéis que hacer algo primero.
- İlk önce sorunu bulman gerekir.
Será mejor que seas capaz de identificarlo.
Bunu yapmanızı istiyorum çünkü sizden daha önce hiçbir şey istemedim ve şimdi ilk kez başka birisi için bir şey istiyorum.
Quiero que lo haga porque nunca le he pedido nada, y la primera vez que lo hago, es un favor para otra persona.
4,5 milyar yıl önce gaz ve tozdan kalan disk içinde güneşin oluşumundan sonra ilk gezegenler meydana geldi.
hace apenas más de 4,5 millones de años, en el disco de restos de polvo y gas a partir de la formación del sol, las primeras formas planeta.
O zaman şimdi... İlk önce...
Bien, lo primero será...
- İlk önce buradan çıkmalıyız.
Primero necesitamos salir de aquí.
İlk önce kiliseye mi gideceksin?
¿ Vas a ir primero a la iglesia?
İlk önce sen evlat.
Después de ti, chico.
Erkenden gidip geç kalan öğrencileri tespit edelim. Sonra da ilk dersten önce güzelce gözetmenlik yapayım.
Tenemos que ir a comprobar pronto a los estudiantes castigados y después conseguir algo de buena supervisión anticuada en la entrada antes de primera hora.
Sehpaya 13 adım. İlk önce ellerinizi ve ayaklarınızı bağlayacağım.
Ascenderá trece pasos hasta la plataforma en donde primero le ataré sus manos y sus pies.
İlk önce ısınacağız.
Primero hay que calentar.
İlk müdahale ekibi bir saat kadar önce geldi.
El auto está registrado a nombre de su esposo, Dix Turner. Los primeros en llegar lo hicieron hace una hora.
İlk önce benim sorum var.
Tengo una pregunta para ti antes.
Kayıtlardaki ilk vaka 35 yıl önce.
El primero consta de hace 35 años.
- İlk önce annen, sonra baban.
Primero tu madre, luego tu padre, - y ahora Thea.
İlk önce son altı ayda Arrow'un görüldüğü her suç mahallini saptadım.
Primero localicé todas las escenas de crímenes que Arrow ha saboteado en los seis pasados meses.
İlk önce kanıt üzerinde çalışacağız.
El primer paso es trabajar con las pruebas...
İlk kısımda adamı saldırıdan önce boş boş dolanırken görüyoruz.
Bueno, en la primera parte solo se ve al tipo caminando antes del ataque.
İlk önce beklediler. Savaşın en kötü tarafı da budur.
Pero primero esperaron... y eso es la peor cosa en una guerra.
İlk önce, bizi partinizden dışladınız, sonra partiye dahil ettiniz, sonra hayatınızdan dışladınız.
Primero de todo, nos excluyen de su fiesta, y luego nos incluyen en su fiesta, y después nos excluyen de su vida.
İlk bulgularımı tamamlamadan önce, yardımcı olamam ama şüpheliye dair bir kaç tespitimi paylaşabilirm. "Gig Limanı Katili" lakaplı kişi için, ama an itibariyle tanımladığım kişi, "Olay Yeri Katili"
Antes de registrar mis conclusiones preliminares, no puedo evitar compartir algunas reflexiones sobre el sospechoso apodado El asesino del puerto, pero a quien me gustaría describir más exactamente como El asesino de las escenas del crimen.
İlk önce, bahçede kullanacağınız tarzdaki hunilerden sandım.
Primero pensé que sería algún tipo de embudo para usar en el jardín.
İlk önce borular sandım ama su kullanılmıyor yani sebebi bu olamaz.
Al principio pensé que eran las tuberías... pero no hay agua así que no puede ser eso.
İlk önce her şeyi mükemmelleştirdi.
Primero, las cosas iban perfectas.
İlk önce, Hawkins'in vurulduktan sonra masanın altında sürüklendiğini düşündüm.
Al principio, pensé que a Hawkins le arrastraron... debajo de la mesa después de haberle disparado.
Memnuniyetle, ama ilk olarak, sözleşmeyi imzalamadan önce, mutlaka çok dikkatli bir şekilde okuma adetim vardır. Hmmm Hımm Hımm.
Encantada, pero primero, ya he tenido problemas con contratos, así que debo leer este cuidadosamente.
Yani önce bebeği yaptık sonra da ilk randevumuza çıktık baksana?
Quiero decir, tendremos un bebé y luego ¿ tendremos nuestra primera cita?
- İlk önce yıkıyorlar.
Bueno, antes te lo lavan.
İlk bakışta kurbanları sosyal medyaya göre seçiyor gibi, ama burası Tara'nın ölmeden önce ziyaret ettiği AVM.
A primera vista, la victimología parece relacionada con su presencia en las redes sociales sociales pero es el mismo centro comercial que Tara visitó
önce 471
öncelikle 448
önceden 33
önceleri 26
önce sen 213
önce ben 89
önce ben sordum 18
önce para 23
önce ben geldim 22
önce siz 62
öncelikle 448
önceden 33
önceleri 26
önce sen 213
önce ben 89
önce ben sordum 18
önce para 23
önce ben geldim 22
önce siz 62