Önce para tradutor Espanhol
17,222 parallel translation
Zamanda yolculuk ederek, onu avlamak ve güç sahibi olmadan önce durdurmak için özel bir ekip kurdum.
He reunido a un equipo de élite para atraparlo a través del tiempo y detener su ascenso al poder.
Babam birkaç ay önce benimle temasa geçti ve bana para göndermeye başladı.
Hace unos meses, mi papá se puso en contacto y empezó a mandarme dinero.
Görevimiz Tehlike'ye başlamadan önce Honolulu'da, diziye katıldığını duyuran bir basın toplantısı yapıldı.
Antes de que empezara a hacer Misión, hubo una conferencia de prensa en Honolulu para anunciar que se sumaría al elenco.
Fakat oylamadan önce 24 saatten az zamanımız var.
- Sí. Pero tenemos menos de 24 horas para la votación.
Önce sizinle görüşmek istedim. Duruşmaya çıktığında yardım ister misin diye sormak için.
Quería hablar con usted primero, para preguntar si un poco de ayuda podría darse cuando se llega a los tribunales.
Daha önce hiç ceset getiren o kadar çok polis görmemiştim.
Nunca había visto a tantos estatales para una autopsia.
Ama o gelmeden önce trajik bir kayıpla baş etmekte zorlananlar için
Pero antes de que suba, quiero que quienes tengan problemas para manejar esta pérdida trágica...
Bu sadece oylamadan önce suçlamaları sorgulamak için.
Esto es sólo para examinar los cargos antes de la votación.
Daha önce hiç kimse benim için böyle bir şey yapmamıştı.
Nadie ha hecho nunca algo así para mí antes.
Benden önce Books'u görürseniz söyleyin, bir görevde bana yardımı gerek.
Si veis a Books antes que yo, decidle que lo necesito para una misión.
Ondan da önce hayvan barınağıydı.
Y antes de eso fue usado para la adopción de mascotas.
Önce, seni şehirden uzaklaştırdı. Kendi işini kurabilsin diye.
Primero te hace mudarte lejos para abrir su negocio nuevo.
İlk önce sahip olduklarınızı kapsamlı olarak araştırıyoruz... ortak olanları da, bireysel olanları da... Böylece...
Empezamos con una contabilidad completa de sus activos... de manera conjunta y por separado... para que podamos ver lo...
18 yıl önce bebek işini bırakıp kargo teslim etme işine adım atarak tüm leylekleri kurtardım.
Hace 18 años, salvé a las cigüeñas, dejando a los bebés, para dedicarme a la entrega de paquetes.
Önce daha farklı kuşlar ve hayvanları işe alırdım.
Para empezar, contrataría mayor variedad de aves y animales.
İki gün kadar önce sığırları gütmek için kasabaya gelmişlerdi.
Se les esperaba en el pueblo para conducir al ganado hace más de dos días.
Ne düşündüğünü anlamak için o şeylerden birine ihtiyacım yok. Çünkü insanların yaptıklarından önce ne istediklerini anlamak için yalnızca onlara bakarak okumak üzere tasarlandım ve eline geçen ilk fırsatta beni becermek istediğini biliyorum ama yapmamalısın.
No necesito uno de esos cacharros para saber qué estás pensando, porque fui construida para leer a la gente con solo mirarla, para saber qué harán antes de que lo hagan.
Spitz'in üzerinde büyük bir baskı var ama Matthes 2 yıl önce sırtüstü yüzme rekoru vardı ama Matthes 3 hafta sonra bu rekoru geri aldı.
Hay una gran presión sobre los hombros de Spitz en esta carrera, pero Matthes está... Metros espalda hace dos años, solo para que Matthes lo recuperara tres semanas después.
Çeklerinin karşılığı olduğu, sahte para vermedikleri sürece olanlara karışmamam gerektiğini uzun zaman önce öğrendim.
Siempre que los cheques y el dinero estén hechos del papel adecuado, aprendí hace mucho tiempo a no mirar tras las cortinas.
Önce reddettim ama sonra nedense Arthur onunla çalışmaya başlamış.
Y al principio le dije que no y... luego, Arthur, no sé cómo, empezó a trabajar para él.
Hakim Gray kararını bildirmeden önce,... vereceği kararı düşünmek ve bu işi bitirmek için en az dört haftası var,... ve geriye sadece iki karşıt konuşma kaldı.
Sólo quedan dos discursos cruzados... antes de que el Juez, el Juez Gray, reitere, lo que se nos dice... será por lo menos de cuatro semanas... para emitir su juicio.
Londra'ya gelmeden önce,... hukuk mahkemesinin, tarihsel gerçekleri araştırmak için iyi bir yer olmadığına kesinlikle emindim.
Bueno, antes de venir a Londres, definitivamente no estaba convencida de que una Corte... era un buen lugar para investigar la verdad histórica.
- Ben ise elime bir silah alıp kendimden önce başka birinin beynini uçurmak için bir neden arıyorum.
- Solo busco una razón para coger una pistola y volarle el cerebro a alguien antes de volarme los sesos a mí, así que dime,
Hayır, bekle... Her şeyden önce, bu bok kafalıyla neden evlendin?
No, espera, ¿ por qué te casaste con ese idiota para empezar?
İlk önce, sen hiç de başarısız bir anne değilsin.
Para empezar no eres un fracaso como madre.
Önce Kimmy ile tekrar bir araya geldik. Sonra da harika bir park yeri buldum.
Primero, Kimmy y yo volvemos a estar juntos, y luego encuentro un lugar estupendo para estacionar.
Önce normal konuştuğunuzu gördük ardından yiyişmenizi izledik.
Pues, vimos el besito y luego el besuqueo para mayores de 17.
Birkaç hafta önce ilk randevuma çıkmaya karar vermiştim.
Pero solo hace una semana que decidí que estaba lista para tener una cita.
Senden önce, şimdi tekrar yapacağım.
Hice un trabajo rápido para tí antes, y lo haré de nuevo.
Başkanınızın daha önce yeni limanınız için dediği gibi bu dünyanın limanı olacak.
Es el comienzo de una nueva era para Islandia y para nosotros. La ciudad se volverá el puerto central del mundo, como ha mencionado nuestro alcalde.
Bu baş belasının Litvanya mafyasının insan kaçakçılığı olayından bir gün önce ortaya çıkması bana çok tuhaf geliyor. O konudan haberin var mıydı?
Sería sorprendente que un tipo que ama los embrollos se diera vuelta... cuando el lituano y su mafia desembarcan para hacer su sucio tráfico.
Muhtemelen Çinli müteahhitlere satmak için. - Bunu niye daha önce görmedik? - Yan kuruluş altında gizlenmiş.
para vender a los contratistas chinos. todas ellas propiedad de Drengur.
İyi haber ise şu. Bu sefer sizi vurmadan önce bir saat daha bekledi.
La buena noticia... ha esperado una hora más para dispararle.
Hedeflerim daha önce onun için çalışan kişilerdi.
Mis objetivos fueron todos personas que trabajaron para él.
Bir süre önce bana bir kitap vermiştin. Sıkıntılı zamanlar için tavsiye.
Hace tiempo me diste un libro, consejo para estos tiempos revueltos.
Keşke daha önce karşılaşsaydık da onu tanıyabilseydin.
Desearía haberte conocido antes para que pudieras conocerlo.
Amcamı uyarmak için onlardan önce kulübeye ulaşmalıyım.
Tengo que llegar antes que ellos para avisar a mi tío... Relájate.
Seni zorlayacak tek şey para kazanmak. Bir an önce başlasan iyi olur.
Entonces, a lo único que te expones es a hacer algo de dinero, lo que sería un buen cambio.
Senin yaşındayken kendisi için planladığı geleceği biliyorsun. O binada yangın çıkmadan önce tabii.
Sabes los planes que tenía para sí mismo cuando tenía tu edad, antes del incendio de ese edificio.
Belki de gerçekleri ortaya çıkarmak için önce o kadını ortaya çıkarmalıyız.
Quizá desenmascararla sea la clave para revelar todo.
Bu denli zor bulunan bir dosyayı bulmak için bu kadar güvenlik kuralı çiğnemek zorunda kalmamıştım daha önce. Ne yaparsın işte.
Nunca he tenido que romper tantos protocolos de seguridad para encontrar un archivo completamente censurado al final del arcoíris. ¿ Qué vas a hacer?
İki saat önce bana suç atmak için silinmiş bir dosyayı kullanıyordun.
Hace dos horas estabas usando un archivo censurado para incriminarme.
İki saat önce düzenlenmiş bir dosyayla bana komplo kurmaya çalışıyordun.
Hace dos horas, que estaba utilizando un archivo redactada para incriminarme.
Ondan iki gün önce Marna'ya, Forever 21'ın kevaşelere göre olduğunu söylemişsin.
Bueno, dos días antes de eso, le dijiste a Marna que forever 21 era para guarras.
Böylelikle, Hilma af Klint tam bir asır önce gelecek için çizdi.
También, desde un siglo atrás, Hilma Af Klint pintaba para el futuro.
Öğleden önce dönsen bile sorun olmaz. Hepsi de çantada hazır hâlde olacaklar.
Incluso si es temprano en la tarde, está bien, estaré listo para ti.
Biraz para bulalım önce siz
vamos a encontrar algo de dinero Después de tí
- Ama önce bir şeyler yesek?
Pero primero, ¿ cómo está sobre nosotros consigue que un bocado para comer?
Elbette son savaştan önce kendisi Almanya'nın en zengin adamıydı o yüzden para konusunda pek bir fikri yoktur.
Pero, antes de la última guerra, Él era el hombre más rico de Alemania, Así que me temo que tiene muy poca idea de dinero.
Ama önce size bir mesajım var.
Pero primero... Tengo un mensaje para ti.
Bak, eğer tamamen dürüst olmamı istiyorsan evlenmeden önce bile bir gün boşanacağımızı biliyordum.
Para ser totalmente honesta... creo que sabía que íbamos a divorciarnos... antes de que nos casáramos.
para 1088
param 46
paramount 22
paraguay 35
parayı 47
param yok 109
paraşüt 18
paragraf 17
paran 31
para yok 73
param 46
paramount 22
paraguay 35
parayı 47
param yok 109
paraşüt 18
paragraf 17
paran 31
para yok 73
param var 112
paramı 23
paran var 16
parasız 29
parayla 16
paralar 28
para bende 17
paramı ver 38
param nerede 79
paraya ihtiyacın var mı 17
paramı 23
paran var 16
parasız 29
parayla 16
paralar 28
para bende 17
paramı ver 38
param nerede 79
paraya ihtiyacın var mı 17